Bu yazı yazılırken Abdullah Öcalan’ın ya da “asrın davası” Yargıtay aşamasına gelmişti. Hala masanın üzerine yeni şeyler çıkma olasılığı var. Ancak davanın sonucuyla değil ama Kürt hareketinin yaşadığı süreçle ilgilenen bu çalışma açısından pek bir yenilik beklemeye gerek olmayacak. Kürt çevrelerinin Öcalan’ ın izinden giderek “bir 21.yüzyıl manifestosu” ilan ettikleri ilk savunma metni yeterince açık...
Bir yazımda ideolojik mücadelenin konusunu “emekçi sınıfların toplumsal gelişmeler karşısındaki akıl yürütme süreçleri üzerinde burjuvazinin kurduğu tahakkümü mümkün olduğunca zayıflatmak” biçiminde tarif etmiştim . Bu zayıflatma süreci elbette sosyalist ideolojinin yalnızca “bozucu” bir rol üstlenmesi ile mümkün değil. Burjuva egemenliğinin emekçi sınıfların düşünce-konumlanış-etkinlik bağlantılarındaki kontrolünü yitirmesi için, bu egemenliğin ideolojik yapısında bir çözülme veya parçalanmışlık...
“Türkiye’ de faşist hareket belli bir yükseliş eğiliminde ve bunun sınıflar mücadelesinde birtakım siyasi-ideolojik karşılıkları var.” Herhalde siyasi gelişmelerden siyasi sonuçlar üretme yeteneğini yitirmemiş aklıbaşında hiçbir solcu bu saptamayı reddetmeyecektir. Ama sıra, “Türkiye’ de saf anlamıyla faşizm yükseliyor ve bunun devlete-sınıfsal hegemonya mekanizmalarına dönük karşılıkları var” türünden saptamalara geldiğinde işler karışmaktadır. Örneğin, bu saptamanın bir...
Son seçimlerde milyonlarca genç ilk defa oy kullandı. Seçmen yaşının onsekize inmesiyle bu şansı yakalayan gençlerin büyük kısmı gidip oylarını MHP’ ye verdi. Sadece onlar mı? Özellikle Orta Anadolu ve Kardeniz’ de ama ülkenin her yerinde insanlar faşistlere yöneldi. Yüzde onsekiz gibi ciddi bir oy MHP’ yi iktidara taşıdı. Bunun nedenleri elbette tartışılmalı ve tartışılacak....
90’ların başında bir yükselişin eşiğinde olan ve herkesin gözlerinin üzerine çevrildiği Refah Partisi ve çatısının altındakiler, bugünkü yeniden yapılanma sürecinde dışlanan ve zaman zaman diş gösterip zaman zaman mazlumu oynayarak kendisine yeniden bir “yer açılmasını” bekleyen bir aktör olarak belirginleşiyor. Kısa bir dönem “hükümet olma” biçiminde tecrübe ettikleri iktidar hülyaları ise, artık sonraki onyıllara veya...
Aydınlık bir Türkiye mücadelesinin faşizme karşı bir mücadeleden geçtiğini bir kez daha hatırlatan yoldaşıma, Hüseyin’e… Türkiye solunun 20. Yüzyıla yayılan inişli çıkışlı mücadelesine pek çok onurlu sayfanın yanında önemli zaaflar yazıldı. Gericilik, emperyalizm, sosyal demokrasi karşısında yapılan açılımların önemli bir kısmı ne yazık ki sosyalist-devrimci bir hatta sığmayacak genişlikte oldu. Ancak özellikle solu bugün temsil...
Solun uzun süreli mücadele başlığı : Emperyalizme karşı bağımsızlık Emperyalizme karşı mücadele Türkiye’de solun uzun süreli ideolojik gündemlerinden birini oluşturmuştur. Dolmabahçe’de 6.Filo’ya karşı düzenlenen eylemler ODTÜ’de Cromwell’in arabasının yakılması bu mücadelenin kolayca akla geliveren eylemliliklerindendir. Emperyalizme karşı yürütülen mücadelenin o günkü teorik dayanaklarından en önemlisi “ulusun egemenliği ve bağımsızlığı ilkesi idi. “Bağımsız Türkiye” sloganında da...
Yazının başlığı ve yazının sonundaki yemek tarifi okuyucuyu şaşırtabilir. Okunması zor alan bu tür yazıların daha kolay okunmasını sağlamak için başvurulan “eğlenceli bir oyun” olarak değerlendirenler de çıkabilir. Amacım ne şaşırtmak ne de eğlendirmek. Gerçekten de bazı tarih çalışmaları adeta bir yemek tarifi gibi. Okumalarımdan çıkarttığım izlenim bu. O nedenle yazının başlığı ve yazının sonundaki...
Çözülüşten önce, SBKP Merkez Komite’sinin teorik yayın organı olan Komünist dergisinin 1988 yılı 4 no’ lu sayısında imzasız olarak yayınlanmıştır. (Bu makale önümüzdeki ay Gelenek yayınlarından çıkacak olan Sosyalistler ve Din başlıklı derlemede yeralmaktadır.) 29 Ocak 1918′ de (eski takvime göre 2 Şubat’ ta) Sovyetler Birliği Halk Komiserleri Konseyi (o tarihte Sovyet hükümetine bu ad...
Sovyet sosyalizmi, aşırılıklar ve bu aşırılıkların düzeltilmesinden ibaret olsa gerek! Eğer, 70′ lerden çözülüşe kadar Sovyet tarihine ilişkin yazılanları gereğinden fazla ciddiye alırsanız, buna inanmanız gerekecek. Aklı başında bir iktidar, belli bir süre sonra “sosyalist meşruiyet”i ihlal eden kaba adamların eline geçti, ama sosyalizm zamanla bu adamların hatalarını düzeltti… Ekonomi alanı böyle… Kültür, sanat böyle…...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×