Türkiye burjuvazisinin onyıllar boyu hem bir sendromu hem de demagojisi oldu “bölünmek”. 12 Eylül sonrasında sadece kamuoyunu biçimlendirmek üzere televizyonda yayınlamamışlardı parçalanmış ülke haritasını; üniversitelerde hocaları toplayıp brifingler vermişlerdi. Hayali sınır Karadeniz’den başlayıp güneye doğru iniyordu. Solun Karadeniz’e neden önem verdiği de bu sayede deşifre edilmişti. Kıyıya Sovyet çıkarması yapılacaktı çünkü! Bölücülükle adı özdeşleştirilen taraf...
Hatırlayacaksınız, Gelenek’in Eylül 2006 tarihli 89. sayısında yer verdiğimiz “Emperyalizm Kendini Dizginleyebilir mi?” başlıklı kolektif çalışma, kapitalist sistemin içsel reform dinamiklerine sahip olmadığını hem genel düzeyde, hem de bugünkü dünyada kaydedilen somut gelişmelerden hareketle saptıyordu. Bu tartışmayı biraz sürdüreceğiz. Sürdürülmeyi hak ediyor, çünkü aynı yazıda mücadele dinamiklerine ilişkin olarak yapılan şu saptama, reformist beklentilerin psikolojik...
“Amerika’yı yeniden keşfetmeyelim” duymaktan bıktığımız tekerleme… Siyasilerin hatta akademisyenlerin diline pelesenk olmuş bir söylem… Ulusal sağlık sistemi AKP iktidarı eliyle hızla piyasalaştırılmaktadır. Bu programın yürütücüleri topluma sürekli ABD sağlık sisteminden örnekler vermektedirler. Piyasalaşma yolunda reform adı altında yapılan değişiklikler bu örneklere dayandırılmaktadır. Büyük bir iştahla benzemeye çalıştığımız ABD sağlık sistemi, aslında derin bir kriz içindedir....
Yunanistan Komünist Partisi (KKE), bu yıl Yunanistan Demokratik Ordusu’nun 60. kuruluş yıldönümünü kitlesel olarak kutladı. Bu vesileyle partinin uluslararası ilişkiler departmanından Kostas Pateras’ın imzasını taşıyan bir de çalışma yayımlandı. Bu çalışmanın İç Savaşın tarihini anlatan birinci ve “Bazı Düşünceler” başlıklı üçüncü bölümünü Enternasyonal Gündem’e aldık. Hakkında pek az Türkçe kaynak bulunan konunun, savaşın tarafı olan...
Reel sosyalizmin çözülüş günlerinde kopan yaygaranın unutulması mümkün mü? “Yeni dünya düzeni” ve “tarihin sonu” deyimleri, zaten asla unutulamasınlar diye uydurulmuş olabilirdi yalnızca. Sosyalizm ve işçi sınıfı faktörünün her cephede, sosyal devlette,uluslararası hukukta, toplumsal örgütlülükte, Marksizmin bilimler üzerindeki, işçi sınıfı kimliğinin toplumsal ideolojilerdeki ağırlığında vb. yenilgiye uğraması ile, dünyamızın gerçekten de yeni bir düzene yelken...
Engels diyor ki, Fransa’ da Sınıf Mücadeleleri için yazmış olduğu tartışmalı Önsöz’ de, “devrim hakkı, tek gerçek tarihsel haktır”. Devrimci mücadele üzerine bir araba dolusu söz söylemek olanaklıdır ancak pek azı Engels’ inki kadar özlü, onunki kadar ufuk açıcıdır. Bugün verdiğimiz mücadele, biraz da işçi sınıfının bu hakkı kullanmaya rıza göstermesi için değil midir? İstemekle...
Başta yapımcıları olmak üzere kimsenin entelektüel düzeyiyle ilgili herhangi bir iddiaya sahip olmadığı Kurtlar Vadisi Irak filminde, işgalci güçlerin ABD’li “sivil” lideri, “çuval olayı”nın intikamını almak isteyen “kahramanımız” Polat Alemdar’a şunları söylüyordu: “Bütün kırmızı çizgilerinizi sildik… Irak’ta biz istemeden bir şey olmaz diyordunuz, oldu… 50 yıldır yardım ediyoruz… Donunuzun lastiğini bile bize borçlusunuz… Para isteyip...
Evet. Ve hayır. Emperyalizme karşı mücadelenin seyrine bağlı olarak “hayır” yanıtı verilebilecek. Şu soruyu da sorabiliriz: Emperyalist sistem, sosyalist sistem karşısında bir “zafer” mi kazanmıştı? Evet. Ve hayır. “Evet” yanıtının net olarak verilememesinin nedeni, sosyalist sistemin intihar etmiş olmasıdır. Savaş-yıkım-yağma-işbirlikçilik-devlet terörüyle bezenmiş, demokrasi-insan hakları-terör-işbirliği-yeniden inşa gibi kavramlarla süslenmiş yeni bir emperyalist saldırganlık dönemi yaşıyoruz. Militarist...
Bu yazıya önsel bir iddia ile başlıyoruz. Emperyalizme karşı takınılacak tutum içinde bulunduğumuz zaman diliminde olduğu gibi yakın gelecekte de siyasetin en önemli çizgisidir. Bütün siyasal özneler bu çizgiye göre, barikatın hangi tarafında duracaklarına göre değerlendirileceklerdir. Yurtsever Cephe bu mücadelenin en önemli örgütsel siyasal gücü olduğuna göre, iddiamız önümüzdeki dönem ülkemizdeki tüm siyasal hareketlerin Yurtsever...
Lübnan Komünist Partisi Genel Sekreteri Haled Haddadeh, Heike Schrader tarafından Atina’da yapılan ve Almanya’da yayımlanan Junge Welt gazetesinin 23 Ağustos 2006 tarihli sayısında çıkan röportajda, İsrail’in son saldırılarına karşı ülkesinde yürütülen direnişi değerlendiriyordu. Gazetenin röportajla ilgili açıklamasında, seçim anketlerine göre Lübnan Komünist Partisi’nin halkın yaklaşık yüzde 9’unun desteğini aldığı, ancak seçim sistemi nedeniyle komünist adayların...