Bir geminin ayrıldığı limanı geride bırakıp yavaş yavaş gözden yitirmesi gibi, 1961-71 dönemi de giderek geçmişe gömülüyor. Aramızda o yılları yaşayan pek çok kişi var, olaylar belleklerde tazeliğini koruyor. Ancak henüz doyurucu bir değerlendirmeye tabi tutamadık bu ilginç dönemi. Malum, akademisyen kesimden ciddi katkı gelmesi artık pek mümkün değil. İş siyasal diriliklerini koruyanların, güncel hedefler...
Toplumsal Kurtuluş dergisi geçtiğimiz yılın yaz aylarından bu yana yayınını sürdürüyor. Türkiye solunda sosyalist sisteme olumlu bir bakışın yanı sıra radikal çizgide ısrar eden az sayıda yayın organından biridir Toplumsal Kurtuluş. Bu iki özelliği birarada yaşatan her çevrenin 1980’ler Türkiye’sinde bir değeri vardır. En başta bunun hakkını vermek gerekiyor. Ancak hemen bir başka noktanın eklenmesi...
Perinçek’in siyasal çizgisi eski bir geleneği sürdürüyor. Bu çizgi yıllardır THKP-C’nin kapısında sabırla ve büyük bir inançla bekler. Nasılsa önder kadrodan biri dışarı çıkacaktır ve onu da kendileri kapacaklardır. Kapamasalar bile istediklerini söyletebileceklerdir. Doğrusu pek de boş kalmazlar. Birileri mutlaka çıkar. Son olarak Saçak dergisi Dev Yol’un eski önderlerinden Taner Akçam’ı konuşturmuş. Peki neler demiş...
Gelenek kitaplarında en çok ele alınan konulardan biri de demokratlık ve sosyalist kategorileri oldu. Demokrasinin sınıfsallığı çeşitli açılardan tartışıldı. Sol içinde oldukça yaygın olduğu gözlenen “önce demokrat olmalı” bakışına yeterince eleştiri yöneltildi. Eleştirilen çok kısaca soyut bir hümanizm ile başlayıp demokratlık basamaklarını tırmanarak sosyalist olunacağı şeklindeki yaklaşımdır. Siyasal programatik projeksiyonu aşamalı devrimde sonlanan bu bakışın...
Türkiye solunda nihai hedefin yani sosyalizmin vurgulanması neredeyse bir “garabet” olarak görülmeye başlandı. Nihai hedefin vurgulanması 1961-1971 döneminde de belirli çevrelerden tepki alırdı. Gerekçe şuydu: Türkiye’de ürkütülmemesi gereken millici güçler vardı bunlar “cephe”ye katılmak üzereyken sosyalizm hedefini yineleyip bir çuval inciri berbat etmenin alemi yoktu… Benzer kaygıları bu kez burjuvazinin demokrat olduğu varsayılan kesimlerinden hareketle...
1978 yılındaydı… TKP tarihinde önemli bir muhalefetin ilk soluk alışları duyulmaya başlanmıştı. 1978 yılındaki soluk sesleri TKP için çok önemliydi. Dönemin devrimci nesnelliği içerisinde, bu örgüt neredeyse üzerine ölü toprağı atılmış durumda idi. İngiltere’den gelen bir rüzgâr, bu ölü toprağının üzerinde şöyle bir esti. Bu esinti, kaçınılmaz olarak önem kazandı. “İngiltere”nin kendisi değil, bu esinti...
“Artık” 2000’lere gidiyoruz. “Artık” değişmek gerekiyor. “Artık” eskiyi bırakma, gömme günüdür… Her yıl 31 Aralık günü kentlerimizin caddelerinde bir koşuşturmadır gider. İnsanlarımız kendilerini oraya buraya atarak yeni yılı karşılamaya hazırlanırlar. İşte biraz bunu andırıyor: Türkiye’nin sağı ve solu, galiba en çok da solu, bir mesih bekler gibi bekliyor 2000’leri. Ne olacak acaba? Dinamo Kiev iyi...
TKP bugün açıkça ortaya çıktığı gibi tarihinin büyük bölümünü sınıfa kök salmış, bir programı siyasal pratikte de savunabilen bir örgüt olarak yaşamadı. Parti tarihi yazılabilse, bu dönem sınırlı sayıda özverili insanın giderek küçülen bir çevre halinde, daha çok polisiye olaylarla sınırlı yaşantıları ile belirlenirdi. 73 “atılım”ından sonra, 77 yılında üçüncü program ortaya sürüldü. On yıl...
Türkiye sosyalist hareketinde önemli günler yaşanıyor. Son bir ayda sol, günlük basının sütunlarından düşmez oldu. Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), yurtdışında başlattıkları birleşme sürecine (TBKP) ek olarak, parti çalışmalarında bulunmak üzere iki liderini Türkiye’ye gönderme kararı aldı. Bu satırlar yazıldığı sırada Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın Türkiye’ye dönmeleri bekleniyordu. Geliyorlar… Gelecekler…...
Gelenek‘de daha önce tartışıldı. Türk solunun tarihe bakışında teorinin eksik bıraktığı alanı siyasal pragmatizm dolduruyor. Pragmatizm, “tarih bilinci”nin yokluğunda, tarihsel olguların ve deneyimlerin yücel siyasal konumlanışa uyarlanmasıdır. Olguları, güncel mesajlarla tutarlı kılmak için yeniden kurgulamak gerekli oluyor. Bu yönteme itiraz etmenin birinci gerekçesi tarihin gerçekçi, ve nesnel bir kavranışını savunmaktır. Bugünü yaratan dinamiklerin nesnel bir...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×