Üçüncü Enternasyonal’in (Komünist Enternasyonal) 1919’da kuruluşu ve bunu izleyen faaliyetleri, dünya komünist ve işçi sınıfı hareketi üzerindeki olumlu etkileriyle hiç kuşkusuz 20. yüzyılın en önemli siyasi olayları arasında yer almaktadır. Üçüncü Enternasyonal’i ilk ikisinden ayıran, İkinci Enternasyonal’in dağılışının sonuçlarının yanı sıra ve her şeyden önce, zafer kazanmış ilk sosyalist devrimin damgasını taşımasıdır. Üçüncü Enternasyonal, temel...
“Cephanelikler isyancılar tarafından yağmalandı. Fakat isyancılar saat 11:00 sularında kontrolü yeniden ele geçirecek olan ordu birliklerinin şiddetli direnişiyle karşılaştılar. 5i kadın olmak üzere yaklaşık 66 isyancı öldürüldü veya aldıkları yaralar sonucu hayatlarını kaybettiler hükümet güçleri ise 28 kayıp verdi. 24 saat içinde hemen hemen 300 tutuklama yapıldı ve toplam tutuklama sayısı yaklaşık 700ü buldu....
Gelenek: Bize kendiniz hakkında biraz bilgi verir misiniz.Partiye nasıl katıldınız?Partiye katılmanızı sağlayan herhangi özel etkenler veya olaylar var mıydı? McCarton: Ben esasen Kuzey İrlandalıyım, yani tartışmalı adıyla: Altı İl veya Ulster bölgesi. (İrlanda’nın İngiliz hükmü altında kalan bölgesi). Ben İrlanda’nın kuzeyi demeyi tercih ediyorum. O sıralarda gençlik çağındaydım, ve kuzeyde “Sivil Haklar ve Özgürlükler” mücadelesinin...
Giriş Komünist hareketin uluslararası çapta örgütlenme tarihinde 135 yıl geride kaldı. İngiliz ve Fransız işçilerinin öncülüğünde 1864’de kurulan ve “proletarya enternasyonalizminin şafağı” olarak değerlendirdiğimiz Birinci Enternasyonal’den bu yana tam 135 yıl geçti. Bu dönem içerisinde 1889’da kurulan İkinci Enternasyonal ile “ihanet ve yol ayrımı” ve 1919’da toplanan Üçüncü Enternasyonal (Komintern) ile “dünya komünist partisi” deneyi...
Türkiye kapitalizminin Avrupa ile ilişkilerinde yeni bir evreye girişinin arifesindeyiz. AGİT zirvesi, Türkiye’nin dış politikasında radikal adımların atılmasını dayatıyor. Özellikle deprem felaketi sonrasında, Yunanistan ile ilişkilerin yumuşaması ve AB üyeliğinin gündemde ilk sıralara oturması, Avrupa’daki siyasi dengelerin daha dikkatle incelenmesini gerekli kılıyor. Zira yaşanan süreç, ABD tarafından çerçevesi çizilen, AB ülkelerinin ve restorasyoncuların ikna edildiği...
Çözülüşten önce, SBKP Merkez Komite’sinin teorik yayın organı olan Komünist dergisinin 1988 yılı 4 no’ lu sayısında imzasız olarak yayınlanmıştır. (Bu makale önümüzdeki ay Gelenek yayınlarından çıkacak olan Sosyalistler ve Din başlıklı derlemede yeralmaktadır.) 29 Ocak 1918′ de (eski takvime göre 2 Şubat’ ta) Sovyetler Birliği Halk Komiserleri Konseyi (o tarihte Sovyet hükümetine bu ad...
1998 yılı, siyasal ve ekonomik eleştiri açısından halen paha biçilmez değerde bir metin olan Komünist Manifesto’nun 150. yıldönümüne işaret etmektedir. Marx ve Engels sömürünün etki alanlarının artık yalnızca yerel mekanlara atfedilemeyeceğinden hareketle, kapitalizmin küresel genişlemesi ve sömürünün küresel karakteri arasındaki ilişkiyi kurmaktadır. Bunun sonucu olarak Manifesto, adaletsizliğin çeşitli biçimlerine karşı mücadele etmek amacıyla uluslararası bir...
I. İnsan hakları kavramının ana hatları, kutsanmış düzenliliği alaşağı eden modern dünyanın temellerinin atıldığı yüzyılda, burjuvazinin kapitalist üretim ilişkilerini ulus devlet ölçeğinde iktidara taşıma mücadelesi verdiği süreçte çizilmiştir. Kavramın çıkış noktası olan doğal hukuk öğretisinin tarihi, antik dönemin Yunan-Stoacılığı’na dek uzanmakla birlikte, bu doktrinin bireyi bir “hak öznesi” olarak görmesi için “Kutsal Kilise”nin mutlak hegemonyasının...
Humeyni’nin danışmanları kendilerini “İslamın Troçkistleri” olarak tanımlarken “devrim ihracı” ve “ümmet” olgularını öne çıkarmak esas kaygılarıydı.. RP, Kürt illerinde HADEP’in ardından ikinci bir siyasi güç haline gelirken, Kürt sorununun çözümünde “islamiyetin birleştiriciliği”ni işliyorlardı.. 1981 yılında yayınlanan ve İslam Konseyi imzasını taşıyan “İslami Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi”nde; “evrensel düzenin ancak evrensel bir inanca da-yanılarak yaratılabileceği ve...
Kapitalizm insanlığın büyük çoğunluğu için bir hayal kırıklığıdır. Dünya nüfusunun 1.3 milyarı mutlak bir yoksulluk içindedir. Zengin ve yoksul ülkeler arasındaki eşitsizlikler ve zengin veya yoksul olsun olmasın bütün ülkelerdeki iç eşitsizlikler hızla artmaktadır. İngiltere’de, istatistiklerin başladığı 1886 yılından bu yana ücret düzeylerindeki eşitsizlikler en yüksek oranlara ulaşmıştır. Buna rağmen İngiltere gibi emperyalist ülkelerde şimdiye...