Sermayenin yeni yönelimlerinin Türkiye müteahhitliği özelinde bir değerlendirmesi

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidara geldiği 2002 yılından beri ekonominin lokomotifi olarak ifade edilen inşaat sektörü ve özelinde müteahhitlik, pek çok tartışmanın da merkezinde yer aldı. Deprem ve konut sorunu, yolsuzluk, ekonomik kriz, esnek çalışma rejimi gibi farklı alanlarda yürüyen bu tartışmaların bir tarafında da inşaat sermayesinin tarihi ve yeni yönelimleri yer almakta. ABD…

Devamı...

Göçmen karşıtlığının psikososyal dinamikleri

Dünyada üç yüz milyondan fazla insanın göçmen, sığınmacı, mülteci gibi isimlendirmelerle, doğdukları ülke dışında kendilerine yeni bir yaşam alanı aradığı belirtiliyor.[1] Yoksul, savaşların veya iç çatışmaların olduğu coğrafyalardan daha varsıl ve huzurlu olduğu düşünülen yeni alanlara doğru gerçekleşiyor bu yolculuk. Göç vermek ya da almak dünyanın artan sayıda nüfusunu ve ülkesini etkiliyor artık. Göçü oluşturan…

Devamı...

Savaş Sarı ile Söyleşi: Doğal afetler ve ortaya çıkan yıkıcı sonuçları neyi gösteriyor?

Türkiye doğal afetlere yabancı bir ülke değil. Başta depremler birçok büyük doğal afet yaşanmış ve yaşanmaya da devam ediyor ülkemizde. Son yıllarda doğal afetlerin sıklığındaki artış ve sonrasında ortaya çıkan ağır sonuçlarla birlikte ise Türkiye’de birbiri ile ilişkili bir dizi konunun yeniden yoğun olarak tartışılmaya başlandığını gözlemliyoruz. Doğal afetler ve bunların yıkıcı sonuçları hakkında biz…

Devamı...

Sermaye ve devlet faslında kanlı bir Zübükzâde öyküsü

Hiç düşündünüz mü, Süleyman Demirel’in[1] “vecize”lerinden en ünlüsü “dün dündür, bugün bugündür”, neden “yaşamın diyalektik akışında doğan yeni olgulara”, “değişen somut koşulların analizi sonucu yeni bir siyasal konum ve söyleme” yorulmaz hiç? Bir totoloji örneğidir, yanlışlanamaz, dün gerçekten dündür, bugün de bugün, ama neden, sağcılığın politik manevralarının omurgasızlığına ve aldatmayı maharet bellemiş demagogluğa örnek olarak…

Devamı...

Fatih Yaşlı ile söyleşi: Karşı-devrim ve derin devlet üzerine

Geçtiğimiz ay içinde mafya lideri, “ülkücü” Sedat Peker’in “açıklamaları” çok konuşuldu. AKP iktidarının sonunu geldiği bile düşünüldü, yazıldı. Ancak Türkiye’de karşı-devrimci yığınağın kirleri yakın zamanın sorunu değil. Keza Peker’in açıklamaları günümüzün iktidara yakın sermayedarlarına dokunsa da Susurluk süreci ve hatta öncesine kadar uzanıyordu. Türkiye’de karşı-devrim çete düzeni, yağma ve devleti sermaye için işçi sınıfına karşı…

Devamı...

Söyleşi | Çağdaş Sümer ile 24 Nisan üzerine: Yeni bir tarihin peşine düşmeliyiz!

Her 24 Nisan’da başta Ermenistan ve Türkiye’de olmak üzere dünyada çeşitli nedenlerle 1915’teki felaket tartışılıyor. Bu yıl bütün gözler bir kez daha, ABD Başkanı Joe Biden’ın seçimlerden önce söz verdiği gibi, 1915’te Osmanlı Ermenileri’nin yaşadığı trajediyi ‘‘soykırım’’ olarak adlandırıp adlandırmayacağına çevrilmişken, Büyük Felaket’i tarihsel bir çerçevede değerlendirmek istedik. Soykırım tartışmalarının saplanıp kaldığı çözümsüzlüğü, tartışmaların Türkiye…

Devamı...

Hangi meclis?

İşçi sınıfı mücadelelerinde parlamentonun tarihsel bir yeri var. Bu yeri anlamayı deneyeceksek[1] günümüz Ankara’sına bakmak pek bir işimize yaramayacaktır. Kuruluşu yüzüncü kere kutlanıyor olsa da 2020 TBMM’sinin uğruna mücadeleler verilen, bedeller ödenen parlamento kurumuyla pek bir ilintisi kalmadı. Üyelerini de dahil ederek söyleyeyim, Türkiye Cumhuriyeti’nde parlamentonun yetkisinin nerede başlayıp nerede bittiğini bilenden vazgeçtim, merak eden…

Devamı...

Tarafsızlık ve Gazetecilik: Gazeteci Kimdir, Tarafsız Olabilir mi?

Üniversite yıllarımda bölümdeki en hararetli tartışmalar gazeteciliğin işlevi ve onun konumu üzerine olan tartışmalardı. O yıllarda AKP’nin Doğan Medya üzerinde kurmaya çalıştığı tahakküm “gazeteciliğin” genel ilkelerine saldırı olarak değerlendiriliyordu. Tartışmanın sermayenin lehine bir alana doğru daraltılıyor olması, akademinin toplumla olan bağının (ki burada sosyal bilimlerden bahsediyorum) ne kadar kopuk olduğunu açık bir biçimde ortaya koyuyordu….

Devamı...

Mazbut vakıflar canlanıyor!

Gezi Parkı, Sultan Bayezıd Vakfı’na devredilmekle yalnızca park teslim alınmadı.[1] Çok daha vahim bir durum karşısındayız; II. Mahmut’un başlattığı dinsel otoriteye karşı mücadelede yenik düştük. Şeyhülislamlığa giden yolda bir adım daha atıldı. Mazbut vakıflar canlandırılıyor. Dahası var: Hazine, belediye, özel idareler ya da köy tüzel kişiliği mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıklarının gizlice mazbut vakıflara devredilmeye…

Devamı...

Ali Rıza Aydın ile söyleşi: Anayasal cumhuriyetin durumu üzerine

Geçtiğimiz ayın ana gündemlerinden bir tanesi de anayasa tartışmalarıydı. AKP iktidarı “2023 hedefleri” doğrultusunda “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine” uygun ve Türkiye’yi “21. yüzyıldaki yeni hedeflere” hazırlayacak yeni bir anayasa yapılması çağrısı yaptı. Daha doğrusu böyle bir sürece dair bir “kart” açmış oldu. Kart diyoruz çünkü kimileri anayasa başlığının sadece AKP karşıtı düzen-içi muhalefet bloğunu çözmek için…

Devamı...