Berkun Oya’nın “Bir Başkadır” adlı dizisi, Türkiye’de uzun süredir hiçbir sanatsal yapıtın beceremediği kadar hararetle tartışıldı. Bu tartışmalarda, özellikle diziye soldan yöneltilen eleştirilerin bir kısmında katılmadığım bir yön var, ve bu, aslına bakılırsa, epeydir soldan yapılan sanat eleştirilerinde gözlemlediğim bir sıkıntı. Dolayısıyla, bu yazıyı kaleme almaktaki esas amacım, “Bir Başkadır” dizisinin kendisinden çok, sanat eleştirisinin...
Koronavirüs pandemisinin en çok etkilediği ülkelerden biri de Amerika Birleşik Devletleri oldu.[1] Sağlık ve sosyal güvenlik sistemi çoktandır alarm vermekte olan bu ülkenin binlerce yoksulu, koronavirüse bağlı gelişen ağır solunum yolu hastalıklarından yaşamını yitiriyor. Bir o kadarı, dünya çapında kabul görmüş hijyen ve sosyal mesafe önlemlerinin olmadığı yerlerde çalışmaya zorlanıyor, “size bir şey olmaz” diye...
12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türkiye’de derin bir kriz yaşanıyordu. Halkın gündelik hayatına yüksek enflasyon, şeker ve yağ kuyrukları, tüp gaz karaborsası şeklinde yansıyan ekonomik sorunların sermaye sınıfı açısından başka bir anlamı vardı. Patronlar işçi sınıfının pazarlık gücünü kırmak için örgütlenme ve grev hakkını kısıtlamak istiyor, enflasyonun ücretlerin yüksek olmasından kaynaklandığı yalanını sürekli gündemde tutuyor...
”Gerçekten, yalnız sahne-önü’nde olup bitenler üzerinden saplanılıp kalınırsa; bu siyasal sahne-önü, gerçek iktidarın oynandığı sınıf savaşının derin mekanizmalarını gözden gizleyen bir perde işlevi görür.” Almanya’da 2013 yılında ortaya çıkıp, altı yılda kendi içerisinden üç parti daha çıkartıp, hâlâ ülkenin ana muhalefet partisi konumunu korumayı başaran bir parti var: Almanya için Seçenek (AfD). 13 Şubat 2013’de...
Bu yazıda ODTÜ Sosyalist Düşünce Topluluğu üyesi devrimci öğrencilerin 2017-2018 öğrenim dönemi boyunca arkasından koşturdukları bir hayali, hayalin ulaştığı somutluğu ve  hedefe ilerlerken yüzleştikleri kimi olayların düşündürdüklerini ele alacağız. Madem yazıya devrimciler, öğrenciler, sosyalistler diyerek başladık, Aydın Giritli’den bir alıntıyla başlayalım. 1994 yılının Ocak ayında yayımlanmış Gelenek dergisindeki, özellikle içerisinde sosyalist militan üzerine yapılan dinamik...
AKP’yi tek başına iktidara ve giderek Cumhuriyet tarihinde az görülen bir “uzun süreli” yönetime taşıyan 3 Kasım 2002 seçimleri, pek çok açıdan yeni ve beklenmedik bir olay olarak gerçekleşti. İslamcı siyasal partinin tarihindeki bu ilk “iktidar” deneyimine başka ilkler de eşlik etti. Esasen Cumhuriyet’in 70 yılına damga vuran “sosyalizmli dünya”nın 1990’lı yıllarda son bulması, bir...
Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı bırakarak cumhurbaşkanlığına aday olmasıyla birlikte parti içinde Erdoğan’ın boşalttığı koltuğa aday isimler arasında öne çıkan Binali Yıldırım olmuştu. O dönem AKP’nin Yeni Osmanlı hayallerinin tepe noktasına çıktığı günlerden geçiliyordu. Erdoğan, o koşullarda partinin öne çıkardığı ismi değil, dış politikasının mimarı Ahmet Davutoğlu’nu seçmişti. Davutoğlu’nun Erdoğan’ın gölgesinden ufak da olsa uzaklaşma sinyalleri...
Dinci, Amerikancı, piyasacı… AKP bloğunu, başından beri böyle tanımladık. Başından beri! Peki şu darbeyi ve darbenin örgütleyicisi Fethullah Gülen Cemaati’ni nasıl tanımlarsınız? Dinci, Amerikancı, piyasacı. Bir ek gerekiyor, sözcüğün hakkını verecek ölçüde takiyyeci. AKP bloğunun diğer tarafı için de geçerli bu ek. AKP meşruiyetini sandıktan aldığını iddia ediyordu, Fethullah Gülen tayfasının böyle bir iddiaya da...
AKP’nin uzun iktidarı boyunca kullandığı söylemin en temel motiflerinden birisi ezilen bir topluluk olarak Müslümanların ve onların siyasi temsilcisi AKP’nin seçimler yoluyla kazandığı iktidarın bir türlü kendilerine verilmemesiydi. Erdoğan ve arkadaşlarına bakılırsa, AKP adeta iktidardaki bir muhalefet partisi gibi mücadele ediyordu. Bu söylem Türkiye sağının yıllardır anlattığı tarih masallarıyla da uyumluydu; Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana ezilen...
YÖNTEME İLİŞKİN 2001’de AKP’nin kurulmasından ve 2002’de hükümet olmasından bu yana 15 yıla yakın zaman geçti. 1950’den sonra tek bir partinin iktidarda olduğu bu en uzun dönem boyunca Recep Tayyip Erdoğan’ın tuhaf ve son derece rahatsız eden mizacı ve siyasi tarzı ile uğraşmak zorunda kaldık. Erdoğan kurulan yeni rejimin aynı zamanda zayıf karnı olduğu için...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×