Marksizm-Leninizm, her şeyden önce, proletarya devriminin teorisidir. Marksizm-Leninizmin iktisattan felsefeye, tarihten ideoloji çözümlemelerine pek çok alanda söz söylemiş olması, bu gerçeği değiştirmez. Farklı alanlara dönük üretimin temel hedefi, proletarya devriminin teorisini geliştirmektir. Marksizm-Leninizmin çok farklı alanlarda sağladığı teorik üstünlük, marksist-leninist teorisyenlerin kişisel gelişkinliklerinin değil, eksene proletarya devrimini koyan bakış açısının ürünüdür. Dolayısıyla, Marksizmin gelişimini izlerken...
“İşçilerin dünya çapındaki kardeşliği, bence yeryüzünün en yüce ve en kutsal şeyi; benim yol gösterici yıldızım, idealim ve vatanım; bu ideale ihanet etmektense, hayatımı vermeyi seve seve kabul ederim!” LUXEMBURG Rosa Burada yatıyor gömülü Rosa Lüksemburg Polonyalı bir yahudi Öncü savaşçısı Alman işçisinin Buyruğuyla Alman ezenlerin Öldürüldü. Ezilenler Gömün bölünmüşlüğünüzü! B. Brecht Rosa Luxemburg ve...
“Marx ve Engels (…) [Alman ideolojisi ile] birlikte idealizmle hesaplaşmalarını geri dönülmez bir noktaya taşımış, tarihsel materyalizmin üzerinde yükseleceği zeminin temel taşlarını yerli yerine oturtmuştur. Bundan sonrası tarihsel materyalizmin bütünsel ve sistemli şekilde kuruluşu, ekonomi-politik çalışmalarının ürünü olmuş(tur)” . Marksist tarih anlayışının doğum sürecinin 1848’de Komünist Manifesto’nun kaleme alınması ile tamamlandığı söylenebilir. Teoriden pratiğe, bilimden...
Alman İdeolojisi’ne geçmeden önce, bu köşenin hangi beklentilerle gündeme geldiği üzerinde kısaca durmak istiyoruz. Sosyalizm mücadelesinde klasiklere dönük ilgi her dönemde farklı motivasyonların ürünü olmuştur. Yenilgi ve sonrasındaki toparlanma dönemlerinde “klasiklere dönmek” geçmişle hesaplaşma, teori cephesini yeniden kurma kaygılarını yansıtır. “Olağan” dönemlerde kadro eğitim çalışmalarının bir bileşeni olmayı sürdüren klasikler, bunun dışında daha çok siyasal...
“Bunlar iyi teori yaparlar; ama işte o kadar.” Bu; övgü müydü, sövgü müydü kestirememiştik. Sonra yıllar geçti, bize yaşamın başka alanlarında şans tanımayanlar dost meclislerinde yine bizim için “eskiden ne güzel yazıp çizerlerdi” demeye başladılar. Buna da üzülmek mi gerekiyordu? Gelenek yakında 8. yaşına basacak. Aradan geçen süre içinde, bu kitap dizisine katkıda bulunanlar giderek...
Devrimi yapacak insanın ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini tartışma konusu yapan kişiler için mutlak bir referans noktası Rus devrimcileridir. Rus devrimcilerini ise çoğu zaman “bolşevikler” nezdinde hatırlarız. Bolşevikler, büyük bir devrimi gerçekleştirmiş olduklarından, kendilerinden önce o topraklarda yaşamış bulunan devrimcilerin mirasını taşımanın onurunu da kazanmışlardır. Böylelikle Rus devrimcileri artık bolşeviklerin ismiyle anılır olmuştur. Ekim...
Daha başlığı yazarken içim cız etti. Yeni Öncü ve Kurtuluş dergilerine ya da çevrelerine son yıllarda yönelttiğimiz eleştiriler, söz konusu hareketin kendisine yanlış bir gündem seçmiş olduğu, bu gündemini Türkiye soluna ısrarla sunmakla da, başta kendisi olmak üzere genele belirli bir zarar verdiği yolundaydı. Ancak bu eleştirileri dile getirirken arzumuz ve beklentimiz Kurtuluş‘un yeniden ve...
Önümüzdeki dönemde, sosyalist ideoloji ve dolayısıyla sosyalist hareketin de şekillenmesine damgasını vuracak ne tür temel ideolojik motiflerle karşılaşacağız? 60’lı yıllarda yaşanana benzer biçimde, mevcut tüm sorunların gerek sağ gerekse sol tarafından algılanışını belirleyen ya da en azından önemli oranlarda etkileyen, bir prizma olarak iş gören başat bir ideolojik motif çıkacak mı? Yoksa, sınıfsal ayrışmalara koşut...
Bu yazı iki ay kadar önce Dünya yayınları tarafından basılarak geniş bir dağıtımı yapılan Sosyalizm Programı’nın (Taslak) kimi yönlerine ek açıklıklar getirmeyi amaçlıyor. Hazırlanmasına katkıda bulunanlardan biri olarak, Program metninin kendisini anlatma gücüne sahip olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla söz konusu olan, metindeki önermelerin açımlanması değil. Yine bu kısa yazıda amacım, dile getirilmiş ya da muhtemel eleştirilere...
1980 yılında bütün dünyada Lenin'in doğumunun 110. yılı kutlanmıştı. Dönem, reel sosyalizmin prestij erozyonunun başlamadığı bir dönemdi. Dünyada en çok okunan yazar olması yeryüzünde sınıf mücadelesinin adının anıldığı her yere içkin olması, Vladimir İlyiç'in "devletli" konumunu ortadan kaldırmıyordu. Öyle ya, Lenin düşüncesi arkasındaki koskoca bürokratik mekanizma, tabular ve zorlamalarla ayakta kalmıştı… Marksizm içi tartışmalarda birkaç...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×