Devrimi yapacak insanın ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini tartışma konusu yapan kişiler için mutlak bir referans noktası Rus devrimcileridir. Rus devrimcilerini ise çoğu zaman “bolşevikler” nezdinde hatırlarız. Bolşevikler, büyük bir devrimi gerçekleştirmiş olduklarından, kendilerinden önce o topraklarda yaşamış bulunan devrimcilerin mirasını taşımanın onurunu da kazanmışlardır. Böylelikle Rus devrimcileri artık bolşeviklerin ismiyle anılır olmuştur. Ekim...
Hemen hergün duyuyoruz: “Sosyalist de olsa ben her türlü devlete karşıyım.” Olabilir mi acaba? Bu ülkenin insanları devletin baskısından çok çekti, bunun bir tepkisi mi? Bu tepkiyi anlamaya çalışıyorum ve bu tür lafları edenler ancak sol ile yeni tanışmışsa zamanla hanyayı konyayı görür düşüncesiyle mazur görülebilir diyorum. “Birilerinin diğerleri üzerinde iktidar dediğini duyunca tüylerim diken...
Daha önce sosyalist ideoloji üzerine Gelenek’te yer alan yazılarımda bir çok defa Rus ve Sovyet deneyimine gönderme yapmıştım. Bunun iki temel nedeni olduğunu söylemek mümkün. Rus devrimci hareketinin uluslararası ölçekte marksist teori üzerindeki siyasal otoritesinin tartışılır bir yanı bulunmuyor. Marksist teorinin bütün kulvarlarında bu hareketin öznesi olduğu deneyimin sağlıklı ya da sağlıksız etkisini görebiliyoruz. İkinci...
Giriş I Bugün, bütün ilkeli komünistler ve gerçek anti-emperyalistler kapitalist emperyalist sistemin karşı-devrimci saldırılarına karşı duruyorlar. Kapitalist ülkelerdeki emekçi sınıf hareketleri, ulusal kurtuluş hareketleri ve varlığını sürdüren sosyalist ülkeler şimdi çok daha darbelere açık ve yalıtılmış durumdalar. II Bolşevik Devrimi Sovyetler Birliği’nin ekonomik olarak çok daha güçlü kapitalist ülkelerce kuşatılmış olduğu bir zamanda sosyalist kuruluş...
Geçtiğimiz ayın başında, Kore Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pyongyang’da çok sayıda ülkeden komünist parti ve sosyalist partilerin katıldığı bir uluslararası toplantı düzenlendi. Bu toplantı sonunda 70 partinin imzalarıyla çıkartılan Pyongyang Deklarasyonu’nu aşağıda sunuyoruz. Bu metne geçtiğimiz günlerde Sosyalist Parti’nin yayın organlarında da yer verildi. Yayınlanan ile buradaki versiyon arasında kimisi önemli, kimisi önemsiz farklılıklar olduğu görülecektir....
David Yaffe 1968 kuşağından bir İngiliz marksist iktisatçı. Yıllarca Devrimci Komünist adlı teorik bir yayın çıkarttı. 1970’li yılların sonuna doğru politik harekette Troçkizm ile bir ayrışma sonrasında daha leninist bir çizgiye yöneldi. İşçi aristokrasisi ,İşçi Partisi’nden kopma İrlanda sorununa Lenin’in yaklaşımı vb. gibi konularda İngiliz Solu’nun yaklaşık tümü ile ayrışan Devrimci Komünist Grup‘un (Revolutionary Commnnist...
Gelenek artık altıncı yılına giriyor ve tastamam altı yıldır ağız tadıyla bir “Ekim” yazısı yazma şansına nail olamadık! Şimdi tam 74 yıl sonra bırakalım toplumsal yıkımı, Lenin’in ülkesinde Lenin’in büstlerinin dinamitlenerek havaya uçurulmasının teknik nedenlerle sakıncalı bulunduğu bir sırada Ekim devrimi için bir şeyler yazmak gerçekten kolay olmuyor. Bu nedenle karşı-devrimin zaferinin önünü açan gelişmelere...
Aşağıda Sovyetler Birliği’nde karşı devrim öncesinde ülkenin en önemli günlük gazetelerinden birisi olan Sovyetskaya Rassiya’nın yazı kurulu üyelerinden biri ile yapılan görüşmenin bir bölümünü sunuyoruz. Görüşme, Ağustos ayındaki müdahaleden önce gerçekleşmesine rağmen bugün olup bitenlere ışık tutan niteliği gözönüne alınarak yayınlandı. GELENEK: Gazeteniz reformistler tarafından Sovyetler Birliği’nin en “muhafazakar” yayını olarak kabul ediliyor. Siz kendinizi...
Uluslararası politikada 1940’tan sonra net olan bir nokta var: Artık sosyalizm ve sosyalist ülkelerle mücadelenin sıcak olmayan, daha sabırlı bir biçimini bulma zorunluluğu ortaya çıkıyor. Artık tahrike yönelik olduğu kuşku götürmez olan, istisnasız her gün tekrar eden Çekoslovak ve Sovyet hava sahalarının ihlali gibi yöntemler devreden çıkıyor. Üzerinde durmak gerek: 1949, Sovyet yetkililerinin Amerika Birleşik...
Sınıf mücadeleleri tarihi açısından Avrupa tarihi oldukça ilginç bir gelişim çizgisine sahne oldu. İşçi hareketinin nabzı, XIX. yüzyıl sonlarına kadar marksizmin beşiği olan bu kıtada attı; bu dönemde kıtanın en hararetli ülkesi Fransa’ydı. Çok uzun sürmeyen Paris Komünü deneyiminden sonra gözler Almanya üzerine çevrildi. Aynı tarihlerde kıta dışına da taşan hareketlenmeler ilgiyle izleniyordu. Beklenenin tersine...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×