Siyasi Komite Aşağıdaki metin TKP 8. Kongresi kapsamındaki Türkiye Konferansında Siyasi Komite tarafından yapılan açıklamadır. Metin, toplantıda Siyasi Komite üyesi Süleyman Baba tarafından okunmuştur. 1. Türkiye Komünist Partisi 2007 yılında yapılacak olan seçimlere bağımsız bir parti olarak, kendi ismiyle katılacaktır. 2. Türkiye Komünist Partisi seçim politikalarının ve milletvekili adaylarının belirlenmesinde Yurtsever Cephe’nin eğilim karar ve...
8. Kongre vesilesiyle TKP’nin konuğu olan komünist ve işçi partileri kongreye şu mesajı gönderdi: Bizler, aşağıda imzası olan komünist ve işçi partileri, dünyanın dört bir yanında ABD emperyalizmi ve onun müttefiklerinin halklara yönelik artarak süren saldırısına karşı kararlılıkla mücadeleye devam edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz. Tüm dünyada emperyalizme karşı mücadele eden halkları en içten dayanışma duygularımızla...
Başlarken, sosyalist harekette “kuramsal analiz”in ne anlama geldiği ve kuramsal analizle siyaset arasında nasıl bir ilişki olduğu üzerinde kısaca durmak istiyorum. Kuramsal analiz, belirli bir olgunun ve/veya sürecin, tarihsel geçmişiyle, kendi bütünlüğüyle, içerdiği öğeler arasındaki etkileşimle ve olası seyriyle ilgili bir kurgu demektir. Bu kurgunun belirli bir değer taşıması için akla gelebilecek her ayrıntıyı ortaya...
Yayına başladığı 1986 Kasımı’ndan bugüne Gelenek’in önemli bir misyonu sırtladığını düşünüyoruz. Belki de bir çizgi üstünde döneme göre farklılaşan yenilenen birden fazla misyondan söz etmek daha yerinde olacak… 91. sayımızda ve 20. yaşımızda bu tarihe dönüp bakmak istedik. Kemal Okuyan’la röportaj ve Metin Çulhaoğlu’nun çalışması buna dönük. * * * Gelenek’in ilk sayısı hazırlanırken Ekim...
Röportaj – TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan’la Gelenek’e Dair… ‘Yeni bir Kadro Politikası Gerekiyor’
Gelenek 20. yılını dolduran bir dergi. Başından beri bu derginin düzenli yazarlarından birisi oldunuz. Sondan başlayalım, derginin şu andaki durumundan memnun musunuz? Zor bir soru. Kendimi bir okur yerine koyduğumda, hayır. Teorik derinlik arayan, yaratıcı düşüncenin peşinde koşan, siyasal kimliğini şekillendirmek ve korumak için en temel kaynaklardan birisi olarak okumayı gören birisinin bugün Gelenek’ten hoşnut...
Gelenek’in yirminci yılına ilişkin bir değerlendirmenin “seremoni” dışında gerekçeleri olabilir mi? Türkiye sosyalist hareketinde özellikle yaşadığımız son 20-25 yıl içinde teorik ağırlığa sahip bir derginin (veya kitap dizisinin) ömrünü düzenli biçimde 20 yıl sürdürmesi başlı başına kayda değer bir durum sayılmalıdır. Bunu, Gelenek’in daha sonra parti formunda örgütlenmesinden bağımsız, salt “teori ağırlıklı dergi” referansıyla söylüyorum....
Gelenek’in Kasım 1986’da çıkan 1. sayısından… Gelenek, okurlarına ilk merhabasını derken bir noktayı açık seçik belirtmekte yarar görüyor: Gelenek Türkiye solunda birlik oluşturmaya yönelik bir perspektifle ve bu doğrultuda bir platform yaratma misyonuyla yola çıkmıyor. Gelenek’in kendisi için saptadığı amaç, bir cümleyle şöyle özetlenebilir: Ülkenin bugünkü ortamı ve koşullarından hareketle geleneksel sol’un Türkiye’de yeni bir...
Gelenek’in Kasım 1988’de çıkan 22. sayısından… 1986’dan 1988 sonbaharına yayınlar düzeyinde Türk solunda oldukça çok şey değişti. Bu değişiklik en yalın haliyle yayın hayatına giren dergi adedinde gözlenebiliyor. Siyasi bir kimlik taşımayan ve edebiyat-sanat alanında yoğunlaşanlar bir yana konulsa bile, sol siyasi panoramanın çok çeşitlendiği söylenebilir. Çeşitlilik içinde yaygın ve ortak bir “kimlik koyuş tarzı”...
1986 Kasım’ından bu yana yayınımızı sürdürüyoruz. Başlangıç tarihimiz Gelenek’e Türkiye’nin mevcut en eski Marksist teorik yayını nitelemesini kazandırıyor. Ama birkaç ay sonra yirmi yılını dolduracak olan derginin bir istikrar sorunu olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor. İstikrar sorunu dendiğinde, solda teorik-ideolojik rotanın “oraya buraya sapması” anlaşılabilir… Bereket Gelenek’in hiç böyle bir sorunu olmadı. Rotamızın sağlamlığı ile...
Gelenek‘in bu sayısında başladığımız “çerçeve metin” ve “değerlendirmeler” modelinin ilk örneklerinden biri de bu yazı. Başlarken, ilk örneğin içerebileceği oturmamışlıklar, olası acemilikler için okuyucudan özür dilemeliyim. Metin Çulhaoğlu’nun çizdiği çerçevedeki dört bölüm makul ve bütünlüklü bir kurgu izliyor. Çalışma eşitsiz gelişme yasasıyla ilgili bir genel tanımla başlıyor, eşitsiz gelişme yasasını kriz dinamikleri ve zayıf halka...