Sermayenin yeni yönelimlerinin Türkiye müteahhitliği özelinde bir değerlendirmesi

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidara geldiği 2002 yılından beri ekonominin lokomotifi olarak ifade edilen inşaat sektörü ve özelinde müteahhitlik, pek çok tartışmanın da merkezinde yer aldı. Deprem ve konut sorunu, yolsuzluk, ekonomik kriz, esnek çalışma rejimi gibi farklı alanlarda yürüyen bu tartışmaların bir tarafında da inşaat sermayesinin tarihi ve yeni yönelimleri yer almakta. ABD…

Devamı...

Savaş Sarı ile Söyleşi: Doğal afetler ve ortaya çıkan yıkıcı sonuçları neyi gösteriyor?

Türkiye doğal afetlere yabancı bir ülke değil. Başta depremler birçok büyük doğal afet yaşanmış ve yaşanmaya da devam ediyor ülkemizde. Son yıllarda doğal afetlerin sıklığındaki artış ve sonrasında ortaya çıkan ağır sonuçlarla birlikte ise Türkiye’de birbiri ile ilişkili bir dizi konunun yeniden yoğun olarak tartışılmaya başlandığını gözlemliyoruz. Doğal afetler ve bunların yıkıcı sonuçları hakkında biz…

Devamı...

Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile “ittifaklar” üzerine

Hak ve özgürlükler şu ya da bu burjuva hükümetinin tercihiyle değil, işçi sınıfının örgütlü mücadelesinin sonucu alınır; gerçek ve kalıcı özgürlük ise gelişkin sosyalist demokraside yaşanabilir. Diğeri bir aldatmacadır. Bu nedenle ekmek meselesi özgürlük meselesinin üstündedir. Sömürü varsa özgürlük yoktur. Seçim tarihi yaklaştıkça ve AKP’nin iktidardan düşeceğine dair beklentiler arttıkça ittifaklar konusu daha fazla tartışılmaya…

Devamı...

Suriyeli Mülteciler tartışmasında ıskalananlar: Patronlara ucuz işgücü, AKP’ye manivela

Suriyeli mültecilerle ilgili devam eden tartışma, Türkiye sermaye sınıfının içindeki kliklerin, sorunu algılayışlarındaki farklılık ve hatta çatışmaları da su üstüne çıkardı.[1] Halihazırda kliklerin siyasi temsilcileri arasında devam eden tartışmanın pas geçilen uluslararası boyutu da mevcut. İktidar tarafından Suriye müdahalesinin meşrulaştırılmasında kullanılan mülteciler aynı zamanda ABD ve AB’nin de Şam yönetimine karşı pazarlık kozuna dönüşmüş durumda. Taliban’ın Afganistan’da…

Devamı...

Peker, müsilaj ve sol: Regresyon nereye kadar?

Garip ve sıra dışı günlerden geçiyoruz. Biraz da tekinsiz. Geçmiştekileri andıran ama daha önce hiç yaşanmamış olaylar, durumlarla geçiyor günler. Bir yandan bu sıra dışılık yeni bir tarihin kıyısında olduğumuzu düşündürüyor, bir yandan da yoruyor, bezdiriyor. Umut, heyecan, tedirginlik ve bezginlik iç içe yaşanıyor. Geçtiğimiz ay içinde daha önce benzeri pek yaşanmamış iki olay gündeme…

Devamı...

Sermaye ve devlet faslında kanlı bir Zübükzâde öyküsü

Hiç düşündünüz mü, Süleyman Demirel’in[1] “vecize”lerinden en ünlüsü “dün dündür, bugün bugündür”, neden “yaşamın diyalektik akışında doğan yeni olgulara”, “değişen somut koşulların analizi sonucu yeni bir siyasal konum ve söyleme” yorulmaz hiç? Bir totoloji örneğidir, yanlışlanamaz, dün gerçekten dündür, bugün de bugün, ama neden, sağcılığın politik manevralarının omurgasızlığına ve aldatmayı maharet bellemiş demagogluğa örnek olarak…

Devamı...

Fatih Yaşlı ile söyleşi: Karşı-devrim ve derin devlet üzerine

Geçtiğimiz ay içinde mafya lideri, “ülkücü” Sedat Peker’in “açıklamaları” çok konuşuldu. AKP iktidarının sonunu geldiği bile düşünüldü, yazıldı. Ancak Türkiye’de karşı-devrimci yığınağın kirleri yakın zamanın sorunu değil. Keza Peker’in açıklamaları günümüzün iktidara yakın sermayedarlarına dokunsa da Susurluk süreci ve hatta öncesine kadar uzanıyordu. Türkiye’de karşı-devrim çete düzeni, yağma ve devleti sermaye için işçi sınıfına karşı…

Devamı...

Sorunların devleti ve devletin sorunları

“Bugün İtalya ve Almanya’yı yönetenleri düşününce, Al Capone bunların yanında beyefendi kalır.” diyordu Upton Sinclair.[1] Şikago Mezbahaları’nın yazarı, faşizmi “kapitalizm + cinayet” olarak tarif ederken, vahşetin kapitalist düzenin temel karakteri olduğunu unutuyor olamazdı. Nitekim, faşizm devlet olarak haritadan silindiğinde faşistleri yeni görevlerinde işlevlendirme rolü ABD’ye düştü. Klaus Barbie, “hepsi bir arada” denebilecek türden bir karakterdi,…

Devamı...

İrlanda: Hayali bir cennet mi, sömürünün ve ırkçılığın toplumu kemirdiği bir kapitalizm mi?

Bir gazetecinin kendisini şanslı kabul edebilmesi için kaos dönemlerinde coğrafi olarak nerede konumlandığına bakması gerekir. Konuyu sadece gazetecilik alanına sıkıştırmayalım. Sosyal bilimler alanında çalışan iyi bir araştırmacı için de aynı olgu geçerli ve önemlidir. Burada, temel bir önyargıyı öncelikle aşalım. Sosyal bilimler ya da genel olarak toplumsal araştırmalar sanıldığının aksine sadece kitap okuyarak ve bilgisayar…

Devamı...

Balzac’ın Paris’inden Zola’nın Paris’ine: Geleceği aramaya hangisinden başlamalı?

1848 Devrimi sınıf mücadeleleri açısından bir dönüm noktası. Böylesi önemde tarihsel bir olayın tüm üst yapısal ilişkileri, bununla birlikte kültür-sanat alanını belirlememesi imkânsız. Mevzubahis 19. yüzyıl Fransası olduğunda ise yaşanan siyasal gelişmelerin etkisinin romana daha çıplak haliyle ve daha hızlı bir şekilde yansıdığı söylenebilir. Dolayısıyla roman yazını üzerinden yapılacak bir okuma, aynı zamanda söz konusu…

Devamı...