Gelenek özel bir sayıyla karşınızda. 132 numaralı sayımız yayın hayatına girişimizin otuzuncu yıldönümünde çıkıyor. Şaka değil, Gelenek Türkiye’nin yayınını aralıksız en uzun sürdüren ve şu anki en eski Marksist dergisidir. Başkalarını yalnızca ara verdikleri, isim değiştirdikleri için değil, Leninist olmadıkları için bile değil, ama Marksizmle bağları çok belirsiz hale geldiği, Marksist teoriyi düzen içi hesaplara...
Gelenek 30 yaşında. Yalnızca bir yayından değil TKP’ye hayat veren bir birikimden, adlı adınca bir hareketten söz ediyoruz. Devrimci hareketlerin özellikle ilk evrelerinde bir yayınla anılması, onunla özdeşleştirilmesi son derece doğal. Yola çıkış aşamasında, henüz daha toplumsal bir varlık haline gelmemişken, işe kendini ifade ederek soyunmak bir temel siyaset kuralı. Türkiye’de ve dünyada önce bir...
Gelenek 1986’nın Kasım ayında “aylık kitap dizisi” olarak yayınlanmaya başladığında arkasındaki örgütsel gücün ötesinde bir etki yarattı. Türkiye solunda 12 Eylül darbesinin tozu dumanı yeni yeni yere iniyor ve çeşitli hareketler siyaset alanında yayınları aracılığıyla adım adım konumlanıyorlardı. Gerçi Türkiye İşçi Partisi’nin Bilim ve Sanat ve Yarın dergileri daha 1981’de yola çıkmışlardı, ancak bu iki...
Gelenek hareketi otuz yıllık mücadelesinin erken sayılacak bir evresinde kendi kadro kaynaklarına dayanan bir hattı oluşturmuştu. Yeni bir devrimci Marksist-Leninist çizgi ihtiyacına mutlak biçimde inanan hareketimiz, öte yandan Türkiye solunun farklı damarlarından katılımlarına her uğrakta ev sahipliği yaptı, katılanları ev sahiplerinin arasına kattı. Otuzuncu yıl sayımızda birikimlerini partili mücadeleyle birleştiren bu insanlarımızdan bugün aramızda olmayan...
1917 Ekim Sosyalist Devrimi, uluslararası işçi hareketinin, bir siyasal ve ideolojik güç olarak sosyalizmin en önemli ve kalıcı kazanımıdır. Bundan yaklaşık 73 yıl önce Bolşevikler önderliğinde Rus proletaryası yeni bir dünya yaratmak için iktidara geldiğinde, uluslararası işçi hareketinin bir öncü müfrezesi olarak kabul gördü, olabildiğince desteklendi. Rus proletaryası, onun bilinçli öncüleri Bolşevikler, uluslararası hareketin önüne...
Marx Komünist Manifesto’da burjuvazinin dünyayı nasıl homojenleştirdiğini ve nasıl eski üretim tarzlarına ait özellikleri yıkarak kapitalizmi başat haline getirdiğini büyük bir coşku ile anlatır. Buna karşılık Lenin ise Emperyalizm kitabında eşitsiz gelişimin bu homojenliği nasıl bozduğunu, dünyanın farklı bölgelerinde sermaye birikiminin nasıl emperyalizme dönüştüğünü, rekabetin nasıl bir yeniden paylaşım savaşına neden olduğunu ve bunun yarattığı krizin...
SÖYLEŞİ: OSMAN ÇUTSAY Çalışmalarını Londra›da sürdüren Alman dış politika uzmanlarından, yazar ve gazeteci Jörg Kronauer, Ankara’nın Berlin’in ana ilgi odaklarından biri olduğuna ve bunun kalıcı olduğuna dikkat çekiyor. Son kitabı Her Zaman Tetikte başlığıyla bir süre önce Yazılama Yayınevi tarafından yayınlanan Kronauer, darbe girişimi sonrası iki ülke ilişkilerinin bulunduğu yeri ve geleceğini değerlendirdi.   Almanya’nın...
Başlarken Sovyetlerin ana kanununda bazı değişiklikler yapılacağı, daha doğrusu Sovyetlerin yeni bir ana kanun projesi hazırladıkları haber verildi. Bütün dünya ve bu arada Türkiye matbuatı da bu habere karşı büyük bir âlâka gösterdi. Mesele, hakikaten bütün dünyayı âlâkadar edecek kadar mühimdir. Mevzu bahis olan şey her hangi bir devletin ana kanunu değiştirmeğe karar vermiş olması...
I Picasso’nun uzun sanat serüveni boyunca gerçekliğin çözümlenmesi bakımından kesintisiz bir eylem içinde olduğu bilinir. “Resim yaparken amacım bulduğumu göstermektir, aradığımı değil” sözü, bir sanat ürünüyle oluşumu bakımından da ilgili olan herkesi biraz kuşku içinde bırakır. Picasso, kendi hayatı içine olağanüstü bir yaratıcı çeşitlilik sığdırmıştır; onun hem nitel hem de nicel olarak çok üretken oluşu,...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×