Eğitim emekçileri ve sosyalizm; “özlenen” bir ikili… Eğitim emekçileri, on yıllardır Türkiye sınıf mücadeleleri tarihinde önemli yer tutmuş olan bir emekçi kesimini oluşturmakta. Günümüzde de benzeri bir önemi ve ağırlığı olan bu kesim, aslında diğer kamu emekçileri gibi, tarihsel bir dönüm noktası ile yüz yüze gelmiş durumda. Ya yıllardır yaptıkları gibi düzen dışına pek de...
Parklarınla, köprülerinle, meydanlarınla Bekle bizi İstanbul Tophane’nin karanlık sokaklarında Koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi İstanbul Haramilerin saltanatını yıkacağız Bekle o günler gelsin, gelsin İstanbul Vedat Türkali Şehr-i İstanbul’a fazlasıyla bağlı olmakla suçlanan bir geleneğe sahibiz. Biz abartmıyoruz, ama ülkenin en büyük metropolü ve işçi şehrinde sürdürdüğümüz kavgaya biraz “fazla” bağlanmakta çok...
Emperyalizm altında proletarya ile burjuvazinin tarihsel karşılaşmasının sonucunu biçimlendiren bir başka belirleyici etken, proletaryanın anti-emperyalist ulusal kurtuluş hareketlerini kendi müttefiki yapabilmesiydi. Yeni tarihsel koşullarda, Lenin ulusal sorunun ve ulusal kurtuluş hareketlerinin sorunları ile bunların işçi sınıfının tarihsel misyonu açısından öneminin derin ve kapsamlı bir çözümlemesini yaptı. Lenin’in ulusal ve ulusal-sömürgesel sorunlar alanındaki düşünceleri devrimci Marksist...
Filiz Ali’yi bilmem tanır mısınız? Kim olduğunu, ailesini filan değil; bunlar şu anda önemli değil. Uzun yıllar Cumhuriyet’te yayınlanan yazılarını, şimdi zaman zaman Yeni Yüzyıl’da yar alan eleştirilerini. Bunları okur musunuz? Müzikle iletişimim tamamen amatör bir dinleyicilik çerçevesiyle sınırlı, ama tıpkı edebiyat gibi, bu sanat alanını da, bir devrimci için bağ kurmanın vazgeçilmez olduğu alanlardan...
Sosyalist hareketin farklı bir tarzda yeniden doğduğu, aydın hareketinin niteliksel bir sıçramaya uğradığı 1960'lı yıllara geçmeden önce, geriye dönük bilgiler vermek, yazımın bundan önceki bölümlerinde altını çizdiğim bir tespiti öne çıkarmak ve bu tespit etrafında 27 Mayıs'ı da hazırlayan şartlara değinmek istiyorum. Gelenek 50. sayıda yayınlanan ikinci bölümde kemalizmin ilerici/gerici karekterinden söz etmiş ve bu...
… sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin isin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin 1961 yazı ortalarında Küba’nın resmini yapabilir misin çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem...
Toplumsal olayların, toplumun hareket yasalarının, ideolojinin, sınıf mücadelesine dair yasallıkların sezilmesi, algılanması ve giderek soyutlanmasına olanak veren bir zenginlik var. Bir inceleme başlığı olarak aydın da sözü edilen zenginliğin bir bölümünü oluşturuyor. 20. yüzyılın sonuna doğru dünyada aydının hareket yasalarının soyutlanmasında Türkiye en elverişli coğrafyalardan birini oluşturuyor. 1) İşçi sınıfının tarih ve siyaset sahnesine çıkışından...
Bugüne kadar Türk sinema tarihi konusunda, temelde, iki çalışmadan bahsedilebilir. Bir tanesi Nijat Özön’ün  1962 yılında yazdığı tarih çalışması, diğeri de Giovanni Scognamillo’nun  başlangıcından 1980’lerin sonlarına kadar getirdiği Türk sinema tarihidir. Bunlar dışında, Engin Ayça’nın kitap boyutlarına ulaşamayan daha çok dergilerde yazı olarak, yayınlanan ve genel olarak Türk sinemasının başlangıcından 1950’lerin sonuna kadar olan dönemi...
“En olağanüstü, en acı ve en trajik hadiselere neşeli bir çocuğun gözü ile bakmak; herhangi bir moral anlamın dışında, değerini aramadan, kahkahayı basan bir çocuk gibi görüntüyü, ilk anda kavramak. Chaplin’in en yüce şekliyle başarabildiği biricik ve taklitsiz olduğu iş budur. Bu araçsız görüş kabiliyeti sezgisini doğurur. Ve bu sezgi kavrayış olur.” (Eisenstein, Yumurcak, The...
Öncelikle, sosyalizm mücadelesi açısından “neyin romanı yazılır” sorusunu tuhaf karşılamamak gerekiyor. Roman, bir ülkenin toprağında, o ülkenin nesnelliğine doğan bir şey. Dolayısıyla o toprağın özgünlüklerini yansıtmak zorunda. Diğer yandan, evrensel bir biçim olması ve yine evrensel bir geleneğin taşıyıcısı olması babında, üzerinde serpildiği topraktan ötelere taşmak durumunda. Aynı anda pek çok gerilimi bünyesinde barındırıyor: Yazarın...