Söyleşi: Sosyalizm, öfkemiz ve isyanımız için en doğru kanal

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kimileri emekçinin, kimileri eşitsizliğin üstünü çizerek kutluyor. Kimileri ise sadece kadını önplana çıkarmayı tercih ediyor. 8 Mart’ı, “sekiz mart” yapanın emekçi kadınlar olduğunun silinmesine, önemsizleştirilmesine ise izin vermemek gerekiyor. Bugün sermaye düzeni kadın emeği üzerindeki her tür gerici egemenliğin kaynağıdır. Bu egemenliğin piyasa için yeniden üretildiğini görmezden gelmek büyük…

Devamı...

Öykücülüğümüzün yeni on yılı

Toplum olarak hikâye anlatmaya/dinlemeye okuyup yazmaktan daha büyük bir ilgimizin olduğu söylenebilir. Sözü, bizi sarıp sarmalayan büyülü hikâyeleri, abartarak anlatmayı, abartılı olduğunu bilsek de dinlemeyi seviyoruz. Edebiyat dünyasının, öykücülüğümüzün kaynaklarını Dede Korkut Hikâyeleri’ ne kadar uzatması boşuna değil. Ancak bu kadar uzak bir geçmişten beslenmesine karşın günümüz öykücülüğünün Cumhuriyetin ilk dönemlerinden 1950 kuşağı öykücülerine bu…

Devamı...

Söyleşi: Avrupa Birliği için yeni bir dönem mi?

Geçtiğimiz günlerde tüm dikkatler başkanlık seçimleri için Amerika Birleşik Devletleri’ne çevrilmişken Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri de yeniden gündeme girdi. Doğu Avrupa’daki krizden Erdoğan’ın Avrupa vurgusuna kadar AB uzunca bir süredir Türkiye düzen siyasetinde yer kaplamadığı kadar başlıklarda yer aldı. Ancak 2021’nin ilk günleri aynı zamanda Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmasının, yani Brexit’in de nihayete erdiği…

Devamı...

Atlantik’in öte tarafındaki komedi Erdoğan’ın trajedisi olur mu?

“Kongremize yapılan saldırıdan dolayı tüm Amerikalılar dehşete kapıldı. Siyasi şiddet, Amerikan halkı olarak değer verdiğimiz her şeye karşı yapılmış bir saldırıdır. Bu, asla hoş görülemez. Şimdi, daha önce hiç olmadığı kadar, siyasi hıncımızın üzerinde ortak değerlerimiz etrafında toplanmalı ve ortak kaderimizi oluşturmalıyız.” Artık eski Başkan diyebiliriz, Trump veda konuşmasında bunları söyledi. Daha önceki dik kafalı…

Devamı...

‘Bir Başkadır’ tartışmalarına dair bir eleştiri

Berkun Oya’nın “Bir Başkadır” adlı dizisi, Türkiye’de uzun süredir hiçbir sanatsal yapıtın beceremediği kadar hararetle tartışıldı. Bu tartışmalarda, özellikle diziye soldan yöneltilen eleştirilerin bir kısmında katılmadığım bir yön var, ve bu, aslına bakılırsa, epeydir soldan yapılan sanat eleştirilerinde gözlemlediğim bir sıkıntı. Dolayısıyla, bu yazıyı kaleme almaktaki esas amacım, “Bir Başkadır” dizisinin kendisinden çok, sanat eleştirisinin…

Devamı...

Sakin ol champ! Pandemide sermaye sınıfının halleri

Henüz bir yıl dolmamasına rağmen pandemi hayatımızı oldukça etkiledi. İlk vakanın açıklandığı günden bu yana bilimsel anlamda epey yol kat edildi. Örneğin artık geliştirilen aşıların yaygın kullanımı tartışılıyor. Aşılamanın salgını tamamen ortadan kaldırmasa da hızını kırması bekleniyor. Salgın etkeni olan virüs hakkında, bulaşma şeklinden korunma yollarına çok şey öğrenildi. Sosyal hayatı kısıtlama ve çalışma şekillerini…

Devamı...

2020 geride kalırken… Stratejik bir muhasebeye giriş

Korona günlerinde devrimcilik sınırlandıysa, bunu toplum sağlığına duyarlılıkla, gelişkin sorumluluk bilinciyle açıklamanın sanırım bir sınırı var. Eğer 2020 yılına damgasını vuran salgın boyunca işçi sınıfının hak arama mücadelelerinde, eşitlik ve özgürlük arayışı bağlamına yerleştirilebilecek direniş ya da inisiyatiflerin sayısında ve etkisinde bir azalma olduysa bunun tek açıklaması, “ezilenler” cephesindeki “yüksek ahlak” olamaz. Amerika Birleşik Devletleri’nde…

Devamı...

Umuttan umutsuzluğa: Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye Öyküsü

Umut bağlanan parlamentolar insanlığı vahşete sürükleyen siyasal iktidarları içinden çıkarmış, onlara dayanak olmuştu, denetlenmeliydi.  Hak ve özgürlüklerin güvencesi, toplumsal düzenin yansıtıcısı ve kullanım belgesi olan anayasa kanun ya da polis devletinin değil, hukuk devletinin esas belgesi olmalıydı. Toplumsal düzenin tüm organlarıyla, hukuk belgeleriyle, kararlarıyla, iş ve işlemleriyle, bireysel ve toplumsal yaşamıyla huzur, refah ve istikrar…

Devamı...

Pandemi Hukuku: Kurallarla Kuralsızlaşma

2019 Aralık’ında Çin’de ortaya çıkan ve kısa sürede küresel ölçekte bir salgına dönüşen Covid-19, salgına rastlanan tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de devletin çeşitli önlemler almasını zorunlu kıldı. Salgının kontrol altına alınması ile kişisel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması dengesine bakıldığında Türkiye’nin epey sorunlu bir fotoğraf verdiğini baştan söylemeliyiz. Dünya kapitalizmini bu değerlendirmeden azade tutamayacağımızı da……

Devamı...

Pandemi, Türkiye Ekonomisi ve IMF Tartışmaları

Aralık ortalarında Çin’de ilk vakanın görüldüğü Covid-19’un merkez üssü Mart ayı itibariyle önce Avrupa, ardından da ABD’ye kaydı ve virüs küresel düzeyde bir salgın (pandemi) olarak nitelendi. Yazının kaleme alındığı tarihlerde tüm dünyada toplam vaka sayısı 3,2 milyonu, toplam can kaybı ise 230 bini aşmış ve pandeminin ekonomik etkisinin, 1929 Büyük Buhranı’ndan bu yana en…

Devamı...