“Dünya komünist hareketi” tanımlamasını hak eden, ortak bir doğrultusu olan, kendisini başka hareketlerden ayrıştırmış, aynı siyaset dilini kullanan, ülke özgünlüklerine rağmen benzer hedef ve araçlarla hareket eden bir toplamdan söz edemiyoruz bugün. Bununla birlikte, tek tek ülkelerde komünist partileri faaliyette; bunların kimisi ciddi toplumsal desteğe sahip, kimisiyse son derece etkisiz. Ve bütün bu partiler arasında...
Her nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, yeni-sosyal demokrasi, reformist/liberal dalga veya radikal demokrasinin günümüzde gördüğü işlevi tanımlamak gerekiyor. SYRİZA’nın özünün deşifre olması, bırakın sosyalizmi, solla bile ilişkili olmaması,  ama tekelci sermayenin doğrudan bir ajanı olduğunun ortaya çıkması bizi rahatlatmamalı. Reformizm dokuz canlı ve öldü sanılırken bile yeni bir biçim ile burjuva siyasetinde yeniden işlev kazanıyor. Kısa bir...
2016’nın bazı şeyleri geride kalan yıla bırakıp, yoluna bu yüklerden arınmış olarak devam etmesini dileyelim. Bu dileğin gerçek olması için çok neden var. Haziran direnişinden sola kalan, izleyen 2 yıl boyunca ezber edilen büyük yanlışlar var. Bunları 2015’te bırakmamız mümkün olacak gibi görünüyor. Yenilenmiş kendiliğindencilik Kitle direnişinin hesapsız, samimi ve ölçüsüz muhteşemliği karşısında kendini kaybetmek...
Teoride, ideolojik tartışmalarda, stratejilerde, öleni bir kez daha öldürmek gerekir. Yoksa sonuçta ortalığı ne zaman, nereden fışkırdığı belli olmayan, aşılmış stratejilerin, aşılmış tezlerin türevi arsız otlar kaplıyor.   2015 yılında sol içinde yaşanan tartışmalara bakınca, 27 yıl önce söylenmiş bu sözün hakkını vermemek elde değil. Bir başka genellemeyi ise başlarken kenara kaydetmekte fayda var. O...
İşçi sınıfı ve onun kesimleri üzerine yapılan çalışmalara Haziran ile yeniden bir canlanma geldiği gözüküyor. Canlanma, kelime anlamı itibariyle, başta, olumlu gibi gözüküyor; fakat beraberinde getirdiği belirsizlik ve kirlilik, netlikten ziyade sınıftan uzaklaşmaya kapı aralayan bir muğlaklığa varıyor. Sevimsizlik, analizlerin köşelerine iliştirilmiş liberal darbeler ile Marksizmin sınırlarına dahil edilmesi mümkün olmayan yöntemlerin, kavramların bol keseden...
Ástor García İspanyol Halklarının Komünist Partisi Merkez Komite üyesi   Podemos’un siyaset sahnesinde belirmesi büyük tartışmalar doğurmuştu. Partinin 25 Mayıs 2014 tarihindeki Avrupa seçimlerinde beş sandalye kazanmasıyla bu tartışmalar daha da arttı. Kurulduktan sonra dört ay içinde Asturias ve Madrid gibi bölgelerde Izquierda Unido’nun  (IU) önüne geçmeyi başaran bir oluşum şüphesiz ki üzerinde dikkatle düşünülmeyi...
 “Batılı ülkeler, Rusya’nın Suriye’deki askeri faaliyetlerine olumsuz yaklaşıyor. Çünkü bu faaliyetler, Rusya’ya karşı yürütülen büyük kampanyayı bozuyor. Batı’nın 2-3 sene önce yapması gereken adımları hayata geçiren Putin, Batı’ya hatalarını gösteriyor.”  “Şi’nin (Çin lideri Cinping) nihai ana planı açık: Rusya-Çin-Almanya ticaret ittifakı. Alman siyasetçiler hala mesajı alamamasına rağmen, Alman iş dünyası bunu fena halde istiyor. Şi...
Dünyamızın bütün devrime susamışlığına karşın günümüz solunun ağırlıklı belirleyeni reformizmdir. İster geçen yüzyılın sosyal demokratlaşmış hareketlerini, ister şanlı geçmişi olan komünist partilerin çoğunluğunu ele alın bu gerçekle karşılaşırsınız. Komünistler devrimci bir dönemin arifesinde reformizmle mücadele etmek için kökenlerini deşmek zorundalar. Özü içerik ve biçimden ayırmak Marksizmin özünü içerik ve biçimden ayırmak reformizmi tanımak için önemli,...
“Tarihsel gücün bir zaferiydi bu. Mücadele içinde tek çizgi geçerli olabilirdi, strateji sadece bir yöne doğru olabilirdi. Ahlak kavramının politikada insanlar arası ilişkide olduğundan başka ölçüyle değerlendirilmesi gerekiyordu, burada gidilecek yolu belirleyen şey, duygular değil yararlılık derecesiydi.” Direnmenin Estetiği, Peter Weiss     Tarihinin en büyük katılımlı ve yaygın ayaklanmasını geride bırakan Türkiye’de, toplumsal rahatsızlığın...
Bir vardı bir yoktu, on yılı aştı, kriz yetmişikibuçuk milleti kasıp kavurup Türk’e teğet geçti. Gelişmeleri çoklukla iktisadi açıdan ele alıp değerlendirenler bu sürecin daha da derinleşerek süreceği konusunda hemfikir. Avrupa ülkeleri tek tek önce dibe vurup, sonra kendi elleriyle boğazlarına düğümü geçirip en sonunda da ilmeğin ucunu IMF ve AB’ye teslim etmekteler. Bizim bu...