Rus sosyal demokrasisi geçen yüzyılın ikinci yarısında bir tartışmanın içine doğdu. İlk Rus Marksistlerinin Narodnik hareketten kopuşlarında, ülkenin evrensel gelişim yasalarına uygunluğu tezinin, Rusya’nın kendine özgülüğü tezine karşı yükseltilmesi önemli bir yer tuttu. Önce Plehanov, ardından Lenin’in isimlerinin parladığı bu Batıcı-Slavcı tartışmasının özü oldukça basit: Rusya, kapitalizmin Batı’da kaydettiği ilerlemeyi ve toplumun sosyalist devrime yaklaşacağı...
Geleneksel sol‘un taşıdığı içerik, bu kavramın hangi ayrımı ifade ettiği artık kimsenin meçhulü değil. Teorik ve siyasi çözümlemelerin ötesinde, bu ayrım için daha doğrudan bir formülasyon sunulabilir. Gelenek’in geleneksel sol/yeni sol ayrıştırması bir dizi dergi ve çevrede rahatsızlık doğurdu, kolaycı ve mutlak bir saptama olduğu iddia edildi. Geleneksel sol/yeni sol ayrımından duyulan her rahatsızlık, gerçekte...
Her ne kadar şu sıralar kimse üzerine almak istemese de, geleneksel solun kendi içinde bir hesaplaşmayı zorunlu kılan çarpık, geri perspektiflerle yüklü ve meşgul olduğu ifade edildi, ediliyor. Gelenek kitap dizisinde bu zorunluluğun gerekçeleri ve tasviri bir çok çalışmada ele alındı. Bu hesaplaşma sadece siyasal etik açısından kimi günahların sergilenmesinden ibaret olmayıp, ideolojik yetersizliğin ve...
Gelenek dizisinin 4. kitabında yer alan “Geleneksel Solun Anatomisine Doğru” başlıklı çalışma ile elinizde bulunan bu yazı arasında örtüşen ilgi alanları ile paralel ve birbirini tamamlayan tezler var. Bu yazı, sözü edilen çalışmanın çizdiği çerçeveye sadık kalarak geleneksel solun yaşadığı sorunlara, bu kez Türkiye geleneksel solunun programatik özelliklerini öne çıkartarak yaklaşmayı deniyor. Hedef, sosyalizmin tarihini...
Sanayi devriminden bu yana sınıf ilişkilerini irdeleyen çözümlemeler 18.yy’ın sonundan ilk sosyalist devrime değin, sürekli olgunlaşması beklenen bir birikim oluşturdu. Dünyada 1917’den itibaren yeni bir iktisadi-sosyal sistemin doğmasıyla sınıf mücadeleleri ve sınıf-iktidar ilişkilerine yaklaşımda, Marksist tarih ve ekonomi politiğin geçtiğimiz yüzyılın ortalarında kazandığı ilk ivme, belli ölçülerde daha rafine açılımlara taşındı. Alt üst oluşların kısa...
Politikada kişiliklerin, giderek evrensel çizgilerin, yaşanan süreç sonunda sahneye çıktıkları momente dönmeleri yazgının en kötüsüdür. Tragedya'nın tanımlayıcı ilkesidir. Öte yandan tragedya tanrısal kahramanlar ve traji-komik figüran kişilikler ve seyirciler yaratır. Zaman zaman sahneye fırlayanlar, eleştirmenler, en çok da müzmin izleyiciler. Türkiye sahnesi, kendine özgü zenginliği ile yukarıda simgeleştirilen her tipolojiyi sergiledi. Türk solunun çoğunluğu ise...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×