Bu yazının temel hedefi, Türkiye komünist sosyalist hareketinde değişik yetkinlik düzeylerinde ara ara açığa çıkan, ancak genel olarak bir klişe halinde varolan konumların savunusunu destekleyen emperyalizm tartışmaları olacak. Emperyalizm tartışmaları yeniden başlıyor, bu sefer gerçekten ciddiye alınacağını ummak istiyoruz. Yazının ilk bölümünde birinci kuşak marksistlerin ve bazı batılı aydınların emperyalizm üzerine incelemeleri kısaca özetlenecek. İkinci...
Teorik çözümleme gücü, yalnızca marksistler için değil, bütün düşünürler ve eylem adamları için özenilen, edinilmeye ve sergilenmeye çalışılan bir nitelik. Kendini marksizm gibi güçlü bir felsefi-teorik geleneğe ait görenler içinse bu özenme kimi zaman bir saplantı boyutuna da varabiliyor. Saplantıların güçlü bir sorumluluk duygusu ile beslendikleri koşulda yapıcı olmaları bile mümkünken, sorumsuzluk “teorik üretim özentisini”...
Politikada çoğu tartışma konusu bir noktadan sonra zihinsel üretimle altedilemeyecek bir boyut kazanır. Tartışmanın üzerinde yürüdüğü zeminin sunduğu verilerle söylenebilecek olanların tükenmeye başladığı bir noktadır bu. Politikanın, örneğin akademik akıl yürütmeden bir farklılığı, ve açıkçası üstünlüğü de yine aynı noktada ortaya çıkar. Politikada kimi tartışmalar pratiğin açtığı kanallar sayesinde çözüme bağlanır ya da aşılır. Açık...
Marksist harekette, her yenilgi sonrasında, yenilgiye uğrayanların kendi tarihlerinin yazımı bir geleneği oluşturuyor. Türkiye’deki Marksist hareketin, yediği darbe sonrasında sergilediği tavır, Türkiye Marksistlerinin de bundan muaf olmadığını ortaya koyuyor. 1980’lere doğru yol alırken sıcak siyasal pratiğin yazımına izin vermediği ve gölgelediği tarih yazımı, 1980 sonrasında kendini yeniden dayattı. Bir kez daha klasiklere dönüldü. Dönüldü ama,...
Cumhuriyet gazetesinden her seçim arifesinde araştırmalar anketler, röportajlar, okunur ve saf okuyucu, hani neredeyse sosyal-demokrasinin iktidar olacağına inanır. Burada saflık değil yönlendirme önemli, ve bu amaç gözönüne alındığında abartmayı haklı ve tutarlı bulmak da mümkün. Türkiye’nin “solcu” gazetesini okumalarının katkısı nedir bilinmez ama, sosyalist solda gelişmelere karşı yine bir abartmacı yaklaşım vardır. Tek bir farkla...
Sözkonusu olanlar, sosyalist mücadelenin bireyleri olduğunda ve “herkesin kendi geleneğine yabancılaştığı açıkça görülmekte” olduğunda, bunda sevindirici bir yan bulabilir misiniz? Gelenek okurlarının hayal gücünün geniş olduğunu biliyorum, ama bu soruya olumlu yanıt vereceklerini hiç sanmıyorum. Ne kadar geniş de olsa, hayal güçlerinin buna elvermeyeceğini düşündüğümden değil. Çünkü bu soruya olumlu yanıt vermek için hayal gücü...
Bu çalışmada, leninist politika ve örgütlenme süreçleri ile temel olarak bunların içerildiği leninist örgüt teorisi çıkış noktası alınarak, Türkiye somutunda devrimci sosyalizmin gelişme perspektiflerine ilişkin bazı yakın dönem saptamalarına yer verilecek. Gereksiz yinelemelerden kaçınmak için Gelenek‘te daha önce yeterince ele alınmış kimi noktalara değinmekle yetinilirken, çalışmanın ekseniyle çakışan kimi noktalar açımlanmaya çalışılacak. Bunlara ek olarak...
Siyasi hareketlerin kendi geçmişlerine yönelik olarak yaptıkları her değerlendirme, yayınladıkları her kitap vb., geçmişin gözler önüne serilmesi, bugün ulaşılan konumun “kamuoyu”na duyurulması anlamında bir belge niteliği taşıyor. Bunun yanısıra düşünsel yaratıcılık geleneğinin gelişkin olmadığı ülkemizde yapılan bu türden çalışmalar; eğer nitelikliyseler; kuşkusuz ayrı bir ilgi ve merak kaynağı oluyor. Eksen Yayıncılık tarafından yayınlanan “Devrimci Demokrasi...
Türkiye sosyalist hareketinin son bir buçuk yıl gündeminde önemli bir yer edinen birlik tartışmaları Nisan ayında geçtiği dönemeçten sonra Ağustos’ta bir diğer kritik noktaya ulaştı. BTDK’nın 7-8 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen son toplantısında Devrimci Sosyalist Blok ve Yasal marksist Parti önerilerinin damga vurduğu bir devrimci-reformist ayrışması yaşanmıştı. Yasal marksist Parti, Sosyalistlerin Birlik Partisi girişimi haline dönüştü,...
1917 Ekim sosyalist devrimi, uluslararası işçi hareketinin bir siyasal ve ideolojik güç olarak sosyalizmin en önemli ve kalıcı kazanımıdır. Bundan yaklaşık 73 yıl önce bolşevikler önderliğinde Rus proletaryası yeni bir dünya yaratmak için iktidara geldiğinde, uluslararası işçi hareketinin bir öncü müfrezesi olarak kabul gördü, olabildiğince desteklendi. Rus proletaryası, onun bilinçli öncüleri, bolşevikler uluslararası hareketin önüne...