Böyle insanın insanı sömürmesine dayalı kaotik bir düzen kendini nasıl yeniden üretiyor? Düzenin iskambil kağıdından bir şato ya da çelikten dev bir şato olduğunu varsaymadan, onu devrimci bir gözle anlayabilir, çözebilir, irdeleyebilir miyiz? Yoksa bu faaliyeti kerameti kendinden menkul, çoğu akademik kürsülerde soluk alıp veren bir “sol iktisatçı” kesime mi havale etmek gerekiyor? Peki, onlar...
Sermaye düzeni ve kriz, birbirinden ayrılamayacak bir ikili. İnsan emeğinin meta olarak alınıp satıldığı ve toplumsal refahın temelini oluşturan üretim araçlarının özel mülk sayıldığı bir rejimde bireylerin çıkarları ile toplumun çıkarlarının uyuşmasının imkanı yok çünkü. Burjuva iktisatçıları tarafından “Pazarın üretimi ve bölüşümü düzenleyici gizli eli” olarak lanse edilen bu düzen, geçtiğimiz on yılda görüldüğü üzere,...
  Türkiye, yeni yoluna arızalı bir motorla devam edecek Egemen sınıfın tüm kesimlerinden “deniz bitti” sözünü duymak mümkün hale geldi. Artık neredeyse mafya bile bu sözleri sarf edebilir cesarette. Türkiye’nin enflasyondan vazgeçme ve paylaşımı, üretim artışının önünü kesmeyecek biçimde yeniden düzenleme operasyonuna giriştiği, bu operasyonda da krizi, kriz yönetimini, emperyalist merkezlerin yönetim ve yönlendirme aygıtlarını...
Dünya kapitalizminin maddi temellerinin üzerine kurulu olan siyasi üstyapı karmaşık bir bütün oluşturuyor. Bu yapının temel bileşeni, sistemin yerel ve bölgesel coğrafyalardaki tıkanıklıklarını açmak ve krizleri yumuşatarak emperyalist dünya sistemini derinlemesine büyütmek, yeniden üretiminin sürekliliğini sağlamaktır. Bu anlamda emperyalist sistemin liderliğine atfedilen bilincin bir miktar soyut ve göreli olduğunu kabul etmek gerekiyor ama bu sistemin,...
1997 Eylülü’nde haber bültenlerinin sonunda “dış haberlerden kısa kısa” bölümlerinde geçen Endonezya-Güney Kore-Tayland haberlerinden başlayarak, aşama aşama Türkiye’nin günlük hayatını kuşatan dünya ekonomik krizinin kirli bir sahnesi oldu 1998 yılı… Sonuçta en iyimser tahminle, 4-5 trilyon doların borsalarda buharlaştığı yüzmilyarlarca dolarlık kredinin battığı yüzlerce sanayi işletmesinin yüzbinlerce işsiz bırakarak kapandığı bir kabus yaşandı, yaşanıyor ....
Sonuçlarının düzen açısından pek umut verici olduğu söylenemez, ama ekonomi alanında gerek meclisten çıkan reform kanunlarının sayısı, gerek bürokratların ciddiyeti, gerekse egemen sınıfın organik temsilcileriyle yürütülen tartışmalar anlamında 28 Şubat’tan bu yana belirgin bir ilerleme göze çarpıyor. Hükümetin ekonomiden sorumlu üyelerinin çapsızlığı dikkate alındığında “ciddi” ekonomi basını, “kazanımları” genellikle bürokrasinin hanesine yazıyor. Çiller ve RefahYol...
Restorasyonun esas kaygısının ekonomik krizden çıkışa ideolojik bir paravan yaratmak olduğu ortaya çıkıyor. Siyasal alanındaki restorasyon girişimleri, ekonomik alandaki kısmi iyileşmelerle desteklenmediği sürece burjuva demokrasisinin istenen yönde çalışmayacağı biliniyor. Yurtdışında para dilenen aciz hükümet, içeride seferberlik havalarının, yani sınıfa yeni bir saldırının hazırlıklarını sürdürüyor. Yaz durgunluğunda yapılan yüksek oranlı KİT zamlarının bir yoklama olarak değerlendirilmesi...
Türkiye topraklarında kapitalizmin yeniden üretiminin yeni bir evresine giriyoruz. Bir yanda daha yoksul ve daha çaresiz olduğu halde on beş yaşına basan depolitizasyon sürecini henüz aşamayan ve şimdilik görece kolay yönetilen bir toplum, diğer yanda yamalı bohçaya dönen ideolojisi ile ekonomik krizi yaşayan ve dünya kapitalist sistemine tam entegrasyonu hedeflerken bunu sağlayacak sürecin yan etkilerinin...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×