İşini sevmemenin dayanılmaz hafifliği

TKP’nin yüzüncü yılına Birikim dergisi de “kuruluş yıldönümü” başlığı atılmış bir dosyayla değindi: İki söyleşi ve bir makale. Katkıcıların en ünlüsü Mete Tunçay. Ahmet Kardam diğer söyleşinin konuğu. Canan Özcan ise Atılım dönemi üstüne bir makale yazmış… Aşağıda yalnızca Mete Tunçay hakkında yazacağım. Başlığı koyarken de gözümün önüne gelen kişi odur! 1990’ların başında Sol Kemalizme Bakıyor[1]diye bir röportaj-kitap…

Devamı...

Cumhuriyet’in edebiyatı, edebiyatın Cumhuriyet’i: Yakın dönem için bir muhasebe

Stendhal “Roman, yol boyunca gezdirilen bir aynadır” dediğinden bu yana yaşamın gerçekliğine temas etmeyen, toplumsal olaylardan etkilenmeyen bir yapıtın “kalıcılığını” daha çok sorgular olduk. 19. yy.’da zirve yapan roman türü açısından köprünün altından çok sular akmasına karşın, edebiyatın toplumsal bağlamından koparılamayacağı, yazarın içine doğduğu toplumun ürünü ve onun aynı zamanda değiştiricisi olduğu düşüncesi geçerliğini korumaya…

Devamı...

Türkiye Siyasi Tarihinde Antikomünizm

Türkiye’de antikomünizmin ve aslında aynı anlama gelmek üzere antisovyetizmin hayli köklü, neredeyse Cumhuriyetle yaşıt bir geçmişi olduğu söylenebilir. Hatta öyle ki, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Anadolu’daki kurtuluş mücadelesine katılmak üzere Bakü’den yola çıkmalarının ardından 28-29 Ocak 1921’de Trabzon’da katledildiklerini hatırlayacak olursak, burjuva iktidarın sınıf kininin Cumhuriyetin kuruluşundan da geriye götürülebileceğini öngörmek gerekecektir. Bu tarihte Şefik…

Devamı...

Misak-ı Milli’nin tarihi ve revizyon tartışmaları: İleri ile geri olanı ayrıştırmak

Birinci Dünya Savaşı’nın bir diğer adı da Birinci Paylaşım Savaşı’dır. Burada ifade edilen paylaşım, petrolün, Akdeniz’in, Süveyş’in, ticaret yollarının anahtarını elinde tutan Osmanlı’nın paylaşımıdır. … maalesef Misak-ı Milli sınırlarımızdan daha azına razı olmak zorunda kaldık. … Maalesef, kimi çevreler, Misak-ı Milli’yi tersinden okumuş, uzun süre Türkiye’nin ve Türk milletinin ufkunu, gönül sınırlarını bu çerçevenin içine…

Devamı...

Bir meşruiyet tartışması: Cumhuriyetin kazanımları derken…

Cumhuriyet’in yıldönümündeyiz, ancak mevcut rejimin 1923’te kurulanla bir ilintisinin kalmadığını görüyoruz. Buna karşın toplumun baskın kanaati 29 Ekim’i kutlanmaya değer saymaya devam ediyor. Bu çelişki biricik olmamakla birlikte gerçekten ilginçtir. Yalnızca bize özgü değil. Aynı durum başka büyük devrimler için de ilgili ülkelerde geçerliliğini koruyor. Fransız Devrimi’nin defalarca o ülkenin egemen güçlerince reddedildiğini biliyoruz. Keza…

Devamı...

100. Yaşında Devrimin Peşindeki Parti

Sosyal bilimlerle ilgili bölümlerde siyasi partilerin tanım gereği iktidarı almayı hedefleyen oluşumlar olduğu anlatılırdı sıklıkla. Bu özellikleriyle partiler baskı gruplarından ayrıştırılırdı. Kuşkusuz toplumsal mücadelelere sınıf perspektifiyle bakılmasını engellemek için her tür hileye başvuran, emek-sermaye çelişkisini sonsuza varıncaya kadar yeni eklemelerle çeşitlendirilebilecek başlıklardan birine indirgeyen burjuva ideolojisinin bu tasnifinde sayısız tuzak yer alıyordu. Zaman içinde siyasetin…

Devamı...

‘Yeni Türkiye’nin’ yarattığı sarsıntı üzerine

23 Nisan’da Ankara’da Büyük Millet Meclisi’nin açılışı 1920 yılının siyasi karmaşasının ortasında bir nirengi noktasıydı. Belirsizliklerin yarattığı geniş bir kurgu yelpazesi içinde tabloyu sadeleştiren, tarihsel gelişmenin yönüne ilişkin değerli bir ipucuydu. BMM’de somutlanan siyasi iradenin kumanda ettiği milli mücadele, emperyalistlerin Yakın Doğu politikasını alt üst etti. Aynı zamanda Ankara adlı küçük kasabada kurulan meclis bir…

Devamı...

Bir Kopuşun İzinde: Nisan Tezleri

Söz Nisan Tezleri’nden açıldığında, Leninist parti teorisinden ikili iktidar kuramına değin pek çok başlık üzerine konuşabiliriz. Bu kısa metinde küçük burjuva ideolojisi ile arasına çizdiği kalın sınırlarla aynı zamanda komünist partilerin omurgasını da oluşturan Lenin, devrimini arayan komünistlere anahtar niteliğinde bir kılavuz bırakmıştı. Ve kısalığı oranında yoğun olan Nisan Tezleri’nde şüphesiz ki üzerine düşünecek çok…

Devamı...

Ne Yapmalı: Lenin’in Kopuşu, Leninizm’in Kuruluşu

Rusya her zaman önemli bir ülke olduğu için, “işçi sınıfı hareketi” adını verebileceğimiz bir devinimin olmadığı dönemde bile uluslararası komünizmin ilgi odaklarından biri olmuştur. Ve Rusya 19.yüzyıla çok şey sığdırdı. Bolşevizmin köklerini ararsanız, bizzat Lenin’in “Rus sosyal-demokratlarının ilk gerçek siyasal ittifakıdır” dediği legal Marksizmden geçecek, bir kesim mirasçısıyla Ekim Devriminde buluşacağı Narodniklere ulaşacak, Batıcılar ve…

Devamı...

Şehir Vebadan Kırılırken

II. Dünya Savaşı’nın üzerinden henüz çok geçmemişken, varoluşçuluğun aydınlar arasında güç kazandığı bir momentte Albert Camus Veba’daki anlatıcısına “Felaket insana yakışmaz, onun için felaket gerçekdışıdır, geçip gidecek kötü bir rüyadır, denir. Ancak her zaman da geçip gitmez, kötü rüyalar arasında insanlar geçip gider ve önlemlerini almadığından başta hümanistler gider. Yurttaşlarımız da başkalarından daha az ya da…

Devamı...