21. yüzyıla girilirken Türkiye’de tüm uzanımlarıyla tarım, kendisini politik olarak ifade etme olanaklarına sahip olmadığı için çok önemsenmese de, Birinci Cumhuriyet’in en önemli ve hacimli kalıntılarından biriydi. Devletin tarıma sektörüne yönelik kurumsallaşması, onun her daim tedirgin temkinliliğinin; halka, emekçi sınıflarla yaklaşımının; kentli bir yapı olarak kıra bakışı ve onunla kurduğu ilişkinin tüm izleri ve çelişkilerini...
İnsanların biyografileri yazılabilir, peki ya kitapların? Kelimenin kökenindeki “biyo” yaşantıya işaret ediyor, nitekim zaman zaman “yaşam öyküsü” olarak Türkçeleştiriliyor. O halde soruyu şöyle derinleştirebiliriz; bir kitabın yaşantısı olur mu ve o yaşantının öyküsü yazılabilir mi? Her kitap için olmaz kuşkusuz. Ama bazı eserler, nihayetinde bir insanın kaleminden çıksa da insanlık tarihinde o denli derin bir...
Giriş İşçi sınıfının devrim öncesi, sırası ve sonrasında köylülük ile ilişkisi ve genel anlamda tarım sorunu karşısında nasıl bir çözüm geliştirdiği, bugüne dek yaşanmış her sosyalist devrimde hem ekonomik hem de politik açıdan çok önemli bir yer tuttu. Türkiye’de de tarım medya çok ilgi göstermese de önemli bir toplumsal mesele ve bu önemini devrim ve...
ABD’li belgesel film yönetmeni Joshua Oppenheimer son iki eseri olan Öldürme Eylemi (The Act of Killing, 2012) ve Sessizliğin Bakışı’nda (The Look of Silence, 2014) 1965-66 yıllarında Endonezya’da Suharto diktatörlüğünün kurulduğu karşıdevrim sürecinde gerçekleştirilen katliamı ele aldı. Birbirini tamamlayan nitelikte olan bu iki film katliamın bugüne dek karanlıkta kalmış pek çok yönünü, bilhassa da ABD’nin...
Sovyetler Birliği’nin II. Dünya Savaşı’nı kazanması ve emperyalizm ile sosyalizm arasında Soğuk Savaş’ın başlamasından bu yana ideoloji, marksist veya marksizmden beslenen sol cenahta üzerinde en fazla düşünce üretilen konu olageldi. Sovyetler Birliği devrim mücadelesini dünyanın ideoloji üretim merkezi olan Batı Avrupa’nın içine taşımak için gereken teorik gelişkinliği gösteremedikçe bu coğrafyanın sol ideologları giderek savrulmaya başladılar....
Gelenek dergisinin 117. sayısı “Türkiye modernleşmesinin İttihatçı-Kemalist bürokratik elit tarafından tepeden yapılan bir zorlama olduğuna” yönelik liberal tezin eleştirisine ayrılmıştı. Bu eleştiri, Neslişah Başaran’ın makalesiyle Türkiye burjuvazisinin maddi kökenlerine yönelik bir tartışmaya da kapı aralamış durumda. Kendi adıma bu açılımın çok önemli olduğunu, Türkiye modernleşmesinin gerek müsebbibinin kim olduğu, gerekse bir “zorlama” olup olmadığı konusundaki tartışmanın...
Türkiye’nin tarihinde yaşadığı en kapsamlı dönüşümlerden birisinin taşıyıcısı olan AKP iktidarının ideolojisinin klasik dinci gericilikten farklı ve çok daha gelişkin olduğu konusunda birkaç sağ Kemalistten başka kimsenin şüphesi kalmamış görünüyor. Metin Çulhaoğlu’nun işaret ettiği gibi; “Cumhuriyet tarihinde ilk kez belirli bir siyasal partinin ideolojisi aynı zamanda egemen ideoloji haline geliyor, üstelik bu aynılaşma resmi ideolojiyi...
Dünya krizinin Türkiye’ye olan etkisini ele alırken, üzerinde en fazla argüman üretilmesi gereken başlığı işsizlik oluşturuyor. Türkiye ekonomisi krizden kredi olanaklarının daralması ve ihracat pazarlarında talebin düşmesi üzerinden etkilenirken, bu etkilerin işçi sınıfı açısından en ağır sonucu felaket boyutlarına varan bir işsizlik artışı oldu. Krizin kuşkusuz sınai üretimde düşüş, özel sektörün dış borç çevriminin pahalılaşması...
Türkiye’nin birkaç ay içerisinde, ABD’nin bölgesel açılımlarında pek umursanmayan bir BOP eşbaşkanından “model ortak”a dönüştüğünü gördük. Bu dönüşüm, bir yandan AKP’nin iç siyasette öteden beri zayıf olduğu dış politika konusunda elini güçlendirirken, diğer yandan da Türkiye’nin ABD emperyalizmiyle Soğuk Savaş günlerini aratacak derinlikte bir suç ortaklığına hazırlanıyor olduğuna işaret ediyor. Ben bu yazıda, ABD’nin bölgesel...