Merhaba… Yaz sıcaklarının bunaltıcı atmosferinde Türkiye, burjuva siyasetinin yeniden şekillenmesine sahne oluyor. Aynı bunaltıcı sıcaklarda, komünist hareket “emekçilere, aydınlara, yurtseverlere” bir çağrı yapıyor: Ülkenin komünist partisine katıl! Bütün bu “sıcak” gelişmeler, bizi yeni bir sayı çıkarmaktan alıkoymuyor. Aksine, daha bir şevkle; çağrımızı güçlendirmek için daha büyük bir motivasyonla bezenmiş görev bilinciyle çıkıyor Gelenek. Okurlarımızın benzer...
Tamamlanma aşamasındayken bu yazının eksenini kaydırıcı bir gelişme yaşandı Türkiye’de. “Ulusal Güvenlik” konusunda Mesut Yılmaz’ın başlattığı tartışmanın önümüzdeki günlerde dallanıp budaklanarak sürmesi kaçınılmaz gözüküyor. Çünkü sorun bu tür gerilimlerde derhal geri çekilmesini bilen Mesut Yılmaz’ın kişisel tercihlerinden bağımsızlaşmış durumda. Yoksa kimse Mesut üzerinden bir tartışma yapacak, onun attığı taşın peşinden gidecek kadar saf değil. “Tartışma”...
Sosyalizm mücadelesinin neresindeyiz?.. Yolun neresindeyiz? Ya da… Solda durum saptaması… Çok sık olmamak kaydıyla bu tür sorulara yanıt aramak, bu sorulardan hareketle toparlayıcı değerlendirmeler yapmak gerekiyor. Çünkü sosyalizm mücadelesi, sabit ağırlıklarla ve bozulmaması gereken bir denge halinde yürümüyor. Önceliklerle ihtiyaçların nesnel ve öznel faktörlerin etkisiyle sürekli yer değiştirdiği bir tarihe sahibiz. Bu tarihin bir iç...
Türkiye kapitalizmi bugüne kadar pek çok kriz yaşadı. ‘50’li yıllardan itibaren yaklaşık on yılda bir karşılaşılan iktisadi krizler, ‘90’lı yıllarla birlikte daha bir sıklaştı. Enflasyonun bir türlü düşmemesi gibi biri unutulmadan diğeri patlak veren krizler de Türkiye’nin “doğal gerçekleri” arasına girdi. Neredeyse, Türkiye’nin krizlere alışmış ya da “bağışıklık kazanmış” olduğundan söz etmek gerekecek. Ama yalnızca...
Sermaye düzeni ve kriz, birbirinden ayrılamayacak bir ikili. İnsan emeğinin meta olarak alınıp satıldığı ve toplumsal refahın temelini oluşturan üretim araçlarının özel mülk sayıldığı bir rejimde bireylerin çıkarları ile toplumun çıkarlarının uyuşmasının imkanı yok çünkü. Burjuva iktisatçıları tarafından “Pazarın üretimi ve bölüşümü düzenleyici gizli eli” olarak lanse edilen bu düzen, geçtiğimiz on yılda görüldüğü üzere,...
Cumhuriyet tarihi boyunca yalnızca iki dönemde bir çeşit “kalkınma ideolojisi”nin Türkiye’nin geleceğine ilişkin tartışmaların odağına oturduğuna tanık olmaktayız. Bu dönemlerden ilki 1930’la 1939 arasıdır; ikincisiyse pek tabii 1960-1971 dönemidir. Kanımca, bu iki dönem dışında Türkiye burjuvazisinin “kalkınma” vurgusu, bir demagoji olmanın ötesinde anlam taşımamıştır. Birinci dönemin kalkınma ideolojisi, büyük oranda Kadro Hareketi tarafından şekillendirilirken, ikinci...
Türkiye kapitalizmi bir süredir “treni kaçırma telaşıyla” emperyalist sistemle entegrasyon konusunda çok önemli adımlar atıyor. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye sermayesi, 1950’den sonra, özellikle ’54’te Yabancı Sermaye Yasası’nın Meclis’te kabul edilmesiyle beraber, yabancı sermayeyle bir nevi birleşme yoluna gitti. Özellikle planlamanın olduğu dönemde, 1962’den sonra ithal ikameci politikalar ile beraber dış ülkelerden “know-how” aldılar, sermaye...
Türkiye insanı için söylenmiş “özlü sözler” vardır. Bende bunlardan sadece iki tanesi aklımda yer etmiştir. İlki, Türkiye insanının yüzde 60’ının aptal olduğuna dair olanıdır. Bir diğeri ise; Türkiye insanının mücadele etmeyi değil, mücadele edenleri sevdiğine yönelik değerlendirmedir. Her iki saptamadaki vurgu sözgelimi İngilizlerin soğukluğuna ya da Fransızların romantikliğine işaret eden bir yaklaşımın sonucu değildir. Bir...
“Kıbrıs hususundaki görüşler kişinin sahip olduğu bilince ilgi ve duyarlılığa göre değişebilmektedir: Kıbrıs antropologlara göre 9000-10000 yıllık insanlık tarihine sahip bir Ada; askeri stratejistlere göre ‘Akdeniz ve Ortadoğu için kaybedilmemesi gereken bir üs’; Türk-Yunan politikacıları ve karar vericileri için bir ‘ulusal mesele’; Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum milliyetçilerine göre ‘Anavatanlara Enosis-Taksim’ yoluyla ilhakı şart olan...
Kıbrıs adasında yaşayan Türkler uzaktan da olsa ünlü Türk şairi Nazım Hikmet’in şiirlerini okuyup takdir etmişler, onun siyasal mücadelesini izleyip desteklemişlerdi. Örneğin Lefkoşa’da 1945 ile 1947 yılları arasında 15 sayısı yayımlanan aylık fikir ve sanat dergisi “Dünya“nın Kasım 1945 tarihli 5. sayısında çıkan ve Lefkoşa Türk Lisesi’nin edebiyatçı öğretmenlerinden Nazif Süleyman Ebeoğlu tarafından kaleme alınan...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×