Gelenek’in bu sayısında Nâzım Hikmet’in 120. doğum yılı vesilesiyle, komünist şairin siyasal yaşamı ve sanatına dair üç yazı yayınlayacağız. Bu üç yazı, 2015 yılında Yunanistan Komünist Partisi (YKP) Merkez Komitesi imzasıyla düzenlenen ve “Nâzım Hikmet: Karanlıklar Aydınlığa Çıksın Diye” başlığıyla gerçekleşen Nâzım Hikmet konulu bilimsel kültür-sanat konferansı etkinliklerinde yapılan üç ayrı konuşmanın metinleri. YKP’nin 2012’den itibaren...
Değerli dostlar, sevgili yoldaşlar Öncelikle, Yunanistan Komünist Partisi’ne, ülkemizden çıkan, ama hepimize, bütün dünya halklarına ait bir değer olan, büyük şair Nâzım Hikmet’i konu edinen bu etkinlik dizisini hazırladıkları için teşekkür ederek başlamalıyım. Bize de burada bulunma fırsatı tanıma inceliğini göstermiş olmaları vesilesiyle, Türkiyeli yoldaşlarınızın içten selamlarını ve dayanışma duygularını iletmeliyim. Bu etkinliğin, ölümünün 52’nci...
Sevgili dostlar ve yoldaşlar, Biri çıkıp Nâzım Hikmet’e, “ölümünün üstünden yarım asırdan fazla zaman geçecek ve seni Beloyannis’in ülkesinde anacaklar, irdeleyecekler, tartışacaklar” deseydi, emin olun hiç şaşırmaz, inanırdı.  Kendini çok önemsediği, burnu büyük olduğu için değil. Karanfilli Adam’ın yüzünde o gülümsemeyle hayatını verebildiği mücadeleye, kendisinin paylaştığı o büyük davaya, Beloyannis’in partisine ve kendi partisine güvendiği...
İnsanlığın ilk ortaya çıkmaya başladığı zamanlardan itibaren duyusal algılarımız da hayvanların duyusal algı ve tepkilerinden farklılaşmaya başlamıştır. Bu ayrımın ne yönde ve ne derecede olduğu elbette ki önemli ama hemen başlangıçta ifade etmek gerekir ki insan için kendi dışında olan gerçekliği duyusal olarak algılayıp çeşitli imgelemlerde yeniden üretmek hep farklı düzeyleri de içermiştir. Gerçekliği sadece...
Toplum olarak hikâye anlatmaya/dinlemeye okuyup yazmaktan daha büyük bir ilgimizin olduğu söylenebilir. Sözü, bizi sarıp sarmalayan büyülü hikâyeleri, abartarak anlatmayı, abartılı olduğunu bilsek de dinlemeyi seviyoruz. Edebiyat dünyasının, öykücülüğümüzün kaynaklarını Dede Korkut Hikâyeleri’ ne kadar uzatması boşuna değil. Ancak bu kadar uzak bir geçmişten beslenmesine karşın günümüz öykücülüğünün Cumhuriyetin ilk dönemlerinden 1950 kuşağı öykücülerine bu...
Berkun Oya’nın “Bir Başkadır” adlı dizisi, Türkiye’de uzun süredir hiçbir sanatsal yapıtın beceremediği kadar hararetle tartışıldı. Bu tartışmalarda, özellikle diziye soldan yöneltilen eleştirilerin bir kısmında katılmadığım bir yön var, ve bu, aslına bakılırsa, epeydir soldan yapılan sanat eleştirilerinde gözlemlediğim bir sıkıntı. Dolayısıyla, bu yazıyı kaleme almaktaki esas amacım, “Bir Başkadır” dizisinin kendisinden çok, sanat eleştirisinin...
İtalyan besteci Luciano Berio (1925-2003), kadın sesi ve büyük orkestra için bestelediği Epifaniler’de 20. yüzyıl Avrupası’nın hem yeni sanat anlayışının hem de modern hayatının bir dökümünü -ve de “açık” bir yorumunu- sunan metinlerden yararlanır. Yapıtını şöyle açıklamaya başlar besteci: 1959’dan 1961’e kadar besteleyip 1965’te yeniden gözden geçirdiğim Epifaniler, yedi orkestral parçadan oluşan bir dizinin beş...
Stendhal “Roman, yol boyunca gezdirilen bir aynadır” dediğinden bu yana yaşamın gerçekliğine temas etmeyen, toplumsal olaylardan etkilenmeyen bir yapıtın “kalıcılığını” daha çok sorgular olduk. 19. yy.’da zirve yapan roman türü açısından köprünün altından çok sular akmasına karşın, edebiyatın toplumsal bağlamından koparılamayacağı, yazarın içine doğduğu toplumun ürünü ve onun aynı zamanda değiştiricisi olduğu düşüncesi geçerliğini korumaya...
Lenin’in 150. yaşını selamlamak, çok heyecan verici ve sorumluluk da istiyor. Onurlu, göz alıcı, insanı afallatan bir mücadeleye önderlik eden bir tarihsel figürü, bir dönem hem Sovyet siyaset yazınında hem memleketimizde sık sık ve yaygın şekilde rastladığımızın aksine, hamaset yapmadan selamlamayı becermek gerek ve bu kolay iş de değil. Yine de, yazının temel önermesini burada...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×