Türkiye solu, elbette yasal sol partilerden ibaret değil. Bu ülkede yasal parti formuyla çalışmayan önemli siyasi hareketler var; daha az önemli siyasi hareketler de… Bütünü söz konusu olduğunda sol hareketleri yasal parti olanlar-olmayanlar diye ayırmak da pek mümkün değil. Siyasi hareketler, hedefler ve geliştirdikleri araçların bütünlüğünde değerlendirilebilirler. Nitekim yasal parti olmayan sol hareketler içerisinde, belirgin...
Gelenek Kitap Dizisi’nin henüz daha ilk yılıydı. Türkiye’de örgütlü mücadeleye dönük isteksizliğin bir türlü kırılamaması, siyasetin sivil toplumcu bir kuşatma altında resmen hakir görülmesi ve solda, mevcut düzenin kendisinden çok solcu’yu sorgulama eğiliminin egemen olması bizleri ısrarlı bir biçimde “siyaset”e vurgu yapmaya yöneltiyordu. Hangi İnsan yazısı işte bu kaygıların ürünü olarak hazırlanmıştı. Siyaseti, siyasal mücadeleyi...
27 Mayıs’ın her yıldönümü genellikle tarih yorumu tartışmalarına, eski “ihtilalcilerin” anılarının gazetelerde tefrika edilmesine vesile olur. Ülke tarihinin en tartışmalı kesitlerinden biri olan 27 Mayıs bu yıl geleneksel boyutlarda bir ilgiye mazhar olamadı. Türkiye’de gündemi fazlasıyla dolduran başka başlıklar yüzünden olsa gerek… Yine de 27 Mayıs, üzerinden 36 yıl geçmekle birlikte, kapanmış bir defter değil....
Başlamadan bir noktayı açıklığa kavuşturmakta yarar olacak. Uzun bir süredir yayınlarımızda ÖDP’ye ilişkin oldukça sert eleştiriler yeralıyor. İster tasvip edilsin ister edilmesin, söz konusu eleştirilerimizin -zaman zaman iğneli bir üslupla yazılmasına rağmen-  herhangi bir çarpıtma veya manipülasyonu içermediğini düzenli ve özenli okurlarımız teslim edeceklerdir. Bize göre siyasal eleştiri bir siyasal sonucu hedeflemeli ve bir müdahale...
Türkiye’de, uzunca bir süredir, sosyalist devrim-demokratik devrim tartışmalarının eski canlılığı kalmadı. Hatta, bu konuda genel bir bıkkınlıktan söz etmek bile mümkün. Bu bıkkınlığın oldukça haklı nedenleri var. SD-DD tartışması, ömrünü doldurmuş ve aşılmıştır. Açıkçası, 21. yüzyılın eşiğinde ve Türkiye’de, bunun aksi şaşırtıcı ve üzücü olurdu. Devrim stratejisi tartışması, tarafların birinin diğerine hak vermesi ile sonuçlanmadı....
Son genel seçimlerde ismiyle olduğu kadar amblemiyle, kelebekle de anıldı HADEP. Kelebeğin ilk elden çağrıştırdıkları ise kısa ömürlülük ve her çiçeğe konmak. Kısa ömürlülük, fiziksel bir zayıflıktan çok düzenin Kürtlerin siyasal alanda temsiline dönük tahammülsüzlüğünün bir sonucu olacak. Her çiçeğe konmanın bir tür oportünizme delalet ettiğini ise düşünmemek gerek. Karmaşık bir siyasal, toplumsal ve ideolojik...
Konvansiyonel kuşatma Bayar-Menderes istibdatının üst düzey komutanlarla birlikte yürürlüğe koyduğu sıkıyönetim rejimi, iktidarın anti-sosyal ve liberal ekonomik politikasının doğurduğu tepkileri bastırmanın aracı haline getirilmiştir. Kentli orta sınıfların siyasi aksiyona tarihsel nedenlerle de yatkın olan güçleri aydınlar, küçük memurlar ve alt kadrolarda bulunan genç subaylar, izlenen politikaların yükünü çekmekle birlikte en erken tepki gösteren kesimler olmuştur....
Osmanlı’da ilk legal sosyalist partiler Osmanlı’da ilk legal sosyalist parti, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra, yayınladığı haftalık derginin adı kendisine lakap olarak takılan “İştirakçi” Hilmi’nin önderliğinde kurulan Osmanlı Sosyalist Fırkası’dır. Hüseyin Hilmi Bey, 26 Şubat 1910’da “İştirak” (ortaklaşacılık) adıyla haftalık bir dergi yayınlamaya başlamıştır. İlk 16 sayısı düzenli olarak çıkan “İştirak”, 13 Haziran 1910 tarihli 17....
Kürt devrimci demokrasisi, 1984 sonrasında yaşanan süreçlerle Türkiye’de oldukça önemli bir siyasi hareket haline geldi. Burjuva siyasi partilerinin kendi siyasal-ideolojik konumlarını endeksledikleri bir “siyasal sorun” olacak kadar gelişen bu hareket, gelişiminin bir evresinde ulusal tarihin ve kültürun (eğri ya da doğru) taşıyıcısı olan Kürt aydınlarını da içine aldı. Taşıdıkları ulusal kültür ve tarihsel mirasın siyasi...
1996 1 Mayıs’ı, ülke gündeminde sarsıcı bir etki yarattığı gibi, sol içinde de geniş çapta tartışıldı. Kuşkusuz daha uzun yıllar tartışılacak ve alınan tavırlar ayrıştırıcı bir niteliğe sahip olacaktır. Devrimcileri provokatörlükle, CIA ve MİT’le ilişki içinde olmakla suçlayan karşı devrimci hareketi ve bu güçlerin “tecrit” edilmesinden bahseden reformistleri bu tartışmada bir kenara bırakmak gerekiyor. Çünkü...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×