Friedrich Engels, 1820 yılında Prusya Krallığı’nda Barmen’de varlıklı bir aileye doğdu. Barmen, büyüyen bir endüstriyel bölgeydi ve Engels’in ailesi daha sonra Manchester’da da yatırım yapacak olan kapitalist bir aileydi. Engels, 1842 yılında yani henüz 22 yaşındayken Hegel’in idealizminden koptuğu ve Marx ile tanıştığı esnada iki seneliğine Manchester’a gitti. Manchester, dünya kapitalizminin merkezi olan İngiltere’de sanayinin...
Bir toplumsal hareketlenmenin bir ülkenin tarihinde nasıl bir yer edindiği ve gerçek bir dönüm noktası olup olmadığı, daha çok, onun sonraki süreçte toplumsal yapılanmada yarattığı dönüşümün derecesine bakılarak değerlendirilir. Haziran Direnişi pek çok yönü dışında bu yönüyle de istisnai. Direniş bırakın hakim iktisadi ilişkileri, şimdilik egemen siyasi/kurumsal yapılanmada somut bir değişim yaratmamasına rağmen daha ilk...
Ülkemizde sol sanatçıların ve yazarların köklü bir mücadele geleneği bulunuyor. Bu geleneğin en etkili olduğu, ülkede sanat dünyasını domine ettiği, ülke siyasetine dair sözünü sakınmadan cesurca söylediği ve sonrasında da önemli bir miras devrettiği aralık ise 1960 ile 1980 yılları arasındaki iki on yıl olarak tanımlanabilir. Bu yazıda ise bu dönemin temel niteliklerini, tartışmalarını tanımladıktan...
“Mekân üzerindeki hâkimiyet günlük hayat içinde ve üzerinde toplumsal iktidar kurmanın  temel ve kapsayıcı bir kaynağı”dır.     Kapitalizm, başlangıcı 1970li yıllarda yaşadığı krize ve krizin sonuçlarına bağlanabilecek bir yeniden yapılanma sürecinden geçiyor. Aradan geçen süre zarfında sistem, piyasa mantığının önündeki her türlü (ekonomik, siyasal, hukusal, toplumsal) engeli ortadan kaldırma, birikim ve dolaşım süreçlerinin pürüzsüz işlemesini...
Türkiye’nin toplumsal dokusu parçalanmıştır. Bunu daha doğru bir biçimde şöyle de söyleyebiliriz: Türkiye işçi sınıfının bölünmüşlüğü, bu ülkenin kaderini tayin edecek en önemli olgu olarak karşımızda durmaktadır. İşçi sınıfının bölünmüşlüğü hem bir olgudur, çünkü somut bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır, hem de bir süreçtir, çünkü hangi biçimleri alacağı ve doğuracağı toplumsal sonuçlar, sınıf mücadelesinin akışı...
Giriş Okumakta olduğunuz çalışma bir süredir yayına sunum sırasını bekliyordu. Yazının olgunlaşması için gereken süreçleri de içeren bu bekleme süresi söz konusu sunumun gerçekleşmesini bu zamana kadar geciktirdi. Ne var ki bazen sözün söylenmesini zorunlu kılan bir an gelir. Başka bir deyişle diyalektik olarak gelişen dinamikler eşiğin geçilmesini zorunlu kılar. Bundan dolayı yazımızın ülkemizde bilinen...
TÜBİTAK’ın (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu) Popüler Bilim Kitapları dizisinden, AKP’nin bu kuruma yeni yöneticiler atamasından bu yana, çok az yeni kitap çıktı. Tükenen kitapların yeni baskılarını yapmak konusunda da acele edilmiyor. Bilim ve Teknik dergisinin Ocak 2007 sayısındaki listeye göre baskısı tükenmiş olan kitaplar arasında şunlar da var: Hayatın Kökleri, Gen Bencildir, Evrenin...
Malumunuz; ezilenler, sömürülenler, mağdurlar, yoksullar, mazlumlar, marjinal sektörlerde çalışanlar, kent yoksulları… diye uzayıp giden “yoksulluğa dair bir kategoriler zenginliği” söz konusu. Hayatın, edebiyatın ve kuramın çeşitli alan ve uğraklarında karşımıza çıkıyorlar sürekli; daha da fecisi yaşıyoruz sıklıkla bu “ulamların gerçekliği”ni. Sonuçta kendileri işçi sınıfı düşüncesini ve mücadelesini geliştirmeye çalışanlar için bir taraftan sınıf analizlerinin “yardımcı...
Osmanlı, Konstantinopolis’i payitaht kıldıktan sonra içinden geçip geldiği Anadolu’yu hep “arka bahçe” olarak değerlendirirken gözünü Avrupa’ya dikmişti. Arka bahçe Anadolu’dan bakıldığında da durum farklı görülmüyordu. Anadolu’dan bakıldığında payitaht olarak tanımlanan İstanbul, taşı toprağı altın; payitahttan bakıldığında Anadolu, “taşra” idi. Bu çerçevede Anadolu’da, İstanbul için bir yandan güzellemeler düzülüp diğer yandan türkülerle ağıtlar yakılır, beddualara konu...
Sınıf mücadelesinin bir sonucu da bu mücadelenin devletin yapısını ve işlevlerini büyük ölçüde etkilemesi ise, kapitalizmin, kentleri yeniden yapılandırıyor olması da, sermaye sınıfının çıkarlarından bağımsız ele alınamaz. Lefebvre ve Poulanzas’ın ifade ettiği gibi: “Modern kent çelişen çıkarların en önemli çatışma alanlarından biridir. Bu mücadeleler sadece kentsel mekanda değil, aynı zamanda kent mekanı üzerine de verilmektedir....