Suriyeli Mülteciler tartışmasında ıskalananlar: Patronlara ucuz işgücü, AKP’ye manivela

Suriyeli mültecilerle ilgili devam eden tartışma, Türkiye sermaye sınıfının içindeki kliklerin, sorunu algılayışlarındaki farklılık ve hatta çatışmaları da su üstüne çıkardı.[1] Halihazırda kliklerin siyasi temsilcileri arasında devam eden tartışmanın pas geçilen uluslararası boyutu da mevcut. İktidar tarafından Suriye müdahalesinin meşrulaştırılmasında kullanılan mülteciler aynı zamanda ABD ve AB’nin de Şam yönetimine karşı pazarlık kozuna dönüşmüş durumda. Taliban’ın Afganistan’da…

Devamı...

Peker, müsilaj ve sol: Regresyon nereye kadar?

Garip ve sıra dışı günlerden geçiyoruz. Biraz da tekinsiz. Geçmiştekileri andıran ama daha önce hiç yaşanmamış olaylar, durumlarla geçiyor günler. Bir yandan bu sıra dışılık yeni bir tarihin kıyısında olduğumuzu düşündürüyor, bir yandan da yoruyor, bezdiriyor. Umut, heyecan, tedirginlik ve bezginlik iç içe yaşanıyor. Geçtiğimiz ay içinde daha önce benzeri pek yaşanmamış iki olay gündeme…

Devamı...

Sermaye ve devlet faslında kanlı bir Zübükzâde öyküsü

Hiç düşündünüz mü, Süleyman Demirel’in[1] “vecize”lerinden en ünlüsü “dün dündür, bugün bugündür”, neden “yaşamın diyalektik akışında doğan yeni olgulara”, “değişen somut koşulların analizi sonucu yeni bir siyasal konum ve söyleme” yorulmaz hiç? Bir totoloji örneğidir, yanlışlanamaz, dün gerçekten dündür, bugün de bugün, ama neden, sağcılığın politik manevralarının omurgasızlığına ve aldatmayı maharet bellemiş demagogluğa örnek olarak…

Devamı...

Fatih Yaşlı ile söyleşi: Karşı-devrim ve derin devlet üzerine

Geçtiğimiz ay içinde mafya lideri, “ülkücü” Sedat Peker’in “açıklamaları” çok konuşuldu. AKP iktidarının sonunu geldiği bile düşünüldü, yazıldı. Ancak Türkiye’de karşı-devrimci yığınağın kirleri yakın zamanın sorunu değil. Keza Peker’in açıklamaları günümüzün iktidara yakın sermayedarlarına dokunsa da Susurluk süreci ve hatta öncesine kadar uzanıyordu. Türkiye’de karşı-devrim çete düzeni, yağma ve devleti sermaye için işçi sınıfına karşı…

Devamı...

İnsan haklarının jeosemiyotiği

Hukuk, sosyal adalete hiç sahip olmamış halklar için aynı değildir. Verili bir yerdeki nesnel koşullar, orada ne kadar ‘‘uzman kuruluş’’ faaliyet gösteriyor olursa olsun, insan hakları konusundaki farkındalık ve uygulama derecesini belirler. Okuma yazma bilmemenin, açlığın, işsizliğin ve sağlıksızlığın hüküm sürdüğü bir yerde İnsan Hakları Sözleşmesi ne anlama gelir? Az ya da hiç! İnsanlık tarafından…

Devamı...

Anayasa tartışmaları sürerken Hegel’de “devlet” ve “sivil toplum”

Bir 19. yüzyıl kıta Avrupası düşünürü olarak G.W.F. Hegel’in günümüzde Türkiye’de yürütülen Anayasa tartışmaları esnasında yeniden hatırlanması şaşırtıcı mıdır? Düşünürün genel felsefi kuramına içkin olarak geliştirdiği devlet ve sivil toplum yaklaşımının kendisinden sonraki kuşaklar üzerindeki etkisi düşünüldüğünde bu sorunun cevabının olumsuz olduğu aşikâr. Hegel’in felsefesi mantıktan, doğa felsefesine, etiğe, hukuka ve siyasetin başlıca kavramlarına değin…

Devamı...

AKP şiddeti nerede uyguluyor?

“Robinson, Cuma’yı ‘elde kılıç’ köleleştirdi. Kılıcı nereden aldı? Robinson Crusoe masalının hayalî adalarında bile, şimdiye kadar kılıçların ağaçlarda yetiştiği görülmemiştir.”[1] Türkiye’de karşı-devrimin önündeki en büyük engel ’80 öncesinde solun toplumsal-siyasal planda kazandığı mevzilerdi. Karşı-devrimci enerjinin unsurları, büyüyen Türkiye burjuvazisinin ihtiyaçları ve anti-komünizmin gereksinimleri sayesinde canlı tutuluyor, Türkiye bu sınıfsal dengeler içerisinde devrim ile karşı-devrimin çekiştiği…

Devamı...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×