Merhaba, Geride bıraktığımız Ocak ayı, mücadele tarihimizin önemli günlerini kapsıyordu. Bizler için önemli olan bir gün 28-29 Ocak tarihidir. Ülkemiz komünist hareketinin ilk önderlerinin Karadeniz’de katledildiği tarih… Onbeşlerin yolundan mücadeleyi sürdürenlerden birisinin, komünist şairimizin doğum günü de Ocak ayının 15’i. Bu yıl 15 Ocağın, daha farklı bir yeri vardı. Nazım Hikmet’in 100. doğum yıldönümüydü 15...
Türkiye Komünist Partisi, mücadele ettiği toprakların sunduğu olanakları asla hafife almayan, bu toprakların sosyalizm açısından yeterince verimli olmadığını, bu nedenle sosyalizm değil de başka hedeflere kilitlenmek gerektiğini ileri sürenlerle yollarını başından beri ayıran bir parti. Doğal olarak siyasal kimliğini, örgütsel yapısını şekillendirirken yalnızca sınıfsız sömürüsüz bir dünya şiarını ve bu şiarı ete kemiğe büründürecek evrensel...
“Sosyal demokratların Lenin’in egemenliğinden acı acı yakındığı günlerde eski arkadaşı Kırizhanovski dayanamadı artık, Fiyodr Dan’dan sordu: ‘Siz böyle diyorsunuz ama, dedi nasıl oluyor da tek bir adam koca bir partiyi batırıyor da, hepiniz buna ellerinizi bağlayıp seyirci kalıyorsunuz’ Dan’ın karşılığı şu: ‘Günün yirmi dört saatinde Devrimle uğraşan Devrimden başka bir şey düşünmeyen, yatağına yattığı zaman...
“Böyle bir soruyla başlayarak en bayağısından bir oldu-bitti tezgahlamış oluyorum. ‘Lenin’i okumalı mı?’ sorusu devre dışı kalıyor ‘sosyalizm mücadelesinde ille de okumak gerekiyor mu’ diye düşünenlerin muhtemelen canı fena halde sıkılıyor. Sosyalizm mücadelesine omuz vermek için ille de okumak gerektiğini düşünmüyorum. Ancak partinin sosyalizm mücadelesinde okumayı teşvik etmesi gerektiğini, sosyalizm mücadelesinin okumayı özendirmesinin zorunlu olduğunu,...
Bir sol örgüt, hareket ya da partinin büyüklüğü ve toplumsal ölçekteki etkinliğiyle, onun leninistlik düzeyi arasında ters orantılı bir ilişkinin bulunması kaçınılmaz mı? Gerek uluslararası komünist hareketin, gerekse Türkiye solunun tarihinde, yola leninizme yaslanmaya çalışarak çıkmakla birlikte, bir miktar mesafe aldıktan sonra, leninizm tartışmalarını yolun henüz başında olanlara bırakmış olan pek çok örgüt var. Bunun...
“Bolşevizasyon sürecinin her aşamasında motor sayılabilecek bir öznesi vardır.” Leninizm bir siyasi iradenin örgütlenmesidir… “Daha iyi bir dünya” isteyenlerin iradesinin… Gerekçesi, yüz yıl önce olduğu gibi “Ne yapmalı?” sorusudur… Türkçesi “Ne olacak bu memleketin hali?”… Bu soruya “insanca yaşanacak bir düzen kuracağız” yanıtını verenlerin örgütlenmiş iradesidir leninizm… “Devrim yapacağız” diyenlerin… Biz böyle anladık. Bu iradenin...
Nazım hakkında söz söylemek gerektiğinde hep onun dehasından, Türk şiirine kattıklarından, evrensel ölçekte bir değer oluşundan söz edilir. Oysa Nazım kendi yetenekleri ile çağının doğurganlığı arasında oluşan bir kişiliktir. Şiirinden, siyasal kişiliğine kadar bütün yönleri ile Nazım, doğurgan bir çağın yetenekli çocuğudur. Nazım’a verdiğimiz önemin bu niteliğinden kaynaklandığını inkâr edebilir miyiz? Nazım’ın Türkçe şiirde açtığı...
Size hiç yabancı gelmeyecek bir soruyla başlayalım. Neden McDonalds? Sadece komünist siyaset açısından değil, her anlamda siyasette simgelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Hatta bunu bir siyaset yasası olarak da formüle etmek mümkün. Etkili siyaset, üzerine söz söylenecek başlığın belirgin bir şekilde ortaya konmasına ve net hedeflere ihtiyaç duyuyor. Bu noktada belki bir şeyi vurgulamak gerek. Sosyalist...
Sanayisiz bir kapitalizm olabilir mi? Bu yazı, en özet ifadeyle bu soruya yanıt arayacak. “Postendüstriyel toplum tezi”, sanayisiz bir kapitalizmin varolabileceğini öne sürmekte ve en azından kapitalist hiyerarşinin en tepesindeki ülkelerde sanayi üretimin ve istihdamının giderek düşmesini buna kanıt olarak göstermektedir. Yani postendüstriyel toplum tezine göre kapitalizmin giderek sanayisizleşmesi, tıpkı küreselleşme süreci gibi kaçınılmaz bir...
Bugün Türkiye ve Pakistan, ABD emperyalizminin saldırdığı iki farklı coğrafyada bulunmaları itibariyle sık sık gündeme geliyorlar. Soğuk Savaş döneminde karşı devrimci kampta yer alan, örneğin Bağdat Paktı’nda birlikte bulunan bu iki ülke kimi zaman takdir edilerek, kimi zaman azarlanarak Soğuk Savaş sonrası konjonktüre uyumlulaştırılıyor. Uyumlulaştırmanın esas kıstası ise emperyalizme daha fazla bağımlılaştırılmak. Bu yazıda Türkiye...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×