Bu yazı dizisinin geçen sayıdaki bölümünde, 1980 yılına dek geçen süre içinde, işçi sınıfı içindeki eşitsizlikleri, işçi aristokrasisi kavramı etrafında tartışmış, görece avantajlı kesimlerin “ayrıcalık”larının bir işçi aristokrasisine işaret etmediğini belirtmiştim. Birinci bölümde genel bir panaroma sunmayı hedeflemiştim. Burada ise, sınıf içi eşitsizlikleri çok daha ayrıntılı, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dönüşümler içinde ele almaya çalışacağım ve...
“Çağımız teknoloji çağı. Teknolojik devrimin yolaçtığı gelişmeler… Robotlar geliyor, işçiler gidiyor…” Bu beylik ifadelerin ideolojik bombardıman işlevleri dışında fazla bir içerikleri yok elbette. Teknolojik gelişme bu çağa özgü değil, kapitalizmin her döneminde, öncesinde bile vardı. Günümüzün teknolojik gelişmelerinin nelere yolaçtığını elbette kavramak gerekiyor. Ancak bunların işçi sınıfında yolaçacağı tahribata biraz özenli yaklaşmak gerekiyor. Sonuçta geleceğin...
Türkiye İlaç İşverenleri Sendikası, ilaç sanayisinin ortak bir ideolojik ağı paylaşmasının en önemli organı durumunda. İşçi sendikalarında olmayan ve burjuvazinin de benzer organlarında (TÜSİAD TOBB Ticaret Odaları), daha yeni öğrenilen bir birlikteliği geliştirmiş ve burjuvazinin kadro ihtiyacına yanıt üretmiş bir kurum niteliğinde burası. İlaç sanayisinin reklam ve promosyon tekniklerindeki başarısı açık, bunun anahtarı da, yurt...
Gelenek Kitap Dizisinin 28. sayısındaki “Türkiye Kapitalizminin Sorunları: Dün – Yarın” başlıklı yazımda, kaynak ve pazar sorunlarını Türkiye ekonomisinin bunalım dinamiklerini açıklamada iki ana eksen olarak almıştım. Yazı, “daha önce (1960’lı ve 70’li yıllarda) tek sorunu kaynak bulmak olan Türkiye kapitalizminin geleceğinde, bu sorunun yanı sıra pazar ve birikim sorunları da olacaktır” saptaması ile bitiyordu....
İşçiler istiyor. Vermek burjuvazinin işi, zorlanırsa ve siyasal iktidara tehdit oluşturmuyorsa verebilir; ama işin daha etkili bir çözümü var, beklemeyi öğretiyor. Yer: Pazar. Beklemenin mekanizmaları (“serbest” olanı ve olmayanıyla) pazarda kurulu; verebilecek olan pazarın hakimi; isteyen, önce taksitini ödeyecek sonra bir dahaki takside kadar pazarı evine, işine götürecek: zihni yeni taksitleri istemeli, beklemeli… Pazarın varlığı...
12 Eylül 1980 darbesinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen Türkiye’de sosyalizm mücadelesinin seyrini belirleyecek bir hareketin yokluğu Ve Türkiye sosyalist hareketinin Türkiye siyasal gündemine hâlâ girememiş olduğu bir konjonktür içindeyiz. Bir de buna, 80’lerin sonlarında çözülen sosyalist sistemin ve reel sosyalizmin yıkılışım eklersek, Türkiye burjuvazisinin işçi sınıfı ve diğer emekçi kesimlere karşı rahat davranmasının köklerini...
Türkiye ilaç sanayisi, oligopol ekonomik yapısı ve yöneticilerinin ideolojik konumlanışıyla, burjuvazinin en yetenekli ve öngörülü kadrolarıdır. İlaç sanayisi, çalışması ve yapısı itibariyle uluslararası kapitalizmin dünyadaki en mükemmel örneklerinden biridir. İlaç sanayisinin, çok ulusluluğun en yoğun olduğu sektörlerden birisi olması, bu alanın diğer imalat alanlarına kapitalizmin piyasa koşullarına göre daha sınırsız olanaklar sunması ve kâr marjının...
Önce şu sorunları çözelim, sonra sosyalizme sıra gelir diyenlerin, uçuk projelerine kitle desteği bulmanın, sınıfsız bir sosyalist toplum projesine kitle desteği bulmaktan daha zor olduğunu anlamaları için biraz marksizm öğrenmeleri zorunlu. Çünkü sorunları kimin adına çözecekleri tercihini bir an önce yapmaları gerek. Haftalık haber dergisi 2000’e Doğru‘nun 7 Haziran 1992 tarihli sayısında, SP’li mühendislerin hazırladığı...
Önümüzdeki dönemde, sosyalist ideoloji ve dolayısıyla sosyalist hareketin de şekillenmesine damgasını vuracak ne tür temel ideolojik motiflerle karşılaşacağız? 60’lı yıllarda yaşanana benzer biçimde, mevcut tüm sorunların gerek sağ gerekse sol tarafından algılanışını belirleyen ya da en azından önemli oranlarda etkileyen, bir prizma olarak iş gören başat bir ideolojik motif çıkacak mı? Yoksa, sınıfsal ayrışmalara koşut...
Kapitalizm tarih kitaplarına insanlığın bir buruk dönemi olarak geçtiğinde, kapitalizmi canlandıracak bir tabloyu nasıl resmederdik, diye düşünüyorum. Ya da bir tiyatro sahnesine nasıl yerleştirirdik? Önce kocaman bir afiş, “Her şey alınır satılır, fiyatı olan her şey üretilir.” Sahnenin ortasına kocaman bir makine, geniş bir üretim bandı. Bu üretim bandı makinenin bir ucundan çıkıp, diğer bir...