30 Ocak 1933 tarihinde Hitler’in iktidara gelmesi ile insanlığa karşı birbirinden korkunç suçların işleneceği yeni bir dönem açıldı. On iki yıl içinde Naziler, kanlı bir diktatörlük inşaa etti, 70 milyon insanın ölümüne sebep olan bir dünya savaşı çıkardı ve endüstriyel boyutta bir soykırım planlayıp, hayata geçirdi. Hemen ertesi günü, 1 Şubat 1933 tarihinde yayınlanan hükümet...
Okuyacağınız yazı, başlığının ima ettikleriyle tamamen örtüşmediği gibi, söz konusu imalarla büsbütün ilgisiz de değildir. Hiçbir akademik teamüle uymayı dert edinmediği ölçüde bir tarih çalışması sayılamaz örneğin. Ya da Rus Marksizminin gelişimini izlemeye kalkışıp kuramsal bir yetkinliğe niyetlendiği söylenemez. Hele Ekim’den çıkardığı siyaset derslerini bugüne yansıtmak gibi bir güncel kaygıdan söz etmek hiç mümkün değildir....
Dünya kapitalizminin yaşamakta olduğu krizin 1929’dan bu yana yaşanan en derin kriz olduğu konusunda artık genel bir uzlaşma var. Kapitalizmin böylesine derin bir krizle başa çıkmaya çalıştığı bir dönemde sosyalizmin “iktisadi tahayyülü”nü daha fazla vurgulamak, daha açık seçik ortaya koymak ihtiyacının arttığını söyleyebilir miyiz? Şüphesiz iktisadi vizyonumuzun ya da daha güzel ifadeyle gelecek tahayyülümüzün iktisadi...
Giriş Belçikalı komünistler, Belçika’nın Nazi işgaline uğramasından sonraki birkaç ay içinde grevler örgütlemeye başladılar. Mayıs 1941’de Komünist Parti bir siyasi plan ilan etti ve tüm komünistlerin ilk görevi olarak “işgalciye karşı mücadele”yi tayin etti. Düşmana karşı geniş, halkçı ve birleşik bir direniş hareketi olarak Bağımsızlık Cephesi’nin (Front de l’Indépendance) kurulması çağrısında bulundu. KP direnişi yedi...
90 yıl önceydi… İki emperyalist odağın insanlığın üzerinde tepiştiği dehşet verici bir ortamda, ezilenler proletaryanın şahsında ayağa kalkmış “başka alem için” kolları sıvamışlardı. Bastıkları toprak Rusya’ydı, uçsuz bucaksız ve ölçüsüz. Kimileri haklı olarak “tarih öncesinden çıkış” diye adlandırdı, hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı, her şeyin kendini ona göre yeniden konumlandırdığı yeni bir dünyaya işaret ederek....
Tam adı “Komünist Parti Manifestosu” olan Marksizmin bu ünlü ve güçlü belgesi, genellikle “Komünist Manifesto” olarak anılır. Komünistler ise kısaca “Manifesto” der. Marksizm ilk kez bu belge ile teorik ilkelerini, komünizmin strateji ve taktiklerini, yetkin ve çarpıcı bir şekilde özet olarak açıklamıştır. Manifesto, emekçilerin iktidar mücadelesine yeni bir perspektif getirerek, ufuk açıcı bir görevi yerine...
Günümüzde sınıflar mücadelesinin genel seyrine ilişkin farklı yorumlarda ortak olarak görülebilecek şey belli bir karamsarlığın giderek ağırlığını koymasıdır. Kuşkusuz bunun belli bir ruh halinin ötesinde politik bir anlamı var. Burada bizce en önemli nokta, günümüzün kimi yönelimleri ile “tarihsel bütünlük” fikri arasındaki bağlantının her durumda kurulabilmesidir. Ama örneğin 2000’lerin dünyasındaki sınıflar mücadelesinin durumunu, 25-30 yıl...
Dünya kapitalizminin genel yönelimi ve Türkiye’deki güncel gelişmeler, sosyalizmin “eski” bir sorununu yeni bağlamı içinde ele almayı gerektiriyor. Kapitalizmin 70’li yıllarda gündeme gelen, 80’li yıllarda belirgin bir yönelim ve 90’lı yıllarda da toplu bir taarruz niteliği kazanan “yeniden yapılanma” sürecinin temel çizgileri artık belirgindir. Devletin sermaye birikimine ve sermayenin dünya pazarı üzerindeki hareketine yön verdiği,...
Avrupa komünizmi avrokomünizm Avrupa solu Batı marksizmi kavramları dillendirildikleri ve yazıldıkları yerlerde her zaman coğrafi bir vurgudan daha fazlasını ifade ettiler daha fazlasını hak ettiler. Avrupa ve marksizmin doğduğu Avrupa solu tüm dünya soluna en az reel sosyalizm kadar referans oldu. Avrupa’ya bakmadan edilemedi; edilemezdi de… Bundan sonra da edilemeyecek kimsenin şüphesi olmasın. Öte yandan...
Dünya devrim tarihi süreklilik ve kopuş diyalektiğiyle açıklanabilir. Her yeni dönem eski dönemlerin bir devamını, ama öte yandan eski dönemlerden bir kopuşu ifade eder. Sınıf mücadelelerinin ve komünist hareketin bu seyrini anlamayanlar her zaman mücadeleden geri düşmüşlerdir. Kendi dönemlerine takılıp kalanlar, kendi dönemlerinde uygulanan politikaları, yönelimleri “mutlak” olarak görenler ile kopuşların o kendini dayatan zorunluluğuyla...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×