Sosyalist hareketin gündemine program sorunu ne zaman girse hemen Engels’in ünlü sözleri akla gelir; pratikte yapılanların programın kendisinden daha önemli olduğuna ilişkin çok bilinen sözler… Engels’in değerlendirmesine karşı çıkmak ve bir programın kendi başına taşıyabileceği belirleyiciliklere aşırı önem vermek elbette doğru olmaz. Ne var ki sosyalist hareketin bugün geldiği noktada, aynı sorun gerçekten de özellikle...
Legal sol parti tartışmaları Türkiye solunun gündeminde önemli bir yer tutmaya başladığında, hemen herkesin birleştiği bir nokta vardı. Hiç değilse belli bir süre, bir partinin kuruluşundan çok, tartışmaların kendisi önem taşıyacaktı. Artık somut girişimlerin kendisini hissettireceği, hissettirmesi gereken bir döneme girilirken, legal sol partiye yönelik tartışmaların oldukça yararlı olduğunu, hatta kimi konularda küçümsenemeyecek netlikte tabloların...
Türkiye’de sosyalist hareketin başlangıcından bu yana ürettiği legal parti programlarının, yeni partileşme tartışmalarının gündeminden inmediği günümüzde yeniden ele alınmaları gerekiyor. Elbette yalnızca legal programların değil. Geçmişte ya da bugün açık yayınlanma şansları olmamış ya da olamayan programların da tartışılması gerekiyor. Her yeni girişim, kendinden öncekilerle hesaplaşmasını yapmak zorundadır. Bu zorunluluk legalite-illegalite ayrımının ötesinde. Ancak iki...
Bir sosyalist partinin program eleştirisine esas olacak temel noktalar özellikle günümüz Türkiyesi’nin gerçekleri göz önüne alındığında neler olmalıdır? 1-Marksist-leninist teori ve pratiğin dünya çapında ve bunun bir parçası olarak Türkiye’deki sorunlarının bugünkü biçimlenişi nedir? Programda bu sorunlar hangi boyutlarda ele alınmıştır? 2-Bugünün gerçekleri ile kurulması düşünülen sosyalist toplum arasındaki sürece bakış programda nasıl ele alınmıştır?...
Türkiye solu “sivil toplumculuk” denilen afyondan kendini kurtarmak üzereyken bu kez eski bir belâyı, “zinde güçler” saplantısını, yeni versiyonlarıyla dertli başına kondurmaktan kaçınmalıdır. Bir süre önce solda oldukça iğreti, buram buram özenti kokan bir gündem yaratılmıştı: Kesintiye uğramayacak bir demokrasi için belirli odakların etkisizleştirilmesi hedefi ve bunun için de, icabında ANAP’a bile koltuk çıkma zorunluluğu…...
Bu satırlar yazıldığında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin 15 Mayıs 1988 tarihinden itibaren 9 ay içerisinde Afganistan Demokratik Halk Cumhuriyeti’nde bulunan silahlı kuvvetlerini çekmesini de içeren bir anlaşmanın Cenevre’de imzalanmasına bir gün kalmıştı. Ülkede on yıldır sürmekte olan iç savaşta taraf olarak yer alan Sovyet birlikleri, son anda büyük bir sorun çıkmazsa ülkelerine dönecekler. Bundan sonraki...
Sovyetler’ce başlatılan yeni süreçlerin uluslararası sosyalist harekette öncelikle “sağ” yönelimlere yol açabileceği Gelenek’te sıkça vurgulandı. Yeni süreçlere ilişkin “sağ” yorumların tanıdık yakından bilinen “yerli” örnekleri üzerinde de duruldu. Tüm bu çözümlemelere şöyle bir ek düşüldü: Sağ yorumlar kaçınılmaz biçimde içsel tepkilere neden olacak ve bir süreç içerisinde kesinlikle “sapma” olmayan ama özde “sol” bir almaşık...
Sosyal demokrat partiler, Avrupa’da işçi sınıfının bilimsel partileri oldukları dönemlerde, işçi sınıfı ile olan ilişkilerini oldukça sağlam temeller üzerine oturttular. Çok büyük ideolojik sapmalara rağmen günümüze dek işçi sınıfı ile olan ilişkilerini de korudular. Sosyal demokrat partiler günümüzde de sermayenin yaşamını koruyabilmek için burjuvazinin devamlı gelişen ihtiraslarına, akılcı bir çözümle set çekerek, işçi sınıfı ile...
Bugüne dek Türkiye sosyalist hareketinin geçmişi üzerinde çok şey yazılıp söylendi. Türkiye sosyalist hareketinin doğuşundan ve özellikle 1960 öncesi geçmişinden kaynaklanan güdüklükler üzerinde duruldu. Burada bunlardan uzun uzadıya söz etmeyeceğiz. Yalnızca 1922 yılına ait bir değerlendirmeyi Radek’in ağzından aktarmakla yetineceğiz: “T.K. Partisi proleter bir parti değildir. Bu parti çıkarlarını savunmak amacıyla köylülüğün güçlerini ve geçmişle...
2000’e Doğru adlı haftalık derginin 14-20 Şubat tarihli 8. sayısında Dergi’nin Ankara Büro Şefi Hasan Yalçın’ın Yalçın Küçük ile yaptığı bir görüşme yer aldı. Hasan Yalçın bu görüşmede Toplumsal Kurtuluş’un Şubat sayısında yayınlanan “Özal, Perinçek’ in Partisini Destekliyor” başlıklı bir haber nedeniyle Küçük’e sorular yöneltiyor. Bu ilginç görüşmeyi okurlarımıza aynen sunuyoruz. “Ben de mahkûm olabilirim....