AKP’yi tek başına iktidara ve giderek Cumhuriyet tarihinde az görülen bir “uzun süreli” yönetime taşıyan 3 Kasım 2002 seçimleri, pek çok açıdan yeni ve beklenmedik bir olay olarak gerçekleşti. İslamcı siyasal partinin tarihindeki bu ilk “iktidar” deneyimine başka ilkler de eşlik etti. Esasen Cumhuriyet’in 70 yılına damga vuran “sosyalizmli dünya”nın 1990’lı yıllarda son bulması, bir...
2016’nın bazı şeyleri geride kalan yıla bırakıp, yoluna bu yüklerden arınmış olarak devam etmesini dileyelim. Bu dileğin gerçek olması için çok neden var. Haziran direnişinden sola kalan, izleyen 2 yıl boyunca ezber edilen büyük yanlışlar var. Bunları 2015’te bırakmamız mümkün olacak gibi görünüyor. Yenilenmiş kendiliğindencilik Kitle direnişinin hesapsız, samimi ve ölçüsüz muhteşemliği karşısında kendini kaybetmek...
Bir çerçeve yazısı üzerinden teorik tartışmaya katılmanın birden çok yolu olabilir. Daha doğrusu seçilen yol bir yana, bir çerçeve yazısı teorik tartışmanın sürdürülmesinde çeşitli şekillerde değerlendirilebilir. Çerçeve yazısının oluşturduğu zemin üzerinden bazı özel kavramlar üzerinde yoğunlaşıp, sözkonusu çerçevenin bu özel kavramlar üzerinden derinleştirilmesi bir yoldur. Bu yol seçildiğinde, çerçeve yazısının genişlemesine yayıldığı teorik alanda bir...
Nazım hakkında söz söylemek gerektiğinde hep onun dehasından, Türk şiirine kattıklarından, evrensel ölçekte bir değer oluşundan söz edilir. Oysa Nazım kendi yetenekleri ile çağının doğurganlığı arasında oluşan bir kişiliktir. Şiirinden, siyasal kişiliğine kadar bütün yönleri ile Nazım, doğurgan bir çağın yetenekli çocuğudur. Nazım’a verdiğimiz önemin bu niteliğinden kaynaklandığını inkâr edebilir miyiz? Nazım’ın Türkçe şiirde açtığı...
“Şunu söylemek gerekir ki, sözünü ettiğimiz asilzade, boş zamanlarında (yani yılın büyük bölümünde) şövalye romansları okumaya o kadar merak saldı ki, avlanmayı ve çiftliğini yönetmeyi neredeyse tamamen unuttu. Merakı ve bu konudaki aşırılığı öyle bir noktaya vardı ki, dönümlerce arazi satıp, okumak üzere şövalyelikle ilgili kitaplar aldı; bu konuda ne kadar kitap varsa evine yığdı....
  Aydın Çubukçu, Özgürlük Dünyası’nın Haziran ayında çıkan sayısında “solculuk üzerine” bir yazı yazdı . EMEP bir yana, Aydın Çubukçu’ya bu yazıyı yakıştırmakta oldukça zorlandığımı söyleyerek başlayacağım. Ne Çubukçu’yu partisinden ayırmak niyetindeyim, ne de EMEP’in teorik siyasal yanlışlarından azade bir Çubukçu var kafamda. Sadece EMEP’in bir süredir kendine yol olarak belirlediği çizginin teorizasyonu amacıyla kaleme...
Nazım Hikmet’in vatandaşlığının kendisine iade edilmesi için 500 bin imza topladık. Okur kampanyanın seyrini biliyor olmalı. “(Komünist) Nazım’a Vatandaşlık” kampanyası, iki boyutlu olarak sürdürüldü desek yerinde olur. Birinci boyutu, Nazım’ı ve mücadelesini mümkün olduğunca geniş kitleler nezdinde canlandırmak ve meşrulaştırmaktır. 500 bin imza her şey bir yana bu hedefe denk düşüyor. Bu 500 bin imzanın...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×