“8 Mart’ın tarihçesi” üzerine yazılacak bir yazının[1], öncelikle şimdiye kadar anlatılan bir miti düzeltmekle başlaması gerekiyor. “Mit” olduğu kanıtlanan hikâyeyi ve gerçek olmadığına dair verileri birazdan açacağız. Ancak hikâyenin gerçek olmadığını yazmakla kalmanın aslında bugüne anlamlı bir katkısı olmayabilir. Çünkü masaya yatıracağımız anlatı, gerçek olamayacak ya da gerçek olsa sahiplenmeyeceğimiz bir hikaye değil. Esas olarak...
Gelenek sayfalarında COVİD-19 pandemisi bilim insanlarından hukukuna, ekonomisinden komünist hareketine kadar pek çok açıdan ele alındı. Kadınlar açısından ise peyderpey farklı yayınlarda ele alınan pandemi aklımızın ve bedenimizin her hücresine kazındı. Yine de pandeminin 2020’de kalmadığı, 2021 yılına da damgasını vuracağını düşünürsek bu konuya Gelenek sayfalarında da yer vermek tarihe not düşmek açısından yararlı olacaktır....
Pandemiyle geçen bir yıl, genişçe bir kesim açısından kapitalizmin maskesini düşürdü. İnsanlar kapitalizme karşı yeni bir alternatifin adını koymakta henüz tereddüt etse de, böyle bir düzende yaşamak istemediklerini söylerken hiç de tereddüt etmiyor. Kapitalizmden bıkmış çoğunluğun içindeyse, kadınlar büyük bir ağırlığa sahip. Hepten körüklenen dinci gericilik, artan enflasyon, borçluluk, yoksulluk ve işsizlik, devletin kamusal alandan...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kimileri emekçinin, kimileri eşitsizliğin üstünü çizerek kutluyor. Kimileri ise sadece kadını önplana çıkarmayı tercih ediyor. 8 Mart’ı, “sekiz mart” yapanın emekçi kadınlar olduğunun silinmesine, önemsizleştirilmesine ise izin vermemek gerekiyor. Bugün sermaye düzeni kadın emeği üzerindeki her tür gerici egemenliğin kaynağıdır. Bu egemenliğin piyasa için yeniden üretildiğini görmezden gelmek büyük...
İnsanlık Covid-19’la bir yılını doldurdu. Kapitalist dünya salgına teslim olurken, uzaktan çalışma, çalışma saatlerinde düzensizlik, geçici çalışma gibi nedenlerde 2,7 milyar işçinin istihdamda olup olmadığı dahi netliğini yitirdi. Gelir kayıplarına maruz kalan bu toplam, tüm dünyadaki iş gücünün yüzde 81’ini oluşturuyor.[1] Yalnız modern tarihin değil, erkek egemenliğinin tarih sahnesine çıktığı andan bu yana kadının payına...
Perry Anderson, bir eserinde[1] Marksizm’in maruz kaldığı bir çeşit kendi üzerine katlanma dinamiğine değiniyor. Ona göre, bilginin gelişmesi çoğunlukla uygun bir direnç katsayısının varlığına bağlıdır. Tarihsel materyalizm kendi döneminde öylesine güçlüdür; sağ eleştirilere karşı öyle üstün, sol eleştirileri marjinal kılmakta öyle başarılıdır ki, bu durum onun bazı atıl yanlarına ve kusurlarına kalıcılık kazandırmıştır. Yazar, sonrasında konuyu Marksizm’in...
“Proletarya, ancak ulus ve meslek farkı olmaksızın birlikte savaşırsa özgürlüğüne kavuşabilir. Aynı şekilde, ancak cinsiyet ayrımı olmadan bir arada durursa özgür olabilir. Büyük proleter kadın kitlelerinin proletaryanın kurtuluş mücadelesi ile buluşması, sosyalist düşüncenin zaferi ve sosyalist bir toplumun inşası için ön koşullardan biridir.” Clara Zetkin, Gotha, 1896 Marksizm kadınların ikincilliğinin kökenlerini, aile içi rollerini, işgücüne...
Kapitalizmin ve gericiliğin baskısı altında geçen AKP’li yıllarda kadının toplumsal konumunun ekonomik, kültürel ve siyasal olarak geriletilmesinin bir yansıması olan kadına yönelik şiddet, yakıcı bir gündem olarak önümüzde duruyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporuna göre, Türkiye’de sadece 2018 yılı içerisinde 440 kadın katledildi, 317 kadın ise cinsel şiddete maruz kaldı. Kadına yönelik şiddetin en uç...
Sunuş Aşağıda okuyacağınız yazı Uluslararası Komünist Derginin (ICR-International Communist Review) 2018 yılında çıkan 8. sayısında yayınlanmıştır. Yılda bir sayı çıkan ICR 2018’de bu sayı, sınıfın emek sömürüsünün yanı sıra açık ya da örtülü olarak cinsiyet ayrımcılığına da maruz kalan kesimini oluşturan emekçi kadınların sınıf mücadelesine katılması ve işçi sınıfı hareketi içerisinde yer almasında dünya komünist...
Komünist Kadınlar adıyla bir dönemi başlatan Komünist Parti’nin kadın çalışması kendi kulvarını yaratmaya soyundu. Pürüzsüz bir zemin olduğunu iddia edemeyeceğimiz bu alanda, bir asrı aşkın süredir değişken gerilimler yaşandığını söylemek mümkün. Bir yanda özel bir kadın çalışması ile inceltilmeye, sivriltilmeye ihtiyaç duyulan tartışma başlıklarının üzerine gidilmeliyken, diğer yanda incelik ve sivrilikleri tüm parti çalışmasının bir...