Bu başlık insanca yaşanacak bir dünya için mücadele eden komünistlere anlamsız ya da küfür gibi gelecektir. Hem insanca bir toplum kurmaya çalışacaksın hem de insanın ihmal edildiğini söyleyeceksin! Bu yazıda Marksizm’in insanı ihmal edip etmediği sorusunu pratik mücadeleden çok Marksizm’in temellerinden ve toplumsal dinamiklerden kalkarak tartışmak tercih edilecektir. Sorulduğunda herkes devrimcidir elbette iktidar perspektifi vardır...
Marksizm ideolojinin ve hayatın değişik alanlarında bir birikimi ve o birikimden kopuşu gösterir. Örneklendirmek gerekirse kuramcıları; William Petty Adam Smith ve David Ricardo olan Klasik İngiliz Ekonomi Politiği Marksizm’in kaynaklarından birini oluşturur. Marx Kapital’in dört cildinde ve Katkı’da burjuva ekonomi politiğinin ayrıntılı bir eleştirisini verir. Artık Değer Teorileri’nde ise şöyle söz eder yukarda saydığımız isimlerden:...
Özellikle Batı’daki eleştirel gerçekçi sanatçıların burjuvaziye yer yer mesafeli yer yer de ılımlı yaklaşımlarına karşın Belinski Dobrolyubov Çernişevski gibi Rus gerçekçi yazar ve eleştirmenleri daha farklı bir yöntemle ilgilenmeye başlamışlardır. “Sanat eserlerinde yansıtılan gerçeklik insanlar için önemli olandır ve gerçek hayattan alınmışlardır. Bundan başka yazar sosyal gerçekliği yansıtmakla kalmaz aynı zamanda bunu açıklar ve yargılar...
“Hepsi birbirine çok benzer birçok geniş caddeler, aynı işi yapmak için, aynı saatlerde, aynı kaldırımlardaki aynı seslerle gelip geçen, kendileri için her günün dünle yarının aynısı olduğu, her yılın öncekiyle sonrasının sureti olduğu, eşitçe birbirinin benzeri insanlarca oturulan, daha da çok birbirine benzer pek çok dar caddeler içerirdi.” Charles DICKENS, Zor Zamanlar Kapitalizmin ezilen ve...
Sosyalist Politika’nın (SP) yayınladığı son bülten, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ile bir yol ayrımına geldiğinizi gösteriyor. Bu konumunuzun gerekçelerini de aynı bültende açıklıyorsunuz. Sizce ÖDP neden başarısız oldu? Sosyalist Politika yaklaşık 6 yıl ÖDP’de yeraldı. Kuruluş döneminde ÖDP’de yeralırken birkaç tespiti vardı. Bir kere, Türkiye’de sosyalist solun verili an için mümkün olan en geniş...
“Yüzyıldan fazla süren bir ihmalden sonra eski sivil toplum ve devlet konusu yeniden Avrupa siyaseti ile toplumsal kuramında hayati önemi bulunan bir tema haline geliyor. Bu konu ilk kez on sekizinci yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Bundan sonra da belirsizleştiği (veya belirsizlik içine itildiği) ve hemen hiçbir iz bırakmaksızın yok olduğu on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına...
Giriş Nedenleri ve belirlenimleri çerçevesinde anlayabiliyoruz olmakta olanı; olmakta olana hazırlanabilmemizi sağlayan şey de bu “nedensellik-belirlenim” çerçevesinde kurduğumuz bütün oluyor. Tarihselcilik buna denk düşüyor. Amaçsız ve olasılıklara bürünmüş olana şüpheyle; yapmakta olduğumuz “dönüştürme” eylemine güvenle bakmamızı sağlıyor. Yapısalcılar tarihe hiç iyi gözle bakmadılar analizlerini tarihsel bir çerçeveye oturtmayı “bilimsel bir hata” olarak gördüler. Geçmiş zamana...
Bu kez sorularla devam edelim. Bir kısmı kendi kendimize sorduğumuz ya da dostlarımız tarafından sıkça gündeme getirilen türden; ilerletici yanıta zorlayıcı. Diğer bir kısmı ise “dostluk”tan -ve bize zarar vermekten de- uzak sorularla… Sosyalist İktidar Partisi bir ara çok hassas olduğu leninist ortodoksiden uzaklaşıyor mu? Bu sorunun ne kadar kapsamlı olduğu hemen farkedilecektir. Öyle ki...
Marksizmin toplumun değişen yapısına, ortaya çıkan yeni olgulara yanıt üretemediği ve dolayısıyla marksizmin bir bunalım içinde olduğu savı yakın döneme özgü bir iddia değil. Marksizmin yetersizliklerini kapatmak adına, marksizmin zemininden havalanıp burjuva demokratizminin gömülü hazinesine ulaşmak da pek yeni bir girişim sayılmaz. Çağımıza özgü olan ise bu tür faaliyetlerin artık birtakım “post”lar altında dolanıyor oluşudur....
Avrupa komünizmi avrokomünizm Avrupa solu Batı marksizmi kavramları dillendirildikleri ve yazıldıkları yerlerde her zaman coğrafi bir vurgudan daha fazlasını ifade ettiler daha fazlasını hak ettiler. Avrupa ve marksizmin doğduğu Avrupa solu tüm dünya soluna en az reel sosyalizm kadar referans oldu. Avrupa’ya bakmadan edilemedi; edilemezdi de… Bundan sonra da edilemeyecek kimsenin şüphesi olmasın. Öte yandan...