Umut bağlanan parlamentolar insanlığı vahşete sürükleyen siyasal iktidarları içinden çıkarmış, onlara dayanak olmuştu, denetlenmeliydi.  Hak ve özgürlüklerin güvencesi, toplumsal düzenin yansıtıcısı ve kullanım belgesi olan anayasa kanun ya da polis devletinin değil, hukuk devletinin esas belgesi olmalıydı. Toplumsal düzenin tüm organlarıyla, hukuk belgeleriyle, kararlarıyla, iş ve işlemleriyle, bireysel ve toplumsal yaşamıyla huzur, refah ve istikrar...
“Sizin fikirleriniz düpedüz, burjuva üretim ve mülkiyet ilişkilerinizin ürünleridir; tıpkı hukukunuzun da, kendi sınıfınızın yasalar düzeyine çıkarılmış iradesinden -içeriği, sınıfınızın maddi yaşam koşullarınca belirlenmiş bir iradeden-  başka bir şey olmadığı gibi.” (Komünist Manifesto) 12 Eylül 1980 faşist darbesinden sonra hem kurumları ve kurallarıyla hem de uygulaması ve denetimiyle hukukun askıya alındığını biliyoruz. Bu baskı ve...
İlkel toplumlardan başlayarak, bulundukları toprakları/toplumları terk ederek, başka ve büyük sorunlar pahasına yeni topraklar/toplumlar aramak zorunda kalan insanları, “göç insanları” olarak nitelendireceğiz. Neden göç insanı oldular? Kaçmayı yeğlediler mi, kaçmaya zorlandılar mı? Zayıf ve güçsüzlükleri mi, karınlarını doyuramamaları mı, barınamamaları mı, üretimden karşılık alamamaları mı, mekanlarını bırakıp, bilmedikleri diyarlara göçmelerine neden oldu? Hangi tarih dilimi...
Anayasalar, egemenlik hakkını ve kullanımını, temel hakları ve özgürlükleri, ödevleri, bunların sınırlama koşullarını, siyaseti, devleti, toplum içinde devletin, devlet içinde iktidarın sınırlarını belirlerken, asıl olarak içinden çıktıkları toplumun maddi koşullarını, ilişkilerini ve ekonomi politiğini yansıtırlar. Anayasaların ekonomi politiği, doğrudan ya da dolaylı anayasa hükümleri üzerinden okunabileceği gibi, anayasa koyucu sürecin de içinde bulunduğu anayasal bütünsellik...
AKP yönlendirmesindeki yeni anayasaya özel bir anlam ve önem yüklemek, bunu da toplumun gündeminde ön sıralarda tutmak saplantı haline getirildi. “Daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasa” hedefinin başlangıç noktası ise “12 Eylül 1980 darbesi” ürünü 1982 Anayasası olarak gösteriliyor. Böylece, “en kötüden”, “en baskıcıdan” hareket edilerek yeni anayasanın meşru zemininin hazırlığının yapılması, toplumsal uzlaşmaya dayalı...
Geniş katılımı ve yaygınlığıyla, içeriği ve sürekliliğiyle Türkiye tarihine silinemeyecek şekilde kazınan 2013 Haziran Direnişi, düşüncelerin, sözlerin ve mücadele kararlılığının eylemlerle yaşama geçirildiğinde yaratılacak etkinin tüm örneklerini vererek önemini ve güncelliğini sürdürüyor. Direniş tarihinin halk adına olumlu hanesine yazılan etkilerle birlikte, karşı cephenin karalamaya, intikama yönelik saldırısı ve korkutmaya yönelik baskısı da hız kesmiyor. Önem...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×