Bu yılın son Gelenek‘ini doyurucu olduğunu düşündüğümüz bir içerikle hazırlamaya çalıştık. 1992 yılı Gelenek katkıcıları için oldukça yoğun bir gündemle geçti. Bu yoğun gündem Gelenek Kitap Dizisi için kimi aksamalara da neden oldu. Ancak, bu yıl elde edilen siyasal mevzilerin 93 yılında kendisini göstereceği alanlardan bir tanesi mutlaka teorik üretkenlik olacaktır. Bu nedenle okuyucularımıza bundan...
Bu kitabın 41. kez okuyucusunun eline ulaştığı ve 7. yayın yılına girdiği günler başka bir gelişmeye daha tanıklık ediyor. Gelenek’in ilk sayılarından itibaren tartışmasına katıldığı ve geliştirilmesine katkıda bulunduğu “legal sol parti” projesi, Sosyalist Türkiye Partisi olarak projelikten çıkıyor. Bu yazı, Gelenek’in bugüne dek izlediği yayın politikası ve tarzına uygun bir Kuruluş Kutlaması sayılabilir. Altı...
1 Kasım seçimleri tek bir partiyi sevindirdi: RP. Refah Partisi’nin sürekli bir yükseliş gösteren oy grafiği uzunca bir süredir “korkuyla” izleniyor, ancak her seçim sonrasında kimi “açıklama”lar bulunarak, dost ve düşman Türkiye’nin bir Cezayir olamayacağına inandırılmaya çalışılıyordu. Son seçimler de kuşkusuz bir şekilde açıklanacak. Ancak RP’nin başarılarının küçümsenmesi artık kolay değil. Diğer yandan, RP’nin “patlama”sının...
Avrupa’nın sol geleneğin toplumun dokusuna nüfuz etmiş oluduğu ülkelerinde, KP’lerin iktidara uzanıp alamayışlarının ardından, aşırı nesnelleşip reformizme doğru evrilmeleri bir ortak tarihtir. Uzunca bir dönem Avrupa komünizmi ile canlanmaya çalışan KP’ler 1980’li yıllara doğru etkinliklerinin büyük bir bölümünü sosyalist ve sosyal demokratlara kaptırmışlar ya da kendileri sosyal demokratlaşmışlardı (İKP gibi). Sovyetler Birliği’nde yaşananlardan önce Avrupa...
Daha önce sosyalist ideoloji üzerine Gelenek’te yer alan yazılarımda bir çok defa Rus ve Sovyet deneyimine gönderme yapmıştım. Bunun iki temel nedeni olduğunu söylemek mümkün. Rus devrimci hareketinin uluslararası ölçekte marksist teori üzerindeki siyasal otoritesinin tartışılır bir yanı bulunmuyor. Marksist teorinin bütün kulvarlarında bu hareketin öznesi olduğu deneyimin sağlıklı ya da sağlıksız etkisini görebiliyoruz. İkinci...
Marksizm ile ideoloji arasındaki ilişki başta Lenin’in katkıları ile günümüzde Marx’ın bıraktığından farklı bir noktadadır. Bu çalışma, ideolojinin ele alınışında süreç içinde yaşanan gelişmeye açıklık getirmeyi hedefliyor. Hareket halindeki iki olguyu (marksizmin gelişimi ve ideolojiye bakış) ele alırken ilk önce birisine ait bir çerçeveye sahip olmanın incelemeyi kolaylaştıracağını düşünüyorum. Bu ilk bölümde ideolojinin ne olduğuna...
Çağımız emperyalizm ve sosyalizme geçiş çağıdır. Kapitalist dünya sisteminin tarihi ortaya çıkışından beri işçi sınıfının damgasını taşıyan mücadelelerin de tarihi olmuştur. Zaferler kadar yenilgilerin de sınıf mücadelesinin parçaları olduğu düşünüldüğünde bugün ve yarın da “sosyalizme geçiş” çağının dinamiği olacaktır. Kapitalist dünya sistemi her zaman bir zincire benzetildi. Sosyalistler bu zinciri değişik dönemlerde değişik yerelliklerdeki zayıf...
İşçi sınıfının tanımlanması ve tarihsel misyonu üzerine tartışmalar Türkiye ile karşılaştırıldığında uluslararası marksist harekette daha eski bir yere sahiptir. Tartışmaların Türkiye’de seksenli yıllardan sonra yoğunlaşan biçiminde ise sosyalizm pratiklerindeki gerilemenin doğal bir sonucu olarak işçi sınıfının kapitalizmdeki yerinin ve merkezi öneminin reddedildiği reformist – yeni liberal yorumlar ağırlık kazanmışlardır. Benim yazımın en azından bu bölümünün...
38. sayıdaki yazımda proletaryalaşma teriminin içerdiği bazı sorunları ele almaya çalışmış, ve bundan dört tane sonuç çıkarılabileceğini söylemiştim. Bu yazıda, kalan bazı eksik noktaları tamamlamaya ve kapalı kalan bazı yerleri biraz daha açmaya çalışacağım. Marx, Hegelci Hukuk Felsefesinin Eleştirisi‘nde, kurtuluş olanağının neden proletaryada olduğunu açıklar. Ancak ona göre bu sınıf gökten zembille inmeyecek proleterlerin proletaryaya...
Bu yazı dizisinin geçen sayıdaki bölümünde, 1980 yılına dek geçen süre içinde, işçi sınıfı içindeki eşitsizlikleri, işçi aristokrasisi kavramı etrafında tartışmış, görece avantajlı kesimlerin “ayrıcalık”larının bir işçi aristokrasisine işaret etmediğini belirtmiştim. Birinci bölümde genel bir panaroma sunmayı hedeflemiştim. Burada ise, sınıf içi eşitsizlikleri çok daha ayrıntılı, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dönüşümler içinde ele almaya çalışacağım ve...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×