Medya 2007 Newroz’unun çatışmasız kapandığında mutabakata vardı. “Göstericiler olaysız dağıldı” şablonunu biliyoruz… Oysa iki yıl önce Mersin’de cezai ehliyet yaşının hayli altında çocukların bayrak olayı, bir milli hezeyan için yeterli sayılmıştı. Türk milliyetçiliği canlanmış, dönemin genelkurmay başkanı Kürt halkına “sözde vatandaş” demekten yüksünmemişti. Peşi sıra Kürtlerin görece yüksek doğurganlığının ne büyük tehlike oluşturduğuna dair ırkçı...
Hrant Dink cinayeti üzerine söylenenlerden biri de, Türkiye’de üstünden bir ay geçtikten sonra hakkında konuşulmaya devam edilen, konuşulanların da gündemin birinci maddesi olmaya devam ettiği başka bir suikast olmadığıydı. Bunun doğruluk derecesi önemsiz, saldırının çok önemli olduğu doğrudur. Gelenek, Türkiye’nin iç dinamiklerinin sistematik biçimde zayıf düştüğünü, zayıf düşürüldüğünü, gündemin ülke tarihinde belki hiç görülmedik ölçüde...
Sevgili yoldaşlar ve konuklar, Dünya komünist ve işçi hareketinin değerli temsilcileri, Yurtseverler, Türkiye Komünist Partisi’nin 8. Kongre sürecini tamamlamamıza artık dakikalar kaldı. Bu toplantımızın iki gün öncesinde değerli aydın Hrant Dink’i vuran kurşunlar 2007 yılına emperyalizmin vermek istediği rengi de belli etmiştir. Türkiye iki gün öncesine oranla bugün emperyalizme daha mahkumdur. Türkiye üzerindeki kuşatma daha...
Bu yazının kaleme alındığı 2006’nın son günlerinde Türkiye siyasal gündemini bir seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi işgal ediyordu. Kendi payıma yeni yılın başladığı gibi sürüp gideceğine ve Çankaya eksenli bir tartışmanın birinci planda durmaya devam edeceğine inanmıyorum. Elbette cumhurbaşkanlığı seçiminin altı üstü bahar aylarında kapanacağını kastetmiyorum. Kim ne derse desin, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı makamının siyasal önemi başbakanlığın gerisindedir...
“Bizim siyasetten anladığımız, bugün için gerçekleştirilmesi mümkün olanı yapmak değil, bugün imkansız gibi görünen şeyleri yarın mümkün kılabilme sanatıdır.” “Bir insanın kalkışabileceği en güç işin -yüksek ve alçak düzeydeki tüm bilmeceleri çözebilen biri için bile- düşleri oluşturan bağlantısız ve kaypak malzemeyi yoğurmak olduğunu kavradı; bu kumla ip örmekten ya da rüzgarın varolmayan yüzünü bir paranın...
Hatırlayacaksınız, Gelenek’in Eylül 2006 tarihli 89. sayısında yer verdiğimiz “Emperyalizm Kendini Dizginleyebilir mi?” başlıklı kolektif çalışma, kapitalist sistemin içsel reform dinamiklerine sahip olmadığını hem genel düzeyde, hem de bugünkü dünyada kaydedilen somut gelişmelerden hareketle saptıyordu. Bu tartışmayı biraz sürdüreceğiz. Sürdürülmeyi hak ediyor, çünkü aynı yazıda mücadele dinamiklerine ilişkin olarak yapılan şu saptama, reformist beklentilerin psikolojik...
Geçmişe dönük ilginin azalması ile aradan geçen zaman arasında doğrudan bir ilgi yok. Türkiye solu için de böyle. 10 Eylül 1920 Kongresinin üzerinden geçen bunca yıl Türkiye solunun kendi tarihine dönük ilgisinde bir azalmaya neden olmuyor. Ancak Türkiye solu doğumundan doksan yıla yakın zaman sonra bu ilgisini sağlıklı bir metodolojiye oturtmuş değil. Tarih bilinci ile...
Bu satırlar yazılırken Türkiye bir kez daha Kürt sorunuyla ilgili bir “cinnet”e sürükleniyordu. Henüz sokak gösterileri, linç girişimleri patlak vermiş değil. Ortada ürünleri boykot edilecek Batılı ülke de yok. Bu tür momentleri anlatmak için tercih ettiğim ve önerdiğim sözcük kesinlikle cinnet değil. Hem içinde bulunduğumuz zamanların siyaset dışı açıklama arayışlarının sık başvurduğu psikoloji alanına girmekten...
Marksizm açısından verimli ve hızlı bir zaman diliminde bulunduğumuzu herhalde söyleyemeyiz. Kaçınılmaz biçimde sosyalist hareketin gerilediği ve buna paralel olarak burjuva ideolojisinin bilimsel düşünce üzerinde ağır baskı kurduğu bir dönemde hayatın marksizm için farklı olmasını beklemek gerçekçi değildir. Kuşkusuz marksizmin anlamlı bir canlılık sergilemesi için ille de siyasetin yönünün ezilenlerden, emekçilerden yana dönmesi gerekmez. Sınıflar...
Sosyalizm Programı ilk olarak 1992 başında, Sosyalist Türkiye Partisi’nin kuruluşundan yaklaşık 11 ay önce bir taslak metin olarak yayınlanarak sol kamuoyunda tartışmaya açıldı. Aradan geçen yaklaşık 14 yıl boyunca bir dizi tashih geçirdi, önemli ekler ve çıkarmalar yapıldı. Ama temel sistematiği, metodolojisi değişmedi. Programımızın karakteristik özelliklerini bazı tezlerden izleyebiliriz. Bunlardan biri, bugünkü siyasal mücadelenin, başka...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×