“… Marx, Engels ve Lenin’in bütünüyle farklı koşullarda geliştirip öne sürdükleri kimi çözümlemelerin, kendi bağlamlarından kopuk bir biçimde yinelenmemesi” gerekir. “Böyle bir çaba her şeyden önce Marksizm’in ruhunu boğmak, yaratıcı özünü hiç anlamamak olurdu.” Çok doğru. Katılmamak mümkün değil. Bu sözler Yeni Açılım‘ın ilk sayısının Çıkarken yazısında yer alıyor. Bu sözleri Gorbaçov’un, Marksizm’in “cansız bir...
Son günlerin en çok tartışılan konularından biri, hiç kuşkusuz, TBKP Program Tasarısı. Bunun böyle olmasının nedeni de, sanırım tasarının -Mehmet Ali Aybar’ın “güler yüzlü sosyalizm”e ilişkin kimi tezlerini saymazsak- Türkiye solu açısından taşıdığı yenilikler. TBKP Program Tasarısı üzerine, Türkiye’de yayınlanan dergilerde  -yeterli sayıda olmasa bile- hayli yazı yayınlandı. Ama görüldüğü kadarıyla, bunların arasında en ilginci...
“Türkiye’de mevcut sosyal demokrat parti ya da partilerin, Avrupa’dakilerden farklı olarak tarihsel bir gelenekleri veya Marksist bir kökenleri bulunmadığı gerekçesiyle ‘sözde’ ya da ‘sahte’ sosyal demokrat olarak nitelenmesi bir yanılsamadır.” Eleştirinin özü burada yatıyor. Her ne kadar yazar, “değerlendirmeler söz konusu yazının temel saptama ve tezlerine değil, bunların arasındaki bağlantılara ve kavramlara yönelik olacak” diye...
Aydını, Gelenek‘in bu kitapta ana teması açısından bir kez daha kısaca tanımlamak istiyorum. Aydın, bir taşıyıcıdır; taşıyıcı bir “zihin”dir. Yükü de, tarihsel gelişimin ve verili nesnelliklerin oluşturduğu bir bütün… Tarih ve gerçeklik, kendilerini en çok aydın zihnine yüklüyorlar. Aydını bu “yük” kavramıyla birlikte ele alınca, ortaya oldukça kritik bir konu çıkıyor: Taşıyıcı zihin böyle bir...
Emre Kongar, Mustafa Akdağ, Sina Akşin, Niyazi Berkes, Doğu Ergil, Mete Tunçay… Bu listeyi uzatmak, biraz haksızlık yapmayı göze alarak Doğan Avcıoğlu’na kadar genişletmek veya araya başka isimler eklemek mümkün; ama bir şeyi değiştirmiyor. Liste, Türkiye solcusuna, uzunca bir süre “telif eser” bağlamında teorik gıda sunabilen araştırmacıları kapsıyor. Siyasi mücadele pratiği bir yana, Marksizme yakınlıkları...
Siz hiç iri kafalı, ama çelimsiz veya gözlüklü ve elinde kalem ve mürekkep hokkası bulunan ya da aydın bakışlı “devrimci proleter” figürü gördünüz mü?… “… Bu işçi figürlerinin iki çarpıcı özelliği üstüne konuşmak istiyorum. Birincisi kolların ‘güçlü’ kaslarının, özellikle ele doğru yaklaşırken, giderek makinayı andırması. İkincisi ise, işçi figürlerinin ‘kol’ları ile ‘kafa’ları arasındaki orantı -daha...
Türkiye sol hareketi yaklaşık yüz yıllık tarihinde birçok politik önder yetiştirdi. Tümü, kendi kimlikleriyle kimi özgünlükleri yalnız başlarına taşıdılar. Ancak politik mücadelenin artık toplumun derinliklerine doğru kök salmaya başladığı yıllardan, özellikle 60’lı yıllardan sonra, solda ortaya çıkan politik önderlerin, kimi kez, kendilerini biçimlendiren koşulların belirleyiciliği, kimi kez de kendi çizdikleri çizgilerin özgünlüğü altında belli bir...
Gerek kavramsal içeriği açısından gerekse somut süreç olarak “gelişme” üstüne çok şey söylenebilir. Süreç olarak alındığında gelişmenin her evresinde, süreci daha ötelere taşıyacak dinamiklerle, ulaşılan aşamayı o haliyle kalıplaştırmaya yönelen eğilimler arasında bir çekişme görülür. Ulaşılan son aşamayı kalıplaştırmaya çalışanlar hep daha “rasyonel”, daha “gerçekçi” bir görünüm verirler. Bu yenilikçilerin başlangıçtaki yalnızlıklarını doğurur. Siyasal planda...
Legal sol parti tartışmaları yaklaşık iki yıldır Türkiye sol hareketinin gündeminde. Daha önce Gelenek’te yer alan yazılarda, böyle bir partinin hangi temeller üzerinde kurulması gerektiğine değinilmişti. Başka yayın organlarında, özellikle Görüş, Emek Dünyası ve Toplumsal Kurtuluş’ta, konuya ilişkin kapsamlı denebilecek tezler, öneriler yer aldı. Çalışma ve tartışmaların artan bir ivme ile devam edeceği inancındayız. Eninde...
Sosyalist hareketin gündemine program sorunu ne zaman girse hemen Engels’in ünlü sözleri akla gelir; pratikte yapılanların programın kendisinden daha önemli olduğuna ilişkin çok bilinen sözler… Engels’in değerlendirmesine karşı çıkmak ve bir programın kendi başına taşıyabileceği belirleyiciliklere aşırı önem vermek elbette doğru olmaz. Ne var ki sosyalist hareketin bugün geldiği noktada, aynı sorun gerçekten de özellikle...