Bilindiği gibi Türkiye’de sendikacılık Sadi Irmak’ın Çalışma Bakanlığı sırasında, 20 Şubat 1947 günü kabul edilen Kanun ile resmen başlamış bulunmaktadır. Oysa asıl sendikacılığımız fiilen 1946 yılında yerden fışkırırcasına doğmuş, gelişmiştir. Çok partili döneme geçişimizin gereksinimleri bazı kanun değişiklikleri gerektirmişti. 1938 tarihli ve 3512 sayılı eski Cemiyetler Kanunu’nun 9. uncu maddesine göre: “Aile, cemaat, ırk, cins...
Bugünün ve Yakın Tarihimizin CHP’si Yakın siyasi tarihimizin tanığı olan orta yaşlı sol cenah için CHP, bugün sürekli geriye giden çizgisi ile sol adına ilgilenilmeye değmez bir sepete atılmış durumdadır. Bunu biraz da sol-sosyalist çizgimizin saflığının bir dışavurumu olarak yapmak zorunda hissettik kendimizi. CHP, sağa gittikçe yaklaşan çizgisine rağmen, bugün ana-akım seçmenin önünde seçim sandığında varlık...
Uzun dönemde ve mukayeseli bir perspektifle bakıldığında, seçmen davranışlarının iki boyutlu bir politik ajandaya dayalı olduğunu düşünebiliriz: Ekonomi ve ideoloji. İdeoloji, ekonomik açıdan aşikar gibi görünen sonuçları, tersine çevirebiliyor. Örneğin İtalya’da II. Dünya Savaşı sonrası –uzun ve zifiri karanlık faşizm gecesinden kurtuluş- kadın düşmanı faşizmin ideolojik ve kurumsal enkazının geri dönüşsüz biçimde tasfiyesi gerekiyordu. Ve...
Gelenek’in 122. sayısının Ekim Devrimi’nin 96. yıldönümüne denk gelmesi nedeniyle, daha önce bu konuda yazmış olduğum biri yayınlanmış diğeri yayınlanmamış iki yazıyı birleştirerek bu sayıda yeniden paylaşıyorum. Aşağıdaki yazıda, Bolşevik Devrimi’ni sıcağı sıcağına yaşayan Türkiye’deki aydınların ve komünistlerin buna nasıl tepki verdikleri ve burunları dibindeki sosyalist devrimin Türkiye aydını üzerindeki etkileri, bu konudaki yayınlar üzerinden...
Anayasalar, egemenlik hakkını ve kullanımını, temel hakları ve özgürlükleri, ödevleri, bunların sınırlama koşullarını, siyaseti, devleti, toplum içinde devletin, devlet içinde iktidarın sınırlarını belirlerken, asıl olarak içinden çıktıkları toplumun maddi koşullarını, ilişkilerini ve ekonomi politiğini yansıtırlar. Anayasaların ekonomi politiği, doğrudan ya da dolaylı anayasa hükümleri üzerinden okunabileceği gibi, anayasa koyucu sürecin de içinde bulunduğu anayasal bütünsellik...
“Ülke nüfusunun yüzde 90’ı Sünni iken Suriye’yi bir nevisapık Alevi anlayışı içinde olan ve kendilerine Nusayridenilen yüzde 10’luk bir azınlık yönetiyor.” Fazilet PartisiGenel Başkanı Recai Kutan-1998    "Cemevi, Cümbüş evi, ne izni!”İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep TayyipErdoğan, Karacaahmet'de Cemevi açma izni isteyenAlevilere hitaben.    “Alevi, Hz. Ali’ye tabi olanlar demek ve ben kendim Hz. AliS.A....
Serpil Çelenk GüvençDaktylos Yayınevi (2008)Türkiye sol tarihi söz konusu olduğunda yapılan araştırmaların daha çok belli partiler ve onların siyasi ve örgütsel konumlanışlarına ya da bu tarihte önemli rol oynamış isimlere yoğunlaşıldığını biliyoruz. Bu alanda yayımlanan kitapların sayfalarında TİP, TKP, Yön dergisi, Dev-Yol, THKO gibi yapıların tarihlerine dönük çalışmalara ya da bu örgütlerde yer alan/almayan önemli...
“Türkiye’nin Düzeni” (1968) 1960’lı yılların en önemli çalışmalarından biridir. Çalışmanın önemi, siyasal konumu ve bağlanması net bir yazarın (Doğan Avcıoğlu), en titiz akademisyenlerin bile dudak bükemeyecekleri bir bilgi ve belge zenginliğini okura sunmasından kaynaklanır. Okurun, bu bilgi ve belge zenginliğinden “stratejik ipuçları” çıkarması hiç de güç değildir. “Türkiye Üzerine Tezler” (1978) ise 70’li yılların en...
“Much Ado about Nothing” Shakespeare’in oyunlarından biridir. Türkçe’ye “Kuru Gürültü” adıyla çevrilmiş, bu adla sahnelenmiştir. Oyunun adı düz biçimde Türkçe’ye çevrildiğinde “Ortada fol yok yumurta yok, ama bir vaveyladır gidiyor.” gibisinden bir anlam çıkmaktadır. Shakespeare’in bu oyunu beş perdelik bir komedidir. Türkiye’de Kürt sorunu, bu oyunun adının tam tersini çağrıştıracak bir noktaya gelip dayanmıştır. Birçok...
Gelenek’in ilk okuduğum sayısının konusu “ulusal sorun”du. Bugün Gelenek’in ulusal sorun tezleri üzerine yazarken bu geleneği yoktan var eden yoldaşlarıma yalnız kendi adıma değil, bu ülkenin aydınlık geleceği adına teşekkürü bir borç bilirim. “Bazen de bağımsız devletlerin doğuşu emperyalizmin güçlenmesi anlamına gelir.” Lenin, Buharin tarafından kaleme alınan Geçiş Dönemi Ekonomisi kitabının kenarına iliştirdiği ve sonra...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×