Büyük bir fiyaskoya tanıklık ediyoruz. Ulus denilen insan topluluğuna yalnızca birkaç yüzyıldır yüklenen olağanüstü ağırlıklı anlam, anarşik-kaotik bir süreç içinde çöktü. Neredeyse “gözlerimizin önünde” denebilecek kadar kısa bir zaman dilimi içinde Britanya İmparatorluğu tebaasının yerini çeşitli etnisitelerden ve sınıflardan oluşan bir ulus almıştı. Geldiğimiz tarihsel anda, artık yalnızca kabına hiç sığmamış olan İrlanda değil, İskoçya...
2017 yazına, Haziran’da ve Ağustos sonunda, iki momentte müdahale eden Kılıçdaroğlu’nun damga vurduğunu söylemek durumundayız. Bu manzaranın solun eklemlendiği kısmı, Türkiye “sosyalist” hareketinin nadir dip noktalarından birini temsil ediyor. Beğenin beğenmeyin, programını, davranış biçimini doğru bulun yanlış görün, Türkiye’de sol çok defa zayıf düşmüş ve hata yapmıştır. Ama düzen dışı solun “sosyalist” sıfatının tırnak içine...
“Devletin çözülmesi, Türkiye kapitalizminin mevcut devlet aygıtını taşıyamaz halegelmesi demektir. Özgün iç ve dış dinamiklerin ürünü olan bu çözülme süreci, sı-nıflar arasındaki verili güç dengeleri hesaba katıldığında, geçici bir karakter taşı-maktadır. Sermaye sınıfı, kendi egemenlik aracı olan devleti daha farklı bir içerikleyeniden yapılandırmak için arayış içerisindedir.”   Bu değerlendirmenin üstünden on yılı aşkın süre geçti....
TKP adının siyasi mücadeleye geri döndüğü günlerdeyiz. Türkiye Komünist Partisi bir proje değildir ve sadece bir proje olan partilere siyasette rastlanabiliyor. TKP’nin projeleri olabilir; daha iyi bir ifadeyle açılımları, açılım dönemleri. Ama TKP bir gelenek, köklü bir akım, baypas edilmesi olanaksız bir müktesebattır. 20 Temmuz 2014 ile 22 Ocak 2017 arasındaki süre ismin ötesinde bir...
Gelenek 1986’nın Kasım ayında “aylık kitap dizisi” olarak yayınlanmaya başladığında arkasındaki örgütsel gücün ötesinde bir etki yarattı. Türkiye solunda 12 Eylül darbesinin tozu dumanı yeni yeni yere iniyor ve çeşitli hareketler siyaset alanında yayınları aracılığıyla adım adım konumlanıyorlardı. Gerçi Türkiye İşçi Partisi’nin Bilim ve Sanat ve Yarın dergileri daha 1981’de yola çıkmışlardı, ancak bu iki...
2013 Haziran Direnişi’nin üstünden anlamlı bir süre geçmesiyle birlikte, direnişin “her an yeniden” patlak verebileceği beklentisi de hafiflemeye başladı. 2016 başı itibariyle solda böyle bir canlı beklentinin kalmadığını söyleyebiliriz. İki buçuk yıllarını böyle geçirenlerin, bunun yanına seçim sandığını koymuş olmaları trajiktir. Solun bir bölümünün aklı bu aralar silahlı mücadele ile müzakere masası arasında gidip geliyor....
Gelenek Rasih Nuri İleri’yi ölümünün birinci yılında 1946 sendikacılığı üstüne bir yazısıyla anıyor. İleri’nin bu makalesi 1946 komünist işçi hareketi çıkışı üstüne erken değerlendirmelerden biridir ve Türkiye emek tarihi çalışmalarının vazgeçilmez kaynaklarından biri olduğu gibi işçi sınıfı mücadelemizin de temel belgelerinden biri sayılmalıdır. Emek tarihinin kaynak ve belge sorunları dramatiktir Türkiye’de. Kuşkusuz tarihçiliğin ve özel...
10 Ekim’de sonsuzluğa kavuşan güler yüzlü insanlarımıza     Bu yazı 10 Ekim’den önce kaleme alındı. Ankara katliamının ardından gözden geçirme şansım oldu… Kürt siyasetini daha ziyade 2013 Haziran Direnişi’ne referansla ve bölge çerçevesinde değerlendiren bu yazı, yeni açığa çıkan somutluğu analiz etmiyor; bu başka bir çalışmanın konusu olabilir ancak. Bunun ötesinde aşağıdaki saptama ve...
Bu yazı Gelenek’in yayınlanmasını birkaç gün geciktirmek pahasına son siyasal gelişmelere değinmenin zorunluluğundan yazılıyor. 17 Aralık operasyonu denen yolsuzluk skandalının başlangıç noktasını, MİT müşteşarı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında ifadesinin alınmak istendiği tarih olan 7 Şubat 2012’ye mi, yoksa Fethullah Gülen’in AKP’nin tetikçisi İHH’yı, Gazze’ye yardım gemisini İsrail’in “otoritesine başkaldırı” ifadesiyle eleştirdiği 2010 Haziran başlarına...
Başlığa bakanlardan kimileri benim nereye baksam işçi sınıfı ve sosyalizm görme takıntısına sahip olduğumu düşünecek. Başkaları ise belki de derin bir oh çekip, sonunda aranan sınıfın ve siyasetin bulunmuş olmasından mutluluk duyabilir. İşçi sınıfının ve sosyalist siyasetin Haziran Direnişi’nin neresinde olduğunu göstermemi bekleyenlere net bir yanıt veremeyeceğim için üzgünüm. Aslında, herhangi bir obsesyonu olmaksızın “her...
İşaret/Notlar
Yükleniyor...
İşaretle
Kapat
Okur Giriş

Parolanızı mı unuttunuz
×
Signup

Already have an account? Login
×
Kayıp Parola

×