Kimilerine göre marksizmin bunalımı, başkaları için bürokratik despotizmin çöküşü…Reel sosyalizmin yaşadığı çözülme süreci Doğu Avrupa’da işini şimdilik bitirmiş görünüyor. Arnavutluk ve sosyalist sistemin geçmişte en dejenere ögelerinden biri olan Yugoslavya’da da yolun sonuna yaklaşılıyor. Sovyetler Birliği dışında, Asya’nın bir ucunda, bir de Karayipler’de sosyalizm devlet iktidarına sahip olmaya devam ediyor. Emperyalizmin dünyanın yeniden yapılandırılması planında...
Son aylardaki iki gelişme Türkiye’de solun bir bölümünce denenen yeni kültüre uygun yeni politikayı zor durumda bıraktı. Biri Körfez diğeri de Zonguldak’da doruğa çıkan işçi direnişi. Trajikomik bir rastlantı ile öteki bileşenleri de TBKP reformizmine teslim olmuş SBP girişimcilerinin kuruluş başvurusu yapacakları tarih Amerikan emperyalizmince teslim alınmış olan Birleşmiş Milletler’in Irak’a Kuveyt’ten çekilmesi için tanıdığı...
Türkiye’nin bir dengesizlikler ülkesi olduğu çok sık söylenir. 1990 yılının ilk sekiz ayı düzenin yönelimleri, kararsızlıkları ve çelişkileri açısından zengin verilerle doluydu. Görünen odur ki, bu veriler, kararlı bir çözümün işaretleri haline dönüşmeden yığılmaya devam edecekler. Güncel dinamiklerden türetilebilecek kimi olasılıkları tartışmadan önce biraz geriye uzanıp genel siyasal ve ideolojik yapılanmanın yakın geçmişine gözatmakta yarar...
I.Dünya Savaşı enternasyonalizm ve uluslararası örgütlenme için bir çöküş getirmişti. Benzer bir dönüm noktası, bu kez panik yaratmamış olsa da, II. Savaş’ta da yaşandı. 1990’ların hemen başında, galiba bu iki dönemeçten daha da keskin bir viraj alınıyor. Gerçi uluslararası hareketin elinde dağılacak ya da kapatılacak bir enternasyonal zaten mevcut değil, ama bu kez örgütten daha...
Türkiye solunda ve aslında dünya solunun büyük bir bölümünde, kapitalizmin güncel dinamikleri ve muhtemel yönelişlerinden söz açıldığında tekrarlanıveren birkaç cümle var. “Bunalım derinleşiyor, çelişkiler had safhada, kapitalizm çöküyor…” İster 60’ların, ister 70’lerin, isterseniz bugünlerin siyasi yayınlarını açın, belli nicel farklılıklar dışında bu tür ifadelere rastlamak mümkün. Teori alanında ise bir, bu söylemin arka planını örme...
Bir an için kendinizi dışarıdan bir gözlemcinin yerine koyup Türkiye’nin son yıllarına bakmayı denediniz mi hiç? Sosyalist hareketin içinde sürüp giden tartışmaları, çalkantıları bir an aklınızdan çıkartıp şu ülkenin yaşadığı gelişmeler çerçevesinde, solun toplumsal koordinatlarını saptamayı denediniz mi? Eğer tüm ufkunuz solun iç sorunları, yani kendi dünyanızla sınırlı değilse, mutlaka böyle bir gözlemde bulunmak aklınıza...
Türkiye solunun otuz yıla yaklaşan yakın tarihinde üç dönem ayrıştırmak mümkün. İki açılım-yükseliş dönemi, sırasıyla, 12 Mart ve 12 Eylül ile kesintiye uğradı. Üçüncü dönem ise, henüz bir yükseliş niteliği kazanabilmiş değil. Solda iki döneme darbelerin nihayet vermiş olmasını fazla abartmamak gerekiyor. Öncelikle, bir tarafın ileri adımını mümkün kılan etkenler arasında mutlaka karşı tarafın zaafları...
I.Giriş Üç yıl aşkın bir süredir en eski sosyalist ülkede, önemsenmesi gereken bir süreç yaşanıyor. Glasnost ve perestroyka’yı tüm dünya dillerinin kelime hazinesine hediye eden gelişmelerin temellerinde gerçek sorunlar vardır. Sovyetler Birliği Komünist Partisi, ülkenin ve partinin, iktisattan örgütlenmeye kadar akla gelebilecek her alanda yüz yüze geldiği sorunların çözümü doğrultusunda son derece enerjik bir atılım...
Türkiye solu bir belirsizlik yaşıyor. Genel olarak bakıldığında sol hareketin, uzunca bir süredir sorunların farkında olmakla birlikte çözümleri kendisi bulup, yürüdüğü yolu kendisi belirlemek konusunda pek de iyi performans göstermediği söylenmelidir. Çözümlerin büyük ölçüde el yordamıyla bulunduğu görülüyor. Bu yazının merkezinde yer alan legal sol parti konusunun buna iyi bir örnek oluşturduğunu sanıyorum. TBKP, partileşmeye...
Haziran ayında sol yayınlar arasına “teorik” ağırlıklı bir dergi daha katıldı. Sınıf Bilinci‘nin ilk sayı sında bir çalışma “GELENEK‘in Marksizmi: Stalinist Bir Sürekli Devrim Teorisi” başlığını, ve Sun gur Savran’ın imzasını taşıyor. Gelenek‘de daha önce Hikmet Seçkinoğlu, Savran’ın bir konuşmasında “Gelenek‘in Troçkist olmamasını çelişki saymasına” değinmiş, sözkonusu sataşmayı reddettikten sonra da, Troçkistlerin çelişki bulmakta oldukça...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×