Merhaba, Yeni bir sayıyla yine birlikteyiz. Bu defa dosya konusu olarak kemalizmi ele alıyoruz. Sivil toplum tartışmalarıyla ilgili dizimiz sürüyor. Ve elbette 11 Eylül ve sonrası değerlendirmelerimiz de. 11 Eylül ile ilgili Kemal Okuyan’ın “Savaş, sol ve anti-emperyalizm” başlıklı yazısında ABD’deki saldırılardan sonra dünya ve Türkiye’de solun aldığı ve alması gereken tavır konusuna açıklık getiriyor....
Usame bin Ladin için “Afganistan’ın, Asya’nın Che’si” diye yayın yapan El Cezire’ye Türkiye’den en büyük tepki Amerikancı atv kanalından geldi. “Che insanlık için mücadele etti” diye bilgilendiriyordu atv bin Ladin’den farkını koymak için Arjantinli devrimcinin. Sonu ise son derece ilginçti: “Che bir ilericiydi…” Bu haberde özgür bırakılan bir eski solcunun, ya da yüreği hala sol...
“Atatürk Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan Müttefiklerin artık birlik olmadıklarını, barışta istediklerini alamayan Fransa’nın ve hele İtalya’nın İngiltere’ye küskün olduğunu, halklarının yorgun ve savaştan bıkmış bulunduklarını, Anadolu ihtilaline karşı bir seferberlik yapamayacaklarını, öte taraftan bu memleketlerde güçlü bir sol kaynaşma bulunduğunu gayet iyi hesapladıktan sonra Emperyalist blok ile Sovyet atılımının arasındaki mücadelenin esas mücadele olduğunu ve...
“Mesela 2000’inci yılda; Türk Milli Kurtuluş Hareketinin fikir yapısını ve mahiyetini değerlendirmek isteyecek araştırıcılar, herhalde, derin görüş ayrılıkları içinde kalacaklardır. O kadar ki bu araştırıcılar, Türkiye bir inkılap hareketi yaşadı mı, yoksa olup bitenler, gelip geçenler, mücahit bir önderin müdahaleleri ile, onun mizacına ve günün icaplarına göre gelişen olağan işler midir diye, kararsızlık içinde bocalayabilecektir…” ...
Attila İlhan, kendi iddia ve varsayımları bir yana, Türkiye’nin özgün kemalistlerinden biridir. Özgünlüğü kapsamında değerlendirilmeli; kendisini “sosyalist” olarak görür. İçerden sayıp girilmesi kaçınılmaz bir etik tartışmanın önünü hemen almak istediğim için belirtmeliyim: Bizden değildir. Yalnızca etik nedenlerle -ki bunlar hayli önemlidir- değil aşağıda değerlendirilecek ideolojik tercihleri nedeniyle bizden değildir. Özgün olan ve olmayan İlhan’ın özgünlüğünden...
“Sanıyorum sonuna geldi” . Yıllar önce kemalizmle ilgili bu söyleniyordu. Ve sanıldığından daha fazla sayıda solcu tarafından. Türkiye solu, karşısında görmekten kurtulamadığı kemalizmi aştığını sanıyordu. Kendi gücüyle değil tabii. Kemalist söylemlerle gelen 12 Eylül gericiliğinin ve darbenin hemen ardından başlayan Kürt direnişinin kemalizmi ila nihaye bitirdiği iddia ediliyordu. Yeni sol çevrelerde pazarlanan tez şuydu: Kemalizm...
Türkiye’nin içinden geçtiği siyasal süreci değerlendirmek herkes açısından fazlasıyla önemli. En gelişkin örgütlenme biçimi olarak tanımlayabileceğimiz siyasal partilerden, belki şimdiye kadar siyasetle hiç ilgilenmemiş “sokaktaki insan”a kadar hemen herkes ülkenin gidişatına dair doğru ya da yanlış akıl yürütmeye ve geleceği (belki de kendi geleceğini) görmeye çalışıyor. Sosyalist İktidar Partisinin (SİP) değişik yayın organlarında bu süreci...
Sosyalist Politika’nın (SP) yayınladığı son bülten, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) ile bir yol ayrımına geldiğinizi gösteriyor. Bu konumunuzun gerekçelerini de aynı bültende açıklıyorsunuz. Sizce ÖDP neden başarısız oldu? Sosyalist Politika yaklaşık 6 yıl ÖDP’de yeraldı. Kuruluş döneminde ÖDP’de yeralırken birkaç tespiti vardı. Bir kere, Türkiye’de sosyalist solun verili an için mümkün olan en geniş...
“Yüzyıldan fazla süren bir ihmalden sonra eski sivil toplum ve devlet konusu yeniden Avrupa siyaseti ile toplumsal kuramında hayati önemi bulunan bir tema haline geliyor. Bu konu ilk kez on sekizinci yüzyılın sonlarında ortaya çıkmıştır. Bundan sonra da belirsizleştiği (veya belirsizlik içine itildiği) ve hemen hiçbir iz bırakmaksızın yok olduğu on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına...
Giriş Nedenleri ve belirlenimleri çerçevesinde anlayabiliyoruz olmakta olanı; olmakta olana hazırlanabilmemizi sağlayan şey de bu “nedensellik-belirlenim” çerçevesinde kurduğumuz bütün oluyor. Tarihselcilik buna denk düşüyor. Amaçsız ve olasılıklara bürünmüş olana şüpheyle; yapmakta olduğumuz “dönüştürme” eylemine güvenle bakmamızı sağlıyor. Yapısalcılar tarihe hiç iyi gözle bakmadılar analizlerini tarihsel bir çerçeveye oturtmayı “bilimsel bir hata” olarak gördüler. Geçmiş zamana...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×