Sahte umutlar üzerine

Stalin ’46 yılındaki bir görüşmesinde kendisine “Sizce ABD’nin atom bombası tekeli dünya barışını tehdit ediyor mu?” diye soran gazeteciye “Atom bombası zayıf sinirlileri korkutmak içindir” yanıtını verir.[1] Zamanlaması ve mesajı bakımında ilginç olan bu görüşmede Stalin’in verdiği yanıtı bugün yine ilginç bir yer değiştirmeyle okumak mümkündür. Aslında görüşmeden çok bu özel yanıtın kendisi büyük önem…

Devamı...

2020 geride kalırken… Stratejik bir muhasebeye giriş

Korona günlerinde devrimcilik sınırlandıysa, bunu toplum sağlığına duyarlılıkla, gelişkin sorumluluk bilinciyle açıklamanın sanırım bir sınırı var. Eğer 2020 yılına damgasını vuran salgın boyunca işçi sınıfının hak arama mücadelelerinde, eşitlik ve özgürlük arayışı bağlamına yerleştirilebilecek direniş ya da inisiyatiflerin sayısında ve etkisinde bir azalma olduysa bunun tek açıklaması, “ezilenler” cephesindeki “yüksek ahlak” olamaz. Amerika Birleşik Devletleri’nde…

Devamı...

Küba’da yeni “özel dönem”: Ekonomideki düzenleme ne anlama geliyor?

Kübalılar, akşamları dizi saatlerinde sokakların epey boşalmasına yol açacak kadar televizyon dizilerine düşkünler. Öyle ki, Eylül ayında popüler dizi “Rostro de los Días” (Günlerin Yüzü) 83’üncü bölümüyle final yapınca, Küba basını olayı “Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri ne yapacağız?” başlığıyla haberleştirdi. Ancak Ekim ayı, Kübalıların akşamları evlerinde geçirdikleri boş saatlerin nasıl doldurulacağı konusunu derhal yanıtladı:…

Devamı...

Pandemide bilim insanları

Bu yüzyılda karşılaştığımız bir salgın hastalıkta bilimin daha etkili ve inandırıcı olmasını beklerdik. Zemin de uygundu aslında. Öncesinde aşı karşıtlığı, alternatif tıp gibi başlıklar üzerinden yükselmiş akıldışılık geri çekilmiş, sesi kesilmişti. Tüm dünya tıp dünyasının bulacağı aşıyı veya tedaviyi müjdelemesini bekliyordu. Bu kötülüğün başımıza tanrının buyruklarına yeterince uymadığımız için geldiğini iddia eden dinci gericilik önceki…

Devamı...

Pandemi Hukuku: Kurallarla Kuralsızlaşma

2019 Aralık’ında Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede küresel ölçekte bir salgına dönüşen Covid-19, salgına rastlanan tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de devletin çeşitli önlemler almasını zorunlu kıldı. Salgının kontrol altına alınması ile kişisel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması dengesine bakıldığında Türkiye’nin epey sorunlu bir fotoğraf verdiğini baştan söylemeliyiz. Dünya kapitalizmini bu değerlendirmeden azade tutamayacağımızı da……

Devamı...

Sendikaların virüsle imtihanı

Covid-19 pandemisi, dünya ekonomisinde krizi derinleştirdi ve alınmak durumunda kalınan önlemler nedeniyle etkisi 1929 Bunalımı ile karşılaştırılabilecek bir çöküş başladı. Öncelikle altını çizmekte fayda var, dünya kapitalizminin şu anda yaşadığı krizin sıfır noktası bu pandemi değildir. Ancak, dünya ticaretini durma noktasına getirmesi ve üretimden son tüketime tedarik zincirlerini bozması nedeniyle, zamana yayılmış kriz dinamiklerini ve…

Devamı...

Pandemi, Türkiye Ekonomisi ve IMF Tartışmaları

Aralık ortalarında Çin’de ilk vakanın görüldüğü Covid-19’un merkez üssü Mart ayı itibariyle önce Avrupa, ardından da ABD’ye kaydı ve virüs küresel düzeyde bir salgın (pandemi) olarak nitelendi. Yazının kaleme alındığı tarihlerde tüm dünyada toplam vaka sayısı 3,2 milyonu, toplam can kaybı ise 230 bini aşmış ve pandeminin ekonomik etkisinin, 1929 Büyük Buhranı’ndan bu yana en…

Devamı...

Covid-19 salgını ve Türkiye Ekonomisi: Sermaye sınıfının ufkunda ‘düzeltilmiş’ kapitalizm var mı?*

Türkiye kapitalizmi tarihinin en ağır krizinden, ufukta belirgin bir çıkış reçetesi olmaksızın geçerken Covid-19 salgınının en fazla tahribat yaratacağı ülkelerden biri olmaya da aday. Sermaye iktidarlarının ideolojik tercihleri, kapitalizmin, piyasa düzeninin irrasyonellikleri dünyanın her yerinde salgının neden olduğu insani yıkımı artırıyor. Ancak Türkiye kapitalizmi özelinde ideolojik tercihler ve sermaye düzenine içkin irrasyonelliklerin ötesinde yaklaşık iki…

Devamı...

Deprem bizim gerçeğimiz, ama…

Zaman zaman gündeme gelip sonra unutulan bir konu deprem, özellikle de İstanbul depremi. Ama  tam da unutulduğu zaman hatırlatıyor kendisini. Bize düşen coğrafyamızın kaçınılmaz olan gerçeği ile yüzleşmek ve doğru bilgi ve donanıma sahip olmak. Aslında deprem yerine ‘olağan dışı durumlar’ demek daha doğru olacaktı, çünkü normal yaşantıyı değiştirecek ve bir bölgede canlıların önemli bir…

Devamı...

Küresel iklim krizi ve gerçekler

Büyük bir sorun yaşadığımız doğrudur Dünya Sağlık Örgütüne göre her yıl çevre kirliliği nedeniyle 12,6 milyon insan ölmekte, bu ölümlerin 7 milyonu hava kirliliğine bağlanmaktadır (2016 verileri). Hava kirliliğine neden olan gazlar, ayrıca atmosferde sera etkisi yaratarak küresel ısınmaya da neden olabilmektedir. 2050’de insanların %70’inin kentlerde yaşayacağı tahmin edilmektedir, sıkışık yaşam ve kentin getirdiği diğer…

Devamı...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×