Gelenek’in Eylül 2001 tarihli 67. sayısında yayımlanan “Avrupa’da göçmen işçiler” başlıklı yazıda Hazal Yalman, Türkiye’den Avrupa’ya yönelik göçmen işçi akımını, Almanya’yı temel alarak ana hatlarıyla incelemişti. Ben burada okuyucuların yukarıdaki incelemeyi de okuduklarını (veya okuyacaklarını) umarak Turkiye’den Federal Almanya’ya yönelik göçün genel tarihini, uzun bir süre sadece emek gücünü satarak geçinen bir topluluğun içinde yaşadığı...
Sanayisiz bir kapitalizm olabilir mi? Bu yazı, en özet ifadeyle bu soruya yanıt arayacak. “Postendüstriyel toplum tezi”, sanayisiz bir kapitalizmin varolabileceğini öne sürmekte ve en azından kapitalist hiyerarşinin en tepesindeki ülkelerde sanayi üretimin ve istihdamının giderek düşmesini buna kanıt olarak göstermektedir. Yani postendüstriyel toplum tezine göre kapitalizmin giderek sanayisizleşmesi, tıpkı küreselleşme süreci gibi kaçınılmaz bir...
Bu yazı yazılırken Arjantin emekçilerinin isyanını televizyonlar gösteriyor ve Türkiye’nin Arjantin’den ne kadar farklı olduğu sermayenin kalemşörleri tarafından anlatılıyor, yazılıyor. Dünya kapitalizminin bu iki zayıf halka adayı ülkesinde yaşanan ekonomik krize tepkiler farklı biçimlerde veriliyor. IMF’nin dediklerini yapmakta “geciken” Arjantin sermayesi bir yanda; dediklerini harfiyen yerine getirdik diye övünen ve Türkiye’nin artık AB’ye kapağı atacağından...
Kentler ve kent olgusu, tarih boyunca toplumsal incelemelerin neredeyse temel dokusunu oluşturmuştur. Toplumsal süreçlere kaynaklık eden her olgu gibi kentleşme süreçleri ve kent mekanı da siyasal mücadelenin güncel ihtiyaçlarını karşılaması bakımından önemini korumaya devam etmektedir. Konuyu bizim açımızdan güncel kılan ise, ülkemizde hızla değişmekte olan kentsel yapı ve ilişkilerin sosyalist ideoloji açısından taşıdığı riskler ve...
Birçok kentte olduğu gibi Mersin’de de eylem yapan esnaf topluluğu oldukça dağınık ve disiplinsiz biçimde kent merkezindeki meydanda toplanmaya başlıyor. Kalabalıktan ürken Mersin Ticaret Odası yöneticileri eylemi kısa bir konuşmanın ardından bir an önce bitirmek istiyorlar ve atılan sloganları engellemeye çalışıyorlar. Bunun üzerine Mersin polisi onların yanına geliyor ve “niye slogan attırmıyorsunuz bırakın atsınlar içlerini...
Cumhuriyet tarihi boyunca yalnızca iki dönemde bir çeşit “kalkınma ideolojisi”nin Türkiye’nin geleceğine ilişkin tartışmaların odağına oturduğuna tanık olmaktayız. Bu dönemlerden ilki 1930’la 1939 arasıdır; ikincisiyse pek tabii 1960-1971 dönemidir. Kanımca, bu iki dönem dışında Türkiye burjuvazisinin “kalkınma” vurgusu, bir demagoji olmanın ötesinde anlam taşımamıştır. Birinci dönemin kalkınma ideolojisi, büyük oranda Kadro Hareketi tarafından şekillendirilirken, ikinci...
Türkiye kapitalizmi bir süredir “treni kaçırma telaşıyla” emperyalist sistemle entegrasyon konusunda çok önemli adımlar atıyor. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye sermayesi, 1950’den sonra, özellikle ’54’te Yabancı Sermaye Yasası’nın Meclis’te kabul edilmesiyle beraber, yabancı sermayeyle bir nevi birleşme yoluna gitti. Özellikle planlamanın olduğu dönemde, 1962’den sonra ithal ikameci politikalar ile beraber dış ülkelerden “know-how” aldılar, sermaye...
Dinci gericilik, Türkiye solunun politik, ideolojik mücadelesinde ve uzantısı olarak toplumsal hareket alanında her zaman anlamlı bir yer kaplamıştır. Ancak, bu kavga alanının bir tarafını solun “sosyal demokrat” ve “ulusal sol” bölmelerinin kaplayagelmiş olması ironiktir. Kimi zaman emperyalist hesapların ürünü olarak palazlandırılan, kimi zamansa karşı devrimci yığışmanın içinde toplumsallaşma kanalları yakalayabilen dinci gericilik, -bir olgu...
“Çağımız emperyalizmin egemenliği ve sosyalizme geçiş çağıdır!“   20. yüzyılın başlarında ve 20.yüzyılın en büyük örgütçüsü tarafından geliştirilen bu saptama, sosyalist hareketlerin somut analizlerine yıllardır kılavuzluk etmekte. Ancak yüzyılın son on yılında, reel sosyalist iktidarların elden bırakılmasının yarattığı umutsuzluk dalgasıyla saptamanın sadece birinci kısmının sabitliğini koruduğu görüntüsü oluştu. “Çağımız emperyalizmin egemenliği çağıdır.” Tüm solcu-sosyalistler için...
Dünya kapitalizminin maddi temellerinin üzerine kurulu olan siyasi üstyapı karmaşık bir bütün oluşturuyor. Bu yapının temel bileşeni, sistemin yerel ve bölgesel coğrafyalardaki tıkanıklıklarını açmak ve krizleri yumuşatarak emperyalist dünya sistemini derinlemesine büyütmek, yeniden üretiminin sürekliliğini sağlamaktır. Bu anlamda emperyalist sistemin liderliğine atfedilen bilincin bir miktar soyut ve göreli olduğunu kabul etmek gerekiyor ama bu sistemin,...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×