Edward Hallett Carr Birikim Yayınları – 219 sayfa – 2007 Tarih, uzun vadede, ilerliyor. Sıçramalarla, kopuşlarla… Adlarına devrim diyoruz ama bu kopuşlara, devrimlere pek seyrek şahit oluyoruz. Tarihin işleyiş mekanizmasını anlayabilmek, aydınlık yarınlarımızı kuracak bilimimizi mükemmelleştirebilmek için bu kopuşları doğru kavramaya ihtiyacımız var. Kopuşlardan geride sürekliliği sağlayan öğelerin üzerinden atlamadan, süreklilik ve kopuş arasındaki ilişkiyi...
Feliks Çuyev Yordam Kitap – 381 sayfa – 2007 Tarihi anılardan öğrenmenin sakıncaları var. Öznel yargılar, aktarılan süreçler içerisinde anılarını yazan kişinin konumunun yol açtığı ve her zaman doğruya ulaştırmayan yorumlar, aradan yıllar geçmiş olsa bile kaçınılamayan meşrulaştırma çabaları, vs. tarihsel sürecin kırılarak yansımasına yol açıyor. Şüphesiz tarihi mutlak bir nesnellikle, taraf olmadan kavramanın olanaklı...
Gelenek’in 94. sayısı Türkiye Komünist Partisi 8. Kongresi’ni merkeze alıyor. İleriki sayfalarımızda, temel belge olan rapora ve kongre sürecini çeşitli yönleriyle yansıtmak açısından yararlı olacağını sandığımız kimi konuşma metinleri ile belgelere yer veriyoruz. Geride bıraktığımız ayın en kritik gelişmesi kuşkusuz Hrant Dink’in öldürülmesi oldu. Bu başlıkta Gelenek’in parçası olduğu yayınlar topluluğunda çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Günlük...
1517 Filistin’in Osmanlı tarafından fethi. 1537-41 Kanuni Sultan Süleyman tarafından Kudüs’ün surlarla çevrilmesi. 1799 Napoleon Yafa’yı ele geçirdi. Napoleon’un Yahudi Devleti Beyannamesi ölü doğdu ve Yahudilere eşit haklar veren bildirisi 1806’da yürürlükten kaldırıldı. 1831 Filistin’in Mısır tarafından (Mehmet Ali) fethi. Kavalalı Mehmet Ali 1840 yılında Avrupalı müttefiklerince geri çekilmeye zorlanmıştır. 1834 Kudüs’te Mısır yönetimine karşı...
Caracas, 23 Aralık (VKP, Basın Bürosu)- Venezuela Komünist Partisi Merkez Komitesi’nin Dördüncü Tam Katılımlı Toplantısı, “Devrimin Partisi”ni inşa etmek ve sosyalizm üzerine sürmekte olan tartışmayı parti içinde mümkün olan en geniş biçimde gerçekleştirme çağrısında bulunmuştur. Bu amaçla Merkez Komitesi 12. Ulusal Parti Kongresi’ni olağanüstü olarak toplama kararı almıştır. MK’nın 22 Aralık’ta bir basın toplantısıyla kamuoyuna...
Yayına başladığı 1986 Kasımı’ndan bugüne Gelenek’in önemli bir misyonu sırtladığını düşünüyoruz. Belki de bir çizgi üstünde döneme göre farklılaşan yenilenen birden fazla misyondan söz etmek daha yerinde olacak… 91. sayımızda ve 20. yaşımızda bu tarihe dönüp bakmak istedik. Kemal Okuyan’la röportaj ve Metin Çulhaoğlu’nun çalışması buna dönük. *  *  * Gelenek’in ilk sayısı hazırlanırken Ekim...
Gelenek’in Temmuz 1990’da çıkan 30. sayısından… 1917 Ekim sosyalist devrimi, uluslararası işçi hareketinin, bir siyasal ve ideolojik güç olarak sosyalizmin en önemli ve kalıcı kazanımıdır. Bundan yaklaşık yetmiş üç yıl önce Bolşevikler önderliğinde Rus proletaryası yeni bir dünya yaratmak için iktidara geldiğinde, uluslararası işçi hareketinin bir öncü müfrezesi olarak kabul gördü, olabildiğince desteklendi. Rus proletaryası...
Gelenek’in Kasım 1986’da çıkan 1. sayısından… Gelenek, okurlarına ilk merhabasını derken bir noktayı açık seçik belirtmekte yarar görüyor: Gelenek Türkiye solunda birlik oluşturmaya yönelik bir perspektifle ve bu doğrultuda bir platform yaratma misyonuyla yola çıkmıyor. Gelenek’in kendisi için saptadığı amaç, bir cümleyle şöyle özetlenebilir: Ülkenin bugünkü ortamı ve koşullarından hareketle geleneksel sol’un Türkiye’de yeni bir...
Gelenek’in Kasım 1988’de çıkan 22. sayısından… 1986’dan 1988 sonbaharına yayınlar düzeyinde Türk solunda oldukça çok şey değişti. Bu değişiklik en yalın haliyle yayın hayatına giren dergi adedinde gözlenebiliyor. Siyasi bir kimlik taşımayan ve edebiyat-sanat alanında yoğunlaşanlar bir yana konulsa bile, sol siyasi panoramanın çok çeşitlendiği söylenebilir. Çeşitlilik içinde yaygın ve ortak bir “kimlik koyuş tarzı”...
Türkiye burjuvazisinin onyıllar boyu hem bir sendromu hem de demagojisi oldu “bölünmek”. 12 Eylül sonrasında sadece kamuoyunu biçimlendirmek üzere televizyonda yayınlamamışlardı parçalanmış ülke haritasını; üniversitelerde hocaları toplayıp brifingler vermişlerdi. Hayali sınır Karadeniz’den başlayıp güneye doğru iniyordu. Solun Karadeniz’e neden önem verdiği de bu sayede deşifre edilmişti. Kıyıya Sovyet çıkarması yapılacaktı çünkü! Bölücülükle adı özdeşleştirilen taraf...