İnsanın, gerçekliğin en az eksikli algılamasına ulaştığına inandığı bir anda, farkında olmadan, o gün için öne çıkmış bir parçaya takılıp kalması mümkün müdür? Mümkündür. Marksistler olarak, yaşadıkça pek çok şey öğreniyoruz. Öğrendiklerimizin arasında, kendi birikimimiz açısından “çok yeni” olanlar da yer alıyor. Zaman zaman hepimiz, kendi özgül konumumuzla sahip olmamız gereken bütünü artık yakaladığımıza inanıyoruz....
Türkiye solu son yıllarda gündemini yoğun biçimde dolduran birlik tartışmalarında bir kritik evreye daha girmiş bulunuyor. BTDK evresinin geride kalmasıyla ve diğer dinamiklerle birlikte, solun birliğini tartışan ve hedefleyen kesimleri de somut bir ayrışma yaşadılar. Bilindiği gibi ayrışmanın sağ tarafında yasal parti inşası, sol safında ise devrimci sosyalist blok önerisi şekillendi. Bu değinme yazısı, Gelenek‘te...
Devrimci teori üzerine düşünceler üretmeye başladığımızda önce devrimci teorinin geçmişine, Marx’a dönmek gerekiyor. Marx sadece “dahiyane” bir bilimsel yasanın bulucusu değildi. O, aynı zamanda bir devrimci ideologdu. Marx’ın ideolojik görüşleri bilimsel temelleri nedeniyle, ama bunun ötesinde devrimci duygusal atılımı, sanatsal yönüyle de işçi-emekçi kitlelerin sevgisini ve bağlılığını kazanmıştı. Marx bir ideolog olarak dogmatik-doktriner değildi. O,...
Türkiye’de sol hareketin tarihini global olarak ele almaya çalıştığımızda şöyle bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz: Yapılması beklenen somut bir tarih anlatımının ötesine geçtiği için, bütünü hangi kesitlerde inceleyeceğimiz önem kazanıyor. Sorun ise hangi kesitin veya kesitlerin operasyonel bir inceleme olanağı sunduğunun tayin edilmesinde yatıyor. Üstelik, sol tarih bize statik biyolojik bir inceleme olanağı sunuyor. Otopsi...
“Onların içinde de üç ayrı eğilim varmış. Birincisi ‘bu iş böyle gitmez’ diyormuş. İkincisi ‘bu iş bizle başladı bizle bitecek’de ısrar ediyormuş. Üçüncü eğilim ise başka bir yol aranışı içindeymiş…” Türkiye solunda neler olup bittiğini merak edenler, sordukları sorulara bu tür yanıtlar alıyorlar. Yukarıdakine benzer saptamalar, soldaki grupların büyük çoğunluğu için geçerli olmaya başladı. Bugün,...
Bir an için kendinizi dışarıdan bir gözlemcinin yerine koyup Türkiye’nin son yıllarına bakmayı denediniz mi hiç? Sosyalist hareketin içinde sürüp giden tartışmaları, çalkantıları bir an aklınızdan çıkartıp şu ülkenin yaşadığı gelişmeler çerçevesinde, solun toplumsal koordinatlarını saptamayı denediniz mi? Eğer tüm ufkunuz solun iç sorunları, yani kendi dünyanızla sınırlı değilse, mutlaka böyle bir gözlemde bulunmak aklınıza...
A: Türk solunda geri tezlerin aşılması sorunu ve MDD Başından itibaren hiçbir kompleks duymadan vurguladık; Türk solunda geçmiş çoğu hesaplaşma, hırçın fakat köksüz, insafsız fakat teorik demlikten yoksun yaşanmıştır. Teorik hesaplaşma politik ayrışmaları sağlıklılaştırır. Ayrışmaların sağlıksızlığında ayrışanların çıkışsızlığında teorik kopuş eksikliğinin rolü iyice göze batar noktaya gelmiştir. Teorik ihtilalcilik Türk solunda “geri bıraktırılmıştır.” Olgular ya...
KONGRELER: A- İzmir Kongresi: Şubat 1964 Yeni kurulan il örgütlerinin de temsil edildiği Kongre’de, illerin 1000 üye yerine 500 üye adına bir delege ile gençlik kolları genel başkanı ile il başkanlarının da tabii delege olarak Büyük Kongre’ye katılmaları öneriliyor. Bu öneriye şiddetle karşı çıkan Genel Merkez, itirazını “Biz şimdiden şekil demokrasiye dayandırılarak yönetilmek istemediğimiz için...
Sosyalistlerin ve işçi sınıfının siyasal birliğinin hayati bir önem taşıdığını kabul eden ve bu alanda bugüne kadar girişilmiş çabaların bir bölümünün sonuçsuz kaldığı, bir bölümünün yetersiz olduğu ve bir bölümünün de ideolojik ve programatik bakımdan, Marksizm ve işçi hareketinin yerel ve uluslararası kazanımlarının gerisine düştüğü kanısında olan ve soruna çözüm arama amacıyla bir araya gelen...
Ülkemizde sosyalist hareketin sorunlarına ciddiyetle eğilenler, bugün en azından bir noktada görüş birliği sağlamışa benziyorlar. En genel ifadesiyle bugünkü temel sorun, sosyalizmin ülkenin siyasal gündemine yerleştirilmesi sorunudur. Tek tek sosyalist odakların kendi etkinliklerinin ötesinde, aynı zamanda birleşik bir gücün sergilenmesi ve bu arada kitlesellik alanının zorlanıp genişletilmesiyle… Bu saptamanın, görüş birliğini bozmayacak şekilde biraz daha...