Her tarihsel dönem anahatlarını, toplum yaşamında yol açtığı değişiklikleri, dilde, sözcüklerde gösteriyor. Sanayi Devrimi yıllarında türeyen endüstri, fabrika, sınıf vb. sözcükler buna en güzel örnek. E. Hobsbawn’ın Devrim Çağı yapıtında aktardığı bu sözcük dağarcığı toplumsal çözümlemeler için bir nevi alfabe özelliğini taşıyor. İçinde bulunduğumuz, 1980 sonrası dönemde ise, uzlaşma (konsensus), globallaşme, söylem .., kulak tiryakisi...
Sosyalist mücadelenin şu andaki can alıcı sorununun her ülkede, sosyalist iktidar perspektifinin olabilecek en ileri ve örgütlü hatta oturtulması olduğundan pek kuşku duyulmuyor. İş bu hattın örülmesine gelince, devrimci uğraşımızın yoğunlaşacağı alanın saptanması sorunu ile karşılaşıyoruz. Bugün, gerek enternasyonal, gerekse ulusal düzeyde bu sorun etrafında yürütülecek bir tartışmanın herhangi bir getirisi olmadığını düşünüyorum. Yazıda bu...
Gelenek sayfalarında sosyalist bireyden, aydın olarak bireyin rolünden, sosyalist aydının mücadeleci kimliğinden çok söz edildi. Dönüp geriye, yazdıklarımıza baktığımda benim en önemsediğim nokta şu oluyor: Gelenek sayfalarında bu konu, soyut bir devrimci etik ya da yine soyut bir komünist kişilik tarifi elde etme muradıyla hiç ama hiç yapılmadı. Gelenek‘te bu başlık altında yaklaşımlar geliştirildiğinde baskın...
“Bunlar iyi teori yaparlar; ama işte o kadar.” Bu; övgü müydü, sövgü müydü kestirememiştik. Sonra yıllar geçti, bize yaşamın başka alanlarında şans tanımayanlar dost meclislerinde yine bizim için “eskiden ne güzel yazıp çizerlerdi” demeye başladılar. Buna da üzülmek mi gerekiyordu? Gelenek yakında 8. yaşına basacak. Aradan geçen süre içinde, bu kitap dizisine katkıda bulunanlar giderek...
Gelenek’in son sayılarında “yeni” denebilecek çok fazla şeyin söylenmediği geçmiş dönemde oluşturulmuş olan çerçevenin sınırlarını zorlamaktan çok zaten “bilinen”lerin üzerinden gidildiği okurlarımızın dikkatini çekti. Teorik üretkenlik “tempo”sundaki düşüşün bu kadar çabuk dikkat çekmiş olmasını önemsememek mümkün değil. Türkiye solunda yıllarca hatta bazıları açısından on yıllarca teori adına aynı çerçevenin içinde kalınması alışılageldik bir durumken bu...
Sosyalist hareketin önündeki temel sorunun her yeni evrede baştan tanımlanması gerekiyor. Hareketin bugünkü temel sorunu, gelişkin marksist düşünce ile siyasal pratik arasında buluşma alanları yaratılmasıyla ilgilidir. “Sosyalist hareketin sorunu” dendiğinde, akla hiç kuşkusuz başka birçok başlık gelecektir. Kimisi “birlik” diyecektir, kimisi “kitleselleşme”. Teoride yeniden yapılanmayı ve bir tür teorik açılımı temel sorun olarak görenler de...
Bolşevizm bir teori değildir… Marksizmin belli bir yerellikte yeniden üretilmesi ve bu üretimin marksizmden kopmayacak kadar ona içkinleşmesine bir ad vereceksek bu, bolşevizm değil, leninizmdir. Ve nihayet, bolşevizm marksizmin belli bir türde yorumlanışının ürünü olan bir ilkeler demeti hiç değildir… Bugüne uzanan, sahip çıkılacak olan ve sınıf mücadeleleri sürdükçe anlamlı kalacak olan bolşevizm, siyasal mücadelede...
Marksizm ile ideoloji arasındaki ilişki başta Lenin’in katkıları ile günümüzde Marx’ın bıraktığından farklı bir noktadadır. Bu çalışma, ideolojinin ele alınışında süreç içinde yaşanan gelişmeye açıklık getirmeyi hedefliyor. Hareket halindeki iki olguyu (marksizmin gelişimi ve ideolojiye bakış) ele alırken ilk önce birisine ait bir çerçeveye sahip olmanın incelemeyi kolaylaştıracağını düşünüyorum. Bu ilk bölümde ideolojinin ne olduğuna...
Çağımız emperyalizm ve sosyalizme geçiş çağıdır. Kapitalist dünya sisteminin tarihi ortaya çıkışından beri işçi sınıfının damgasını taşıyan mücadelelerin de tarihi olmuştur. Zaferler kadar yenilgilerin de sınıf mücadelesinin parçaları olduğu düşünüldüğünde bugün ve yarın da “sosyalizme geçiş” çağının dinamiği olacaktır. Kapitalist dünya sistemi her zaman bir zincire benzetildi. Sosyalistler bu zinciri değişik dönemlerde değişik yerelliklerdeki zayıf...
38. sayıdaki yazımda proletaryalaşma teriminin içerdiği bazı sorunları ele almaya çalışmış, ve bundan dört tane sonuç çıkarılabileceğini söylemiştim. Bu yazıda, kalan bazı eksik noktaları tamamlamaya ve kapalı kalan bazı yerleri biraz daha açmaya çalışacağım. Marx, Hegelci Hukuk Felsefesinin Eleştirisi‘nde, kurtuluş olanağının neden proletaryada olduğunu açıklar. Ancak ona göre bu sınıf gökten zembille inmeyecek proleterlerin proletaryaya...