Komün sadece tarih mi?

Bundan tam yüz elli yıl önce, 1871’de, Fransa’da nesnel koşullar elverişli olmasa da tarih, işçi sınıfının önüne ülkesini korumak için kendisini iktidara taşıma zorunluluğunu koydu. Birkaç darbe taraflısı dışında kimse işçi sınıfı adına iktidarı istemiyordu. Ama imparatorluğa son veren burjuvazi cumhuriyeti üçüncü kez ilan ettiğinde bunu hemen bir teslim anlaşmasıyla taçlandırdı ve bu ağır teslimiyet…

Devamı...

İsa’nın Vekilliğinden Sermayenin Arabuluculuğuna Vatikan: Papa’nın Irak ziyaretinin düşündürdükleri

I. Asa ile kılıç Esaslı bir rıza üreticisi olan dinin güncel pratiği, bin yıllık metinler ve mitlerin analizinden çok daha önemli veriler sunar. Marksizm, meseleyi dinler tarihi ekseninde değil, dinleri sınıf mücadelesinin tarihi içinde okuma çabası olarak kavradığı için, teorik çerçevenin ete kemiğe büründürülerek analiz edilmesi, devrimci öznenin dönüştürülmesi istenen olgu ve süreç üzerine daha…

Devamı...

İlkel Toplumlardan Modern Zamanlara Toplumsal Ritüeller

Son zamanlarda toplumların siyasal açıdan neredeyse aynılaştı. Öncesinde var olan birçok ayrım silikleşti. Dünyaya büyük oranda sağcı politikacı ve politikalar hâkim. Arada göze çarpan farklılıklar ise sadece ekonomik güce daralmış durumda. Diğer ülkelerle kurulan düşmanca ilişkiler, içeride uygulanan baskıcı politikalar, benzer politikacılar arasında gidip gelen seçimler, farklı ülkelerin birbirine benzeyen ancak modern dünyanın beklenen kültür…

Devamı...

Sovyet Anayasaları: Kısa tarihçe ve arka plan

Bu yazıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği’ndeki işçi iktidarının anayasalarını öz itibarıyla inceleyerek ülkemizde süregiden tartışmalara yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalışacağız. 1918 Rusya Federatif Sosyalist Cumhuriyeti Anayasası[1] 1917 Ekim Devriminin ardından Bolşevikler önderliğinde iktidara gelen Rusya topraklarındaki işçiler ve emekçiler, yeni kurdukları sosyalist işçi cumhuriyetinin temel yasası olarak 10 Temmuz 1918 tarihinde kabul edilen ve…

Devamı...

Mazbut vakıflar canlanıyor!

Gezi Parkı, Sultan Bayezıd Vakfı’na devredilmekle yalnızca park teslim alınmadı.[1] Çok daha vahim bir durum karşısındayız; II. Mahmut’un başlattığı dinsel otoriteye karşı mücadelede yenik düştük. Şeyhülislamlığa giden yolda bir adım daha atıldı. Mazbut vakıflar canlandırılıyor. Dahası var: Hazine, belediye, özel idareler ya da köy tüzel kişiliği mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıklarının gizlice mazbut vakıflara devredilmeye…

Devamı...

Ali Rıza Aydın ile söyleşi: Anayasal cumhuriyetin durumu üzerine

Geçtiğimiz ayın ana gündemlerinden bir tanesi de anayasa tartışmalarıydı. AKP iktidarı “2023 hedefleri” doğrultusunda “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine” uygun ve Türkiye’yi “21. yüzyıldaki yeni hedeflere” hazırlayacak yeni bir anayasa yapılması çağrısı yaptı. Daha doğrusu böyle bir sürece dair bir “kart” açmış oldu. Kart diyoruz çünkü kimileri anayasa başlığının sadece AKP karşıtı düzen-içi muhalefet bloğunu çözmek için…

Devamı...

Anayasa tartışmaları sürerken Hegel’de “devlet” ve “sivil toplum”

Bir 19. yüzyıl kıta Avrupası düşünürü olarak G.W.F. Hegel’in günümüzde Türkiye’de yürütülen Anayasa tartışmaları esnasında yeniden hatırlanması şaşırtıcı mıdır? Düşünürün genel felsefi kuramına içkin olarak geliştirdiği devlet ve sivil toplum yaklaşımının kendisinden sonraki kuşaklar üzerindeki etkisi düşünüldüğünde bu sorunun cevabının olumsuz olduğu aşikâr. Hegel’in felsefesi mantıktan, doğa felsefesine, etiğe, hukuka ve siyasetin başlıca kavramlarına değin…

Devamı...

Kadına yönelik şiddet: Bütünle bağ kurmak ve zemin tarifi

Bugün[1] kadına yönelik şiddet başlığı altında birikenlerin niceliği ve yoğunluğu, konuşarak tüketilebilecek düzeyi çoktan aşmış durumda. Nesnellik, iktidarı aldıktan sonra dahi uzunca bir süre, komünistleri bu konuyla meşgul edeceğe benziyor. İşte bu sebeple, bizim bu başlığa dair tüm biriktireceklerimiz, hem sosyalizmde elimizi rahatlatacak hem de iktidar mücadelemizde, uygun müdahale araçları geliştirmek için nesneyi anlamamıza yarayacak….

Devamı...

Geçmişten günümüze kadının annelik sınavı

Günümüzden dört bin yıl önce bu topraklarda Neşili[1] dilini konuşan çocuklar, annelerine “anna” diye hitap ederlermiş.[2] İnsanlık tarihinin günümüze dek ulaşan mirası, ister istemez bugün ile geçmiş arasında bir bağ kurmamıza neden oluyor. O “anna”nın bizim “anne”miz olma olasılığı hiç de düşük değil. Anneliğin tarihi yolculuğuna çıkarken sıklıkla üremenin, anneliğin, bereketin ve adaletin simgesi olan…

Devamı...

Kadın sorununda güncel mücadele başlıkları

Pandemiyle geçen bir yıl, genişçe bir kesim açısından kapitalizmin maskesini düşürdü. İnsanlar kapitalizme karşı yeni bir alternatifin adını koymakta henüz tereddüt etse de, böyle bir düzende yaşamak istemediklerini söylerken hiç de tereddüt etmiyor. Kapitalizmden bıkmış çoğunluğun içindeyse, kadınlar büyük bir ağırlığa sahip. Hepten körüklenen dinci gericilik, artan enflasyon, borçluluk, yoksulluk ve işsizlik, devletin kamusal alandan…

Devamı...