Emperyalist-kapitalist sistemin dünyamıza “yeni bir düzen” getirme iddiasıyla son 15 yıllık dönemde izlediği politikalar ve başlattığı girişimler, yeniden toparlanma sürecinin adımlarını atmaya çalışan komünist hareket açısından son derece önemli bir başlık oluşturmaktadır. Komünist hareketin önündeki görevler, birçok yönüyle, geçmiştekinden daha güçtür: Emperyalist sistemin peş peşe gelen girişimlerini dizginleyebilecek karşıt bir sistemin yokluğunda, kitleler üzerindeki etkisi...
Kemal Okuyan , Mehmet Kuzulugil , Metin Çulhaoğlu , Özgür Şen Metin Çulhaoğlu: Arkadaşlar bugün, Türkiye’de burjuva siyaseti hangi aşamada, hangi amaçları barındırıyor, hangi açmazlarla karşı karşıya, daha ileride bugünden kestirilebilecek hangi açmazlarla karşılaşabilir, genel olarak bunları tartışmak üzere toplandık. Ben toplantıyı yöneten kişi olarak uzun bir girizgah yapmak niyetinde değilim. Sadece diğer arkadaşlarımıza belki...
Yerel seçimler yaklaştıkça en büyük metropol kentlerden küçük ölçekli yerleşimlere kadar memleket sathında proje yarışları hızlanıyor. Bu projelerin kapitalizmi derinleştirmeyi, sermayeyi, kâr motifini ve sömürü ilişkilerini toplumun her hücresine şırınga etmeyi öngören arı burjuva olanlarını bir kenara bırakalım. Bir de “toplumsal” içerikli ve söylemli olanlar var. Ancak daha baştan belirtmekte yarar var; bu iki kategoriyi...
Bugün, dünyanın neresinde olursa olsun komünistlerin önünde duran görevlerin başka tarihsel dönemlere göre daha güç ve karmaşık olduğunu kabul ederek başlamak gerekiyor. Söylenen, ilk bakışta, öteden beri vurguladığımız belirli gerçeklere ters düştüğü izlenimi verebilir. Öyle ya, sosyalizm alternatifinin zorlayıcılığından kurtulan kapitalizm kendi çıplak yüzünü artık daha pervasızca sergilemiyor muydu? Son on yılda birbiri ardına patlak...
ABD ile AB arasındaki rekabetin günümüzün en önemli çelişkisini oluşturduğunu savunanlar, AB’nin ABD ile liderlik mücadelesine girişmek için gereken iktisadi ve siyasi güç ve bütünlükten yoksun olduğunu göremiyor mu? AB’ye üyelik sürecinin Türkiye için bir çağdaşlaşma ve demokratikleşme süreci olduğunu düşünenler, bu süreçte emperyalist sömürünün giderek yoğunlaştığını ve “AB demokrasisi” denen şeyin halkın gerçek katılımını...
Emperyalizm ve savaş kavramlarının birbirlerinden ayrı düşünülemeyeceği, geçtiğimiz yüzyılın başında netlik kazanmıştı. Aradan geçen süre içinde, emperyalist-kapitalist sisteme son vermeden de savaşsız bir dünyaya ulaşılabileceğini (hatta ulaşıldığını) savunanlar oldu. Özellikle reel sosyalizmin çözülüşünden sonra, kapitalizmin nitelik değiştirdiği iddiaları daha bir yüksek sesle dile getirilmeye başladı. Ama “Soğuk Savaş”ın sona ermesinin üzerinden daha iki on yıl...
Bu sayımızda, TKP 2002 Konferansı tarafından tartışılarak Ağustos ayında son hali verilen “2002 Yılında Dünya ve Türkiye” başlıklı rapordan hareketle sosyalizm mücadelesinin güncel sorunlarını ve güncel görevlerimizi ele alan yazılara yer veriyoruz. İlk yazımız, Kürt hareketine ilişkin önemli bir saptama içeriyor. Mevcut Kürt hareketinin Kürtlerin “ulusal çıkarlarını” temsil etme yeteneğini yitirdiği saptamasında bulunan Aydemir Güler, solun...
Her şeyden önce, geciktiğimiz için bir özür borçluyuz. Ağustos ayında çıkmamız gerekirken, önce baskı aşamasında teknik sorunlarla karşılaştığımız, sonrasında da “Tarım ve Kır Emekçileri” başlıklı bir Gelenek’in seçim döneminde yeterli dikkat ve yoğunlaşmayla okunup tartışılamayacağını düşündüğümüz için, Kasım-Aralık sayısı olarak çıkıyoruz. 3 Kasım genel seçimleri öncesinde, bu seçimleri tarihsel açıdan önemli kılanın, kuruluşundan 82 yıl...
Gelenek’in birinci sayısı 1986 yılında çıkmıştı. Aradan geçen süre içinde, çizgisi ve temel misyonları değilse de, Gelenek’in kimi biçimsel özellikleri, boyutu ve periyodu pek çok kez değişti. Kolektif mücadelenin ihtiyaçlarına ve bu mücadelenin ortaya çıkardığı geniş bir araçlar yelpazesi içindeki işbölümüne bağlı olarak… Bir süredir aylık olarak çıkan Gelenek, bu sayıyla birlikte yayın periyodunu iki...
Aşağıda okuyacağınız açıklama, Danimarka’da Komünist Parti ve Danimarka Komünist Partisi-ML tarafından, Nisan 2002’de Valencia’da gerçekleştirilen ve Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden komünist partilerin ve işçi partilerinin katıldığı Avrupa Birliği konulu konferansta yapıldı. Sevgili Yoldaşlar, İspanya Halklarının Komunist Partisi’nin, Avrupa ve Akdeniz’den komünist partileri ve işçi partilerini, AB’yi ve bölgeyi ilgilendiren, diğer konuları tartışmak üzere bir araya...