Sevdalınız Komünisttir Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı, anlamak sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı. 1946 – Bursa Hapishanesi Nazım Hikmet,Türkiye toprağında sosyalizm mücadelesinin temelini atan geleneksel sol kuşağın bir temsilcisi. Büyük Ekim Devrimi’nin coşkusuyla mücadeleye giren “ilk komünist partililer’ kuşağı, daha kavganın başında iken...
“Direniş”, Türkiye sosyalist hareketi tarihinde stratejik tahlillerin doğruluğu söz konusu olduğunda çokça tartışılan, ancak devrimci kimliği ve mücadeleci yanı nedeniyle saygın bir yer kaplayan Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın siyasi mirasçısı olduğu iddiasıyla yol alan bir hattın yayın organıdır. Direniş ile bugüne kadar bir alıp veremediğimiz olmadı. Hatta kimi etkinlikler bazında ilkeli bir yakınlaşmayı gözettiğimiz söylenebilir. Elbette...
Bu yazıda, yirmi yedi yıllık kısa bir yaşamı, ardından bu kadar çok konuşulan, bu kadar çok ardılı olan bir hareketin önderini anlatmaya çalışacağız. Mahir Çayan’ı anlatmak için, güçlü bir sosyalist blokun olduğu, sosyalist blok ile kapitalist blok arasındaki mücadelenin tüm yerel mücadele süreçlerini üst belirlediği bir döneme geri dönüp, “devrimci TİP muhalefeti”ne, Dev-Genç’e ve onun...
Gelenek’in bir önceki 50. sayısının yayınlanışından sonra oldukça uzun bir süre geçti. Türkiye gibi ülkelerde, siyasi dengelerin günden güne değişebildiği, toplumsal dinamiklerin kısa sürede hızlanıp dalgalanabildiği biliniyor. Bu nedenle, Gelenek’in çıkmadığı aylara ilişkin kapsayıcı bir siyasi değerlendirme yapmak demek, aslında başlıbaşına bir kitabı, bu değerlendirmeye ayırmak demek. Ancak başka yayınlarımız, özellikle haftalık Sosyalist İktidar’ın varlığı...
Ölüm döşeğindeyken duyduğum son siyasi değerlendirmesi, “Blok ile seçimlerde çok iyi bir politika izledik” olan İdris yoldaşın anısına… 24 Aralık seçimlerinde, en azından sol siyasete, Emek, Barış, Özgürlük Bloku damga vurdu. Sosyalist İktidar Partisi’nin konuyla ilgili ve yalnızca seçimlerle sınırlı olmayan politik açılımları partinin açıklamaları ve yayın organından izleniyor. Gelenek, bu açılımların arka planında nasıl...
Gelenek'in geçen sayısında yayınlanan ilk bölümde, Ekim Devrimi'ne kadar olan dönem işlenmişti. Bu ikinci bölümde, genel hatlarıyla, Ekim Devrimi sonrasında Türkiye'nin geçtiği aşamaları, sosyalist hareket ile aydınların ilişkisini gözler önüne sermeye çalışacağım. Konuya özel önem atfettiğim iki siyasal güç ve örgütlülükle başlıyorum. KEMALİSTLER ve TKP İlk komünist hareketler; işgal döneminde İstanbul'da, sonrasında Anadolu'nun pek çok...
Leninistler iradecidir. Ama iradecilik dünyayı takmamak olabilir mi? Komünistler burjuvazinin sunduğu çerçeveleri kayıtsız şartsız kabullenmezler, kendi kavga alanlarını kendileri seçerler. Ama tarih ve toplumun sunduğu verilere kaale almazlık edilebilir mi? Devrimciler her şeyden önce yeni bir dünya ütopyasına bağlıdırlar, kimliklerini bu gelecek projesinden türetirler. Ama geleneklerin üzerinde yükselmeyen, kök salmayan geçmişi çarçabuk unutan devrimcilik olur...
Sosyalist Türkiye ülküsünü İDDİA ve İRADE ile taçlandıranlara SELAM OLSUN… Teori ya da pratik, iktidar için mücadele sürecinin kimi kesitlerinde daha “merkezde bir önem” kazanabilir. Mücadele bütünlüğüne iktidar perspektifi ekseninde vakıf olunabildiği ölçüde, teori ya da pratiğin, önem kazanması sürecine niyet ve tercihler daha rahat katılabilir. Tanımlanmış bir eksende mücadele bütünlüğünün içsel ya da dışsal...
Geçtiğimiz günlerde şeriatçı faşistlerin katlettiği Onat Kutlar’ ın cenazesi dolayısıyla İstanbul gericilik karşıtı gösterilere tanık oldu. Türkiye solunun iki legalist legal partisi, İP ile BSP de bu gösterilerde yerlerini almışlardı. Bu partiler nasıl misyonlara oturduklarına dair izleyenlere veri sunmaya devam ettiler. Türkiye soluna bu iki parti birer ip ve iplerin sarktığı birer kuyu gösteriyorlar. Bunları...
Siyaset Gazetesi, sayı:1, Kasım ’88 Evet, yeni bir yayın daha… İnsan ister istemez 1980 öncesini hatırlıyor. O yıllarda ortalama insan psikolojisine “iyi” hitap eden bir tekerleme vardı. Özellikle Türkiye solu için timsah gözyaşları dökmeyi meslek edinen çevrelerde, yatılıp kalkılıp 52 fraksiyondan sözedilirdi. Tekerleme bu 52 fraksiyonla başlardı, bölünmüşlükle devam edip “ah bir birleşilseydi” ile biterdi....