Bu yazı dizisinin geçen sayıdaki bölümünde, 1980 yılına dek geçen süre içinde, işçi sınıfı içindeki eşitsizlikleri, işçi aristokrasisi kavramı etrafında tartışmış, görece avantajlı kesimlerin “ayrıcalık”larının bir işçi aristokrasisine işaret etmediğini belirtmiştim. Birinci bölümde genel bir panaroma sunmayı hedeflemiştim. Burada ise, sınıf içi eşitsizlikleri çok daha ayrıntılı, Türkiye ekonomisinin geçirdiği dönüşümler içinde ele almaya çalışacağım ve...
“Çağımız teknoloji çağı. Teknolojik devrimin yolaçtığı gelişmeler… Robotlar geliyor, işçiler gidiyor…” Bu beylik ifadelerin ideolojik bombardıman işlevleri dışında fazla bir içerikleri yok elbette. Teknolojik gelişme bu çağa özgü değil, kapitalizmin her döneminde, öncesinde bile vardı. Günümüzün teknolojik gelişmelerinin nelere yolaçtığını elbette kavramak gerekiyor. Ancak bunların işçi sınıfında yolaçacağı tahribata biraz özenli yaklaşmak gerekiyor. Sonuçta geleceğin...
İşçiler istiyor. Vermek burjuvazinin işi, zorlanırsa ve siyasal iktidara tehdit oluşturmuyorsa verebilir; ama işin daha etkili bir çözümü var, beklemeyi öğretiyor. Yer: Pazar. Beklemenin mekanizmaları (“serbest” olanı ve olmayanıyla) pazarda kurulu; verebilecek olan pazarın hakimi; isteyen, önce taksitini ödeyecek sonra bir dahaki takside kadar pazarı evine, işine götürecek: zihni yeni taksitleri istemeli, beklemeli… Pazarın varlığı...
Önce şu sorunları çözelim, sonra sosyalizme sıra gelir diyenlerin, uçuk projelerine kitle desteği bulmanın, sınıfsız bir sosyalist toplum projesine kitle desteği bulmaktan daha zor olduğunu anlamaları için biraz marksizm öğrenmeleri zorunlu. Çünkü sorunları kimin adına çözecekleri tercihini bir an önce yapmaları gerek. Haftalık haber dergisi 2000’e Doğru‘nun 7 Haziran 1992 tarihli sayısında, SP’li mühendislerin hazırladığı...
Türkiye komünist hareketinde çifte program alışkanlığı aşılmalıdır diyoruz. Bu anlamda hareketimize proleter sınıf vurgusu en baştan itibaren hâkim olmalıdır. Ancak sınıf, marksizmden önce ele alındığı farklı düşüncelerde de görüldüğü gibi, üst düzey bir soyutlamadır ve bu yüzden “soyut” olarak ele alınması durumuyla oldukça sık karşılaşıyoruz. İşin ilginci bu tırnak içindeki soyut -yani muğlak- bazen karşımıza...
Muhtemelen bayramdan önce tatsızlık çıkmasın düşüncesiyle açıklanması ertelenen memur zammının hangi oranda olacağı kamuoyunda boş yere tartışıldı. Çünkü bütçenin beş aylık performansı yüzde 25’in üzerinde bir artışın çok zor olacağını açıkça gösteriyordu. Bütçenin yılın ilk beş ayına ait rakamları geçen yılın aynı dönemdeki açığın tam 8 kat üzerine çıkıldığını ortaya koyuyordu. Elbette bu oranı enflasyonun...
Türkiye solunda ve aslında dünya solunun büyük bir bölümünde, kapitalizmin güncel dinamikleri ve muhtemel yönelişlerinden söz açıldığında tekrarlanıveren birkaç cümle var. “Bunalım derinleşiyor, çelişkiler had safhada, kapitalizm çöküyor…” İster 60’ların, ister 70’lerin, isterseniz bugünlerin siyasi yayınlarını açın, belli nicel farklılıklar dışında bu tür ifadelere rastlamak mümkün. Teori alanında ise bir, bu söylemin arka planını örme...
Toplum yaşamındaki her altüst oluş, bir toplumsal hareketin her büyük yenilgisi ve durgunluktan sonra yeniden gelişmeye başlayan devrim mücadelesinin ivmesi yükselirken, tarihinin yeniden düşünülüp yeniden yazılmasına gerek vardır. İçinde yaşanılan toplumsal sistemin iyileştirilmesi devrim değil reformdur. Konumuz devrim değerlendirmesidir. Devrim için (bilinen tanımıyla) varolan sistemde üretim ilişkileri ve üretici güçlerin birarada bulunup yaşamasının olanaksız hale...
Türkiye kapitalizmini konu alan hemen tüm çalışmalarda iki ana eksen öne çıktı. Bunlardan birincisi kaynak, ikincisi pazar sorunudur. Kaynak ve pazar sorunlarının bu denli öne çıkması, bir rastlantı ya da bu çalışmaların sahiplerinin öznel tercihlerinden kaynaklanmadı. Kaynak ve pazar ikilisi, karşılıklı belirleyicilik ilişkisi içinde sermaye birikiminin sürdürülmesinin temel unsurları olarak ele alınmalı. Başka bir deyişle,...
Artık sınıflı toplum eleştirisini içeren bilimsel sosyalist değerlendirmeler “çağımız kapitalizmden sosyalizme doğru geçiş çağıdır” önkabulüyle başlamıyor. Oysa sanayi devrimi yaklaşık 200 yıl önce modern sınıfların birbirlerine bıçak çektikleri bir kavga alanı yaratırken, iktisatla da ilgilenen bir doktor, Quesnay, sınıfların iktisadi çıkarlarının uyumlulaştığını betimleyen bir tablo üretmişti. Uyumu ve dengeyi arayan burjuva ideologları, iktisatçılar 20.yy’ın sonlarına...