Türkiye’de solun en önemli güncel görevlerinden birinin yeni bir marksist ekol yaratmak olduğuna inanıyorum. Bu kolay iş değildir. Aynı anda farklı alanlara yayılan çok boyutlu hamleleri gerektirir. Ama, Türkiye sosyalist hareketinin ayakları üstünde dikilmesi ancak bu yöndeki çabalarla mümkün olacaktır. Konuyu zihinlerde oluşabilecek bazı temel soruların yanıtlanması şeklinde ele alıp öyle deşmek istiyorum. Başka deyişle...
“Şimdi Pavarotti turları moda; Kopenhag’daki Hamlet Şatosu’nda 3 bin kişiye konser verecek olan ünlü tenor için bir uçak da İstanbul’dan kalktı.” Gazeteler böyle yazıyor. Başlığın ardından, Sabancı, Ali Koçman ve Erol Aksoy gibi ünlü işadamları Pavarotti’yi ne kadar beğendiklerini anlatıyorlar. “Valizin üzerinde ‘Özal’ yazısını gören Amerikalı hamal ‘sen President’ın oğlu musun’ diye sormuş. Yani çok...
Şimdi teoriden söz etmenin sırası mı? Kim ne derse desin tam sırası. Hatta denilebilir ki, teoriden söz etmek hiç bu kadar önem kazanmamıştı. Teorinin sosyalist hareketteki yerine zaman zaman değinilse bile, bundan, yani teoriden tam olarak neyin kastedildiği konusuna pek açıklık getirilmez. Sözgelimi, kastedilen Marx’ın, Engels’in ve Lenin’in geride bıraktığı düşünce mirası mıdır? Yoksa buna...
Gelenek Türkiye’de yayınlanmakta olan süreli sol siyasi dergiler arasında en eskisi. Yaklaşık beş yıl önce yayına başladığında Gelenek, kendine en genel anlamda kılavuz aldığı bir tür teorik kurguya ya da senteze sahipti. Amacı, Türkiye soluna bu konumdan bir müdahalede bulunmaktı. Bu işin ne kadar başarılı biçimde yapılabildiğinin değerlendirmesi ayrı. Ancak, geri dönüp bakıldığında bir nokta...
Türkiye’nin son otuz yılına bakıldığında ilginç bir durum dikkati çekiyor. Türkiye kapitalizminin üretime ve iç pazara dönük dinamizmi ile solun göreli etkinliği arasında bir ilişki gözleniyor. Genel hatlarıyla bakıldığında Türkiye’de solun yükseliş dönemi, 1960’ların ortaları ile 1977 arasındaki yıllardır. Aradan zaman geçtikçe, 12 Mart’ın solu geriletmede belirli sınırların ötesinde etki yaratmadığı anlaşılıyor. Özetle, Türkiye kapitalizminin...
Siyaset “doğru” olarak bellenen bazı saptamalar üzerinde oluşturulur ve sürdürülür. Burada sözünü ettiğim, kısa vadeli hedefleri de içeren daha somut düzeydeki siyasettir. Yoksa, siyasi faaliyet içinde bulunanların ayrıca önsel ideolojik çerçeveleri, nihai hedefleri de vardır. Ne ki bunlar kesintisiz gündelik siyaset için kendi başına yeterli sayılamaz.Gündelik somut siyaset için, verili yapının belirli bir uğrağa özgü...
Yazının başlığına baktıktan sonra “hâlâ mı Ne Yapmalı?” tepkisi verecekler çıkabilir. Tepki iki türlü olabilir. Bir kere, taşıdığı içerik ile Ne Yapmalı‘nın artık aşıldığını ya da iflas ettiğini düşünenler herhalde vardır. Bazıları da, Rus Sosyal-Demokrat işçi hareketinin başlangıç dönemlerine denk düşen bu çalışmanın, özellikle son 30 yıl içinde yoğun deneyimler yaşayan Türkiye sosyalist hareketi için...
İnsanın, gerçekliğin en az eksikli algılamasına ulaştığına inandığı bir anda, farkında olmadan, o gün için öne çıkmış bir parçaya takılıp kalması mümkün müdür? Mümkündür. Marksistler olarak, yaşadıkça pek çok şey öğreniyoruz. Öğrendiklerimizin arasında, kendi birikimimiz açısından “çok yeni” olanlar da yer alıyor. Zaman zaman hepimiz, kendi özgül konumumuzla sahip olmamız gereken bütünü artık yakaladığımıza inanıyoruz....
Şöyle bir bakıldığında ilginç bulmamak mümkün değil: Bulgaristan, Yunanistan, Suriye, Irak, İran ile Sovyetler Birliği Türkiye’nin komşuları ve Türkiye’nin hepsiyle sorunu var. Kara parçaları dışında ülkeyi çevreleyen denizlere baktığımızda, kirlenen suları ve tükenen balık nesilleriyle bunların bile Türkiye’ye dost oldukları herhalde söylenemez. Türkiye’nin ezeli ve edebi düşmanlarla kuşatılmış bir ülke olduğu tezi egemen söylemde öteden...
“Onların içinde de üç ayrı eğilim varmış. Birincisi ‘bu iş böyle gitmez’ diyormuş. İkincisi ‘bu iş bizle başladı bizle bitecek’de ısrar ediyormuş. Üçüncü eğilim ise başka bir yol aranışı içindeymiş…” Türkiye solunda neler olup bittiğini merak edenler, sordukları sorulara bu tür yanıtlar alıyorlar. Yukarıdakine benzer saptamalar, soldaki grupların büyük çoğunluğu için geçerli olmaya başladı. Bugün,...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×