“Artık” 2000’lere gidiyoruz. “Artık” değişmek gerekiyor. “Artık” eskiyi bırakma, gömme günüdür… Her yıl 31 Aralık günü kentlerimizin caddelerinde bir koşuşturmadır gider. İnsanlarımız kendilerini oraya buraya atarak yeni yılı karşılamaya hazırlanırlar. İşte biraz bunu andırıyor: Türkiye’nin sağı ve solu, galiba en çok da solu, bir mesih bekler gibi bekliyor 2000’leri. Ne olacak acaba? Dinamo Kiev iyi...
TKP bugün açıkça ortaya çıktığı gibi tarihinin büyük bölümünü sınıfa kök salmış, bir programı siyasal pratikte de savunabilen bir örgüt olarak yaşamadı. Parti tarihi yazılabilse, bu dönem sınırlı sayıda özverili insanın giderek küçülen bir çevre halinde, daha çok polisiye olaylarla sınırlı yaşantıları ile belirlenirdi. 73 “atılım”ından sonra, 77 yılında üçüncü program ortaya sürüldü. On yıl...
Türkiye sosyalist hareketinde önemli günler yaşanıyor. Son bir ayda sol, günlük basının sütunlarından düşmez oldu. Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile Türkiye İşçi Partisi (TİP), yurtdışında başlattıkları birleşme sürecine (TBKP) ek olarak, parti çalışmalarında bulunmak üzere iki liderini Türkiye’ye gönderme kararı aldı. Bu satırlar yazıldığı sırada Haydar Kutlu ve Nihat Sargın’ın Türkiye’ye dönmeleri bekleniyordu. Geliyorlar… Gelecekler…...
Ekim Devrimi’nin üzerinden yetmiş yıl geçti. Yetmiş yıl sonra bakıldığında, Devrim’in dünyadaki yansımalarına ilişkin olarak, çok daha net biçimde görülebilen noktalar var. Bunlardan biri ile başlamak istiyorum. Bolşevikler 1917’de Çarlık Rusya’sında iktidarı aldıklarında, dünyanın batısı ile doğusu arasında, pek çok açıdan, önemli uçurumlar vardı. Bir yanda gelişmiş kapitalist ülkelerin aydınları ve işçi sınıfları, öte yanda...
Yazının hareket noktasını basit denebilecek bir gözlem oluşturuyor. Başlarken bunu kabaca dile getirmek istiyorum. Türkiye solunda, ülkenin ve solun tarihine ilişkin çarpıcı bir bilgisizlik söz konusudur ve bu bilgisizlik solu kısır bir pragmatizmin sınırları içine giderek daha çok hapsetmektedir. Az önce kullanılan “bilgisizlik” sözcüğünün kendi başına doyurucu olmadığını biliyorum. Ancak, Türkiye solunun tarihle ilişkisini daha...
Tarih, yaşandıkları anda tüm zamanlar için çok önemli olacağı sanılan olaylar ve kişilerle doludur. Yıllar sonra tarihçi bunları değerlendirdiğinde, pek çoğunun kendi zamanlarının ötesinde bir anlam taşımadığını görür. Yine genellikle, tarihte, birçok olaylar ve kişiler yaşadıkları çağı aşarlar, tarihsellik kazanırlar. İnsanlığın gelişiminde taşıdıkları anlam, zaman içinde büyür ve netleşir. Tarih eleğinin üstünde kalan bu büyüklükler,...
Rus sosyal demokrasisi geçen yüzyılın ikinci yarısında bir tartışmanın içine doğdu. İlk Rus Marksistlerinin Narodnik hareketten kopuşlarında, ülkenin evrensel gelişim yasalarına uygunluğu tezinin, Rusya’nın kendine özgülüğü tezine karşı yükseltilmesi önemli bir yer tuttu. Önce Plehanov, ardından Lenin’in isimlerinin parladığı bu Batıcı-Slavcı tartışmasının özü oldukça basit: Rusya, kapitalizmin Batı’da kaydettiği ilerlemeyi ve toplumun sosyalist devrime yaklaşacağı...
Türkiye solu tartışıyor. Türkiye solu pek çok sorununu tartışıyor. Bu arada, ağırlığını geleneksel sol’un oluşturduğu kesimde “legal sol parti” sorunu gündemde giderek başlıca yeri alıyor. Gelenek, bir önceki kitabında, konuya yaklaşımının genel hatlarını ortaya koymuştu. Burada da sürdürmek, önemli kimi noktaları açmak istiyoruz. Türkiye solundaki çeşitli tartışmalara katılanlar, hangi düzeyi sergiliyor, ne tür bir birikimi...
Legal sol parti, 1987 yılının ikinci yarısında Türkiye solunun ağırlıklı gündem maddesini oluşturacağa benziyor. Gelenek, 8. kitabının “Gündem”inde konuya yaklaşımının genel hatlarını ortaya koymuştu. Burada, zaman zaman geçmişe de dönerek, bu genel yaklaşımı kimi görüşler doğrultusunda ayrıntılandırmaya çalışacağım. Daha yolun başındayken bir noktada açık olunması gereğine inanıyorum: Tarihsel ve sınıfsal zorunluluklar, istisnasız her koşulda kitlesel...
Sosyalist olmayanların sosyalist parti kurma çabaları bilindiği gibi “birleşik” sıfatını tümüyle yitirdi. Burjuvazinin sol görünümlü eski partisi TİKP yandaşlarınca sahiplenilmeye çalışılan ve bu çevre tarafından yönlendirilen tartışma yalnız bırakıldı; sınıf uzlaşmacı, ihbarcı eğilim sol içinde yeniden tecrit olma sürecine girdi. Hapishanelerde yatan sol siyasiler genellikle dışarıdaki gelişmeleri, siyasi havayı yeterince yakından tanıyamadıklarından rahatsızlık duyarlar. Bir...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×